Geçtiğimiz hafta, yıllar sonra ilk kez gittiğim ve il başkanımızın da katıldığı, ilçe binasında yapılan örgüt toplantısında gündem ne yazık ki bendim. Ne yazık ki diyorum çünkü bu örgütün konuşması, tartışması gereken benden daha önemli meseleleri vardı. Herkes kendince bir şeyler söyledi, söylemeye çalıştı. Fakat CHP Ödemiş İlçe Başkanı Mehmet Eriş konuşmasıyla yine farkı/farkını orta koydu. Eriş, kapıdaki tehlikenin farkındaydı. “Ben, Ak Parti ilçe başkanı ile sarılıp kucaklaşıyorsam, kendi partilimle de bunu yapabilmeliyim” diyor ve örgüte “sevgi-saygı” mesajları gönderiyordu.
2009 yerel seçimlerindeki değişik siyasi partilerin bizlere olan katkısını inkar edemeyiz. Bu açıdan, bu katkının yeniden tesis edilmesi için, kendimize sevgi ve saygıyı egemen kılan bir yol çizmemizin gerekliliği gün gibi ortadadır. Her işimize sevgi ile başlayıp her adımımızı sevgi ile atmalıyız. Sevilmek için önce sevmeliyiz.
Benim CHP ile bugüne kadar hiçbir sorunum olmadı. Bilakis, üyesi olmaktan büyük gurur duyduğum bu partinin varlığı bana her zaman umut olmuştur. Bugüne kadar makam, mevki derdim olmadığı gibi inanın bundan sonra da olmayacaktır. Ödemiş’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişi ve bugünü arasında köprü olup gelecekte yine yeniden tarih yazılmasına vesile olmak benim en büyük arzumdur. İnanıyorum ki, Ödemiş’te Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül vermiş, onuru ve şerefi her şeyden önce gelen başı dik insanlarımızın da tek temennisi budur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ödemiş’te Emin Öztürk gibi bir tecrübe adamından sonra Mehmet Eriş gibi bir gönül adamının sevk ve idaresine geçmesi örgütümüz için eşi bulunmaz bir kazançtır. Eskisi yenisi bir olup, partinin yine yeniden o eski havasına sokulacağından kimsenin şüphesi olmasın. Bu uğurda elimden geleni fazlasıyla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum. Kırmaya, kırgınlık yaratmaya değil şairin dediği gibi “Gönüller yapmaya geldim!”