Açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” bağırışları içinde yakılan Madımak Otelinde 33 aydın ve 2 otel görevlisinin yanarak, dumandan boğularak katledilmesinin üzerinden tam 25 yıl geçti. Olay tarihe “Sivas katliamı” olarak geçti. Üstelik bu olay 15 yıl arayla yaşanan ikinci Sivas katliamıydı.
Sivas katliamında Madımak Otelinde yanan insanlarımız ülkemizde ve bütün dünyada bir şok dalgası yarattı. Bu şok dalgası içinde  “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” sözleri yeterince dikkate alınmadı. Bazıları bu sözleri bir grup meczubun hezeyanı olarak gördü. Bu sözler olaydan sonra ortaya çıkan kayıtlara yansımasına rağmen…

Olaylar sırasında Sivas’ta yerel iktidar, bugünün iktidarını doğuran ve daha sonra kapatılan Refah Partisinin elindedir ve bu partiden Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak açılan davanın en önemli sanıklarından bir olarak yurt dışına kaçmıştır. Yine aynı partiden Şevket Kazan davanın sanıklarının avukatlığını üstlenmiş ve 1996 yılında kurulan Refah-Yol hükümetinde Adalet Bakanı görevindeyken Sivas katliamının tutuklu sanıklarını tutuklu bulundukları cezaevinde ziyaret etmiştir.

Bu davada tutuklu sanıkların avukatlığını üstlenenlerin çok büyük bir kısmı AKP’nin kuruluşundan sonra bu partide önemli görevler üstlenmiş ve bir şekilde ödüllendirilmişledir. Bu avukatların yolları önce Sivas Katliamı davasında, daha sonra da AKP adına yapılan görevlerde kesişiyor.

AKP adına değişik kademelerden “cumhuriyetin 80 yıllık reklam arası” olduğu söylemlerinden, valilikler, bakanlık ve kamu kurumu tabelalarından  TC harflerinin kaldırılmasına, “Lozan hezimettir” sözlerinden, “keşke Yunanlılar kazansaydı” hezeyanlarına kadar yalanlanmayan söz ve eylemleri birlikte yaşadıktan sonra, geçen yıl 16 Nisan tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile parlamenter sistem ile kuvvetler ayrılığı prensibini terk edip tek adam yönetimine geçişimizin resmen tescili olan 24 Haziran seçimlerinin resmi sonuçlarının alındığı tarihin Sivas katliamının 25. yılına denk düşmesi hep rastlantı mı?

İktidara geldikleri 2002 yılında bir tarikatlar, cemaatler koalisyonu olarak işe başlayan AKP yönetimi, “ne istediler de vermedik” dedikleri FETÖ örgütünün demokrasimizin simgesi TBMM binasının 15 Temmuz 2016 gecesi bombalaması sonrası FETÖ’den boşalan kamu görevlerine cumhuriyet yıkıcısı başka tarikatların yerleştirmesi rastlantı mı?

Sivas katliamına “Alevi katliamı” olarak bakmak da yanlış ve katliamcılara hizmet eden, tepkiyi daraltan hatalı bir bakış açısıdır. Sivas’ta yananlar içinde Aleviler kadar Sünni ya da inançlar üzerinden siyaset yapmadığı için inancını açıklama gereği duymayan cumhuriyet yurttaşları da vardır. Dahası katledilenler arasında yabancı uyruklu, Hollandalı gazeteci de vardır.

Sivas’ta saldırıya uğrayan doğrudan doğruya laik, demokratik Cumhuriyettir. Nitekim saldırganlar bunu  “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” çığlıkları ile ilan etmişlerdir. Sivas’ta açılan yoldan ilerleyen Cumhuriyet yıkıcılığı bugün kuvvetler ayrılığı ilkesine son veren, meclisi işlevsiz kılan tek adam yönetimine kadar ilerleyebilmiştir.

Büyük uğraşlarla bağımsız, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk ulusu cumhuriyet yıkıcılarına karşı mücadeleyi er geç kazanacaktır.

Katledilişlerinin 25. yıldönümünde Sivas’ta kaybettiğimiz aydınlarımızı saygıyla anıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi