Türkiye burası…
  Söylenen “söz”ler  ya “balık hafızalı” olmamızdan ya da umursamaz tavrımızdan ya da “bi’at” anlayışından unutulup gidiyor.
  Mehmetçik “şehit” olur; adına birileri çıkıp “kelle” der!..
  Karakol baskına uğrar onlarca fidan devrilir; birileri “birkaç Mehmet” öldü der!...
  Sebebi açıklanmayan-açıklanamayan bir patlamada 25 yiğit paramparça olarak Hakk’a kavuşur; birileri “tane” der!.. Takdir-ilahi der!..
  … ve en kötüsü de bu “laf”ları bizler unutur gideriz.
  Ne olacak? Toprağın kara bağrına girenler “onların “evlâtları” değil ki!
  Ateş düştüğü yeri yakar. Acıyı çeken bilir.
  “Laf ebeliği” yapanlarsa (…)
   Başka ülkede böyle bir olay olsa sorumlu olanlar, sorumluluklarını yerine getirirler ve işgâl ettikleri koltukları derhal terk ederler. Bizde ise “takdir-i ilahi” denilir; “açıklama yapmayacağım, ne diyeyim her şey ortada” sözüyle işin içinden sıyrılırlar…
  Sürekli diyoruz ya Türkiye bir “âlem” ülke diye…
 
  Ö S(e) Y(e) M(e)… Sınavlar… İptaller…  ve..Sayın Demir…
  ÖSYM’de “bir şey”ler oluyor ama herkes duyarsız nedense… Türkiye Kamu-Sen ve  Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Sayın İsmail KONCUK günlerdir (dün olduğu gibi) ÖSYM’deki sıkıntıyı dillendiriyor ama yetkililerde “TIK” yok !... “Sayın DEMİR “havanda su dövmeye” devam ediyor… Kamuoyunu tatmin edecek cevaplar maalesef yok…
  Peki, bizler ve akp’ye oy verenler!... Ne yapıyoruz? Tepkimiz var mı? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın değil mi? Sizlerin ya da bizlerin çocukları KPSS’ye girmiyor mu-girmeyecek mi? Sınavı iptal edilen “Hakimler-Savcılar” bunların eşleri,çocukları,anne-babaları,akrabaları sizler neden suskunsunuz? Sıkıntıyı yaşayanların bir parçası sizler değil misiniz?
  Neyse!..  Türkiye bir “âlem” ülke …
 
  4+4+4 Eğitim Sisteminin Ödemiş’teki Durumu…
  3 Eylül 2012’de öğretmenlerin şu meşhur tatili bitti ve bir kısmının  belirsizliği devam eden bir durumda okullarında görevlerine başladılar. İlçemizde okullar ilkokul ve ortaokul diye belirlenirken kimsenin fikrini almayan-almaya da gerek görmeyen yetkililer belirsizliğe çare de bulamıyorlar. Her gün bir “fısıltı”nın yayılmasına da engel olmuyorlar. Sınıf öğretmenleri norm fazlası olmasın diye okul müdürlerine emir üstüne emir yağdıran ve sınıf sayılarının gerekirse 10-15 öğrenci arasında olmasını direten yetkililer; 50.Yıl Ortaokulu’ndaki sınıfların 40 kişilik olması ( o da şimdilik) konusunda “kıllarını” kımıldatmıyorlar.Sınıf öğretmenleri 10-15 öğrenciye eğitim verirken branş öğretmenleri 200’den fazla öğrenciye eğitim vermeye çalışacaklar. Zafer İlkokulu ve Anafartalar İlkokulu’nda atamaları kararnamelerin 3Eylül 2012’ye kadar yetişeceği  sözünü veren ilgili şube müdürü ve ilçe milli eğitim müdürü şimdi “sus pus” durumda… Tabii 50.Yıl Ortaokulu’ndan Zafer İlkokulu ve Anafartalar İlkokulu’na  “gönderilen” öğretmenler de aynı durumda!...
  Diğer “dönüştürülen” okullardaki öğretmenlerin durumları da aynı… Bu üç merkezi okul sadece bir örnek…
  Sıkıntı çok da; dillendiren yok!... Okul yöneticileri,öğretmenler,sendikalar,veliler,yetkililer “dut yemiş bülbül gibi” bekliyorlar!...
   Dedik ya Türkiye bir “âlem” ülke diye…