Bundan 3 - 3,5 sene kadar evvel şimdi yerinde yeller esen Halep Pastanesi’ndeydik. Mikrofonda, aday adayı olmuş ama aday olamamış bir adam vardı. Mehmet Eriş; “CHP’li olmak kolay değildir. Birçok acıyı unutturur. Yürek ister. Gönül ister. Hata yapılır üstlenirsiniz. 2004 yılında hatalar yapıldı. Ki böyle bir belediyeyi teslim ettiğim için yine ben hatayı kendimde görüyorum. Ödemişlilerden özür diliyorum. Ben yenildim ama demokrasi kazandı. Düne bakarak başka hesaplar yapanlar bizi tanımıyorlar demektir. Dostlarımı unutmam. Arkadaşlarımı satmam. CHP büyük bir ailedir. Her olay tartışılır ama bugün tartışma günü değildir. Düşmanı güldürmeyeceğiz. El ele gönül gönüle çalışacağız. Bu duygularla Mustafa Kemal’in önünde İsmet İnönü’nün, binlerce şehidimizin önünde bu belediyeyi nasıl teslim ettiysek öyle almak boynumuzun borcudur” diyerek CHP örgütünü adeta şahlandırmıştı. O dönem, partiye ne kadar küs insan varsa hepsi tek tek ilçe başkanı Emin Öztürk tarafından aranarak yerel seçimlerde katkı ve desteği istendi. Sandıklar açılıp sonuçlar açıklandığında emeğimizin karşılığını almış ve hedefimize ulaşmıştık. Ama az ama çok, herkesin bu zaferde payı vardı.
 
Geçtiğimiz hafta, yıllar sonra ilk kez gittiğim ve il başkanımızın da katıldığı, ilçe binasında yapılan örgüt toplantısında gündem ne yazık ki bendim. Ne yazık ki diyorum çünkü bu örgütün konuşması, tartışması gereken benden daha önemli meseleleri vardı. Herkes kendince bir şeyler söyledi, söylemeye çalıştı. Fakat CHP Ödemiş İlçe Başkanı Mehmet Eriş konuşmasıyla yine farkı/farkını orta koydu. Eriş, kapıdaki tehlikenin farkındaydı. “Ben, Ak Parti ilçe başkanı ile sarılıp kucaklaşıyorsam, kendi partilimle de bunu yapabilmeliyim” diyor ve örgüte “sevgi-saygı” mesajları gönderiyordu.
 
2009 yerel seçimlerindeki değişik siyasi partilerin bizlere olan katkısını inkar edemeyiz. Bu açıdan, bu katkının yeniden tesis edilmesi için, kendimize sevgi ve saygıyı egemen kılan bir yol çizmemizin gerekliliği gün gibi ortadadır. Her işimize sevgi ile başlayıp her adımımızı sevgi ile atmalıyız. Sevilmek için önce sevmeliyiz.
 
Benim CHP ile bugüne kadar hiçbir sorunum olmadı. Bilakis, üyesi olmaktan büyük gurur duyduğum bu partinin varlığı bana her zaman umut olmuştur. Bugüne kadar makam, mevki derdim olmadığı gibi inanın bundan sonra da olmayacaktır. Ödemiş’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişi ve bugünü arasında köprü olup gelecekte yine yeniden tarih yazılmasına vesile olmak benim en büyük arzumdur. İnanıyorum ki, Ödemiş’te Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül vermiş, onuru ve şerefi her şeyden önce gelen başı dik insanlarımızın da tek temennisi budur.
 
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ödemiş’te Emin Öztürk gibi bir tecrübe adamından sonra Mehmet Eriş gibi bir gönül adamının sevk ve idaresine geçmesi örgütümüz için eşi bulunmaz bir kazançtır. Eskisi yenisi bir olup, partinin yine yeniden o eski havasına sokulacağından kimsenin şüphesi olmasın. Bu uğurda elimden geleni fazlasıyla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum. Kırmaya, kırgınlık yaratmaya değil şairin dediği gibi “Gönüller yapmaya geldim!”