Son günlerde gündemi en çok meşgul eden konulardan birisi futboldaki şike iddiaları ve bu iddialar karşısında gelişen tutuklamalar ve özellikle de ülkemizin en köklü kulüplerinden birisi olan Fenerbahçe’nin Avrupa Kupaları’ndan men edilmesi. Bana göre sırf topla güzel hareketler yapılıyor diye bunca paranın bu sektöre ve futbolculara aktarılması çok da mantıklı ve ahlaki gelmese de ve gerek kendi gündemimde fazla yer bulmayan futbolun ülkenin gündemini de fazla meşgul etmesini uygun görmesem de Fenerbahçe’nin maruz bırakıldığı uygulama bir Beşiktaşlı olarak beni  bile çok üzüyor. Kim ne derse desin ortada bir hukuksuzluk varsa bunun bir an önce ortaya çıkartılarak neticelendirilmesi ve sorumluların cezalandırılması gerekir. Görünen o ki ortada bir hayli ciddi iddia var ve belki de bu iddiaların merkezi de maalesef Fenerbahçe Kulübü. Ama buna rağmen Futbol Federasyonu öyle bir basiretsizlik örneği gösterdi ki başta Fenerbahçe Kulübü olmak üzere, Fenerbahçe’ye gönül veren milyonlarca taraftarı da bir hayli üzüp zor duruma sokarken mantıklı bakışa sahip insanları da şaşırtıyor. Eğer ortada ciddi bir takım deliller varsa bir an önce gereği yapılmalı. Fakat somut ve ciddi deliller yoksa hala “Türkiye Şampiyonu” apoletini taşıyan Fenerbahçe’yi Avrupa Kupaları’ndan men etmek hiç de hukuki olmayacak. Unutmayalım ki “geç gelen adalet adalet değildir”. Eğer Fenerbahçe ya da başka kulüpler hatta benim de gönül verdiğim Beşiktaş ligden düşürülecekse bir an önce düşürülsün ki gerek kulüpler, gerek buradaki futbolcular bir an önce önlerini görüp yeni bir geleceğe yelken açsınlar. Ayrıca takımlarına aşık milyonlar da travma üstüne travma yaşamasın. Umarım bu hukuksuzluk bir an önce giderilir de ülkemizin en önemli kulüplerinden Fenerbahçe başta olmak üzere diğer kulüplerimiz de bir an önce gerçek gündemlerine döner. Bu isimler hukuka aykırı davranmışlarsa ve ceza alacaklarsa bunun da neticesi kural kitabında yazılıdır, yoksa suçlu diye hiç kimseye ve kuruma eziyet etme ve işkence çektirme hakkımız yok.
Gelelim yazının asıl konusu olan Fenerbahçe sevdalılarına ve özellikle İsmail Bahçe’ye. Başta çevremdeki Fenerbahçeli dostlarımın olmak üzere birçok Fenerbahçe sevdalısının bağlılığı beni şaşırtmıştır. Adeta hayatlarının bir parçası haline getirdikleri bu aşk zaman zaman enteresan hikayeler ortaya çıkartır. “Bahçe” dendiğinde pek çokları İsmail Bahçe’yi bilir. Kaymakçı Belediyesi’nin ve de Kaymakçı beldesinin demirbaşlarından olan İsmail abi kelimenin tam anlamıyla nev-i şahsına münhasır biridir. İsmail abi soyadının muhteşem uyumuyla da tam bir Fenerbahçe fanatiğidir.  Bahçe öylesine bir sevdayla bağlıdır ki sarı lacivert renklere, doğacak çocuğuna “Fener” ismini koymayı yıllar öncesinde kafasına koyar. Yeni neslin pek de bilmediği hatıra ve anket defterlerindeki “çocuğunuzun adını ne koyarsınız?” sorusuna hep “Fener” cevabını vermiştir. 12 Eylül darbesinden birkaç sene sonra doğan oğluna “Fener” ismini koyar. Oğlu artık Fener Bahçe olarak kayda geçecek ve çağırılacaktır. Ancak bu duruma içerleyen birlikte aynı evde yaşadığı babası Süleyman amca İsmail abiyle sırf bu yüzden atışır ve İsmail abi evden ayrılıp kiraya geçer. Bundan sonra başlayan dönem çok sıkıntılı olur, kirayı ödemekte zorlanan İsmail Bahçe boynunu eğip tekrar baba evine gider. Oğluna Fener ismini koymakta kararlılığını sürdürünce babası Süleyman amca biraz da alkolün etkisiyle “s….m  fenerini lambasını, böyle isim mi olur lan…” deyince el mahkum oğlunun ismini Süleyman Emre koyar. Hayali suya düşmüş olsa da hiçbir zaman Fenerbahçe sevgisi azalmamıştır Bahçe’nin. Geriye böylesine ilginç bir anı kalır hafızalarda. Süleyman amcanın pek de ilgilisi olmadığı bu konu hakkındaki tarihi (!) fener-lamba yakıştırması bana bir başka açıdan baktırdı son gelişmelere. Etrafıma baktığımda hayatındaki karanlıkları aydınlatan, bir nebze de olsa hayatına renk veren spor kulüplerinin ve bunlara gönül vermiş sevdalılar olduğunu gördüm. Umarım vaziyeti idare edemeyen idareciler birçok insan için hayatına lamba ve ışık olan kulüplere karşı hak etmedikleri uygulamalara son verir de milyonlarca futbol sevdalısının gönülleri artık rahatlar.