Önceki yazımda, hatırlarsanız “Bunlar Kubilay olayı’nı da bize mal ederler” demiştim. “Gerçek Ortaya Çıktı”, “70 Yıllık İhanet İfşa Oldu” başlıkları ile “Kubilay’ı Cumhuriyetçiler öldürdü” iddiası ortaya atıldı. Eski Vakit yazarı Mustafa İslamoğlu bunu ilk ortaya atmış. Diyor ki “Araştırmalarımda Menemen provokasyonuna kurban giden Kubilay’ın resmi ideoloji karşıtı olduğu yolunda bilgilere rastlamıştım. Burada amaç Teğmen Mustafa’yı bir provokasyona kurban vererek hem bir muhaliften kurtulmak, hem de onun adını istismar edip bayraklaştırarak bugüne kadar muhalifleri temizlemek, sindirmek, susturmak.”

NET TV’de Akşama Doğru programına konuk olan işadamı Hasan Külünk, 1973 yılında Osman Yüksel Serdengeçti’nin kendisine zamanı gelince anlatması için Menemen Olayı hakkında bir sır bıraktığını söylemiş. Külünk, devraldığı bu tarihi sırrı şöyle açıklamış:

“Serdengeçti bana, ‘Hasan sana bir şey anlatacağım. Bu bir emanettir. Türkiye şartları uygun olduğu zaman sen bunu açıklarsın’ dedi. Bir gün Ankara’da Türk Ocakları’nda bulunduğu sırada Hamdullah Suphi Tanrıöver onu bir kenara çağırır ve gel sana özel bir şey anlatayım der. "Bu Menemen olayı var ya, onu biz yaptık. Kabakçı taifesine(zamanın esrarkeşleri) üç beş kuruş verdik. Bir nümayiş tertipledik. Fakat kontrolden çıktı, zavallı Kubilay kurban oldu. O bizim günahımızdır. Osman bunu sana söylüyorum, uygun bir zamanda açıklarsın. Şimdi günü değil."

Önce bu kişiler hakkında edindiğim bilgileri aktarayım. Serdengeçti, öğrenciliği sırasında 1944 Mayısındaki olaylara karıştığı için bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da isteği reddedilince dönemin M. Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve "Yüksek makamın alçak vekiline" diye başlayan yazı yüzünden yeniden hapsedilmiştir. Hasan Külünk bir iş adamı. İstanbul-Ümraniye partizan AKP’lilerinden. Adama sorarlar. Neden 40 yıl bekledin? Öğrendiğinde açıklamadın, şimdi neden açıklıyorsun? Zaman uygun mu? Hangi zaman? Buna sen nasıl karar verebilirsin? Bir dönem AP milletvekilliği yapmış Serdengeçti, 1954 doğumlu, 18’ini yeni bitirmiş senden başka sır devredecek adam bulamamış mı? Herhalde bir ihaleye gireceksin. Hayırlısı olsun. 

Ortada kanıt yok! Şahit yok! Osman Yüksel Serdengeçti bu sırrı açıklayamayacak kadar korkak mıydı? Ya da açıklaması için verilen sırrı neden açıklamayıp da yine emanet bıraktı? Yani emanetin emaneti. Şahit olduğunu iddia eden adam ölmüş. Ölen adamın, olayı anlattığı iddia edilen adam da ölmüş. O ölen de sözde olayı bir başkasına anlatmış. Güler misin, ağlar mısın? Ben de açıklıyorum. Bundan tam 50 yıl önce dedem bana dedi ki, bak torunum kimselere söyleme ama 1. Dünya savaşını ben çıkardım. Avusturya-Macaristan veliahdını ben öldürdüm. Suçu Sırplının üstüne attık. Ben bu sırrı bugüne kadar kimseye söylemedim. Tabii yerseniz.

Farkında mısınız? Tarihe ince ayar çekiliyor. Son dönemde İnönü ve onun üzerinden Atatürk ile uğraşılıyor. Dersim Olayını CHP, İnönü yaptı diyorlar. Oysa Dersim Olayları Atatürk’ün zamanında idi. Atatürk diyemiyorlar. Şimdi de Kubilay’ı öldürenler suçsuz gösterilip suç başkalarının üzerine atılmaya çalışılıyor. Bir adım ötesi Kubilay'ı Atatürk öldürttü. Bir kenara yazın bunu da diyecekler. Yani moda Cumhuriyete saldır da nasıl saldırırsan saldır. Eskiden böyle hainlere Avrupa’da Türkiye aleyhine konuşunca ödül verilirdi, şimdi ülkemizde bu hainler pirim yapmaya çalışıyor. Pes bu kadarına da. Daha sonra Derviş Mehmet’inde heykelini dikmeğe kalkarlar, utanmadan.

Tarihimizin kara lekelerinden biri olan bu olayı sulandırıp yeniden güya olaya tanıklık edenlerin ağzından ortaya dökmenin altında yatan nedir, acaba? Dikkat edin tarih yeniden yazılmaya çalışılıyor. Bir anda olmayan belgeler, olmayan devlet arşivleri ortaya çıkıyor. Yok, şimdiye kadar topluma yalan tarih öğretilmiş, yapılanlar hep İslami kesimin üzerine atılmış, uygun ortam oluşmuş, şimdi gerçekler açıklanıyormuş. Bunlar da Ergenekon olayındaki gizli tanıklar gibi. Birer birer gerçekleri açıklıyorlar. Zaten yenilikçi 3.Selim'in öldürülmesi de yalan, 31 Mart 1909 şeriat ayaklanması da, Kuva-yı Milliye’ye karşı Anzavur, Halifelik ordusu, Çapanoğulları, Şeyh Eşref iç ayaklanmaları, daha sonra 1925 Şeyh Sait isyanı, İzmir suikastı da yalan. İrtica diye bir tehdit de hayal. 

Amacınız Atatürk’ü ve tarihi izlerini yok etmek. Halkın O’na olan sevgisini ortadan kaldırmak. Her söyleminizi, tüm kötü olayları Atatürk ve arkadaşları yaptı demeye getiriyorsunuz. Amacınız tarihimizi karalamak. Atatürk’ü, İnönü’yü gözden düşürmek. Ancak tarihini iyi bilen halkımız kendisini yeniden dirilten, yoktan var eden bu kahramanlarını hiçbir zaman unutmaz. Böyle yalan ve saçma söylemlerle ulusal birlik ve beraberliğimize saldırmaktan vazgeçin. Asla başaramayacaksınız.

Saygılarımla, hoşça kalın.