Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi, Ulusal Eğitim Derneği Genel Başkanı Nazım Mutlu ve Eğitim İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Hüsyin Çalışkan’ın konuşmacı, Osman Gazi Oktay’ın yönetici olduğu ‘’Eğitimde Geldiğimiz Durum ve Görevlerimiz’’ konulu söyleşiyi, Salepçioğlu İşhanı’ndaki dernek binasında gerçekleştirdi.
Kızılçullu Köy Enstitüsü Mezunu, Yeni Kuşak Köy Enstitüsü Derneği Kurucu Genel Başkanı Halil Vural, Köy Enstitüsü Mezunu-Yazar Rıza Yetim, ADD Bilim Kurulu-Ulusal Eğitim Derneği Danışma Kurulu Üyesi Ahmet Gürel, Kooperatifçilik Uzmanı-Şair Prof. Dr. Ayhan Çıkın, UED İzmir Şubesi Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Kozan, Beden Eğitimi Öğretmenleri Derneği Genel Başkanı Hüseyin Kibar, Emekli Subaylar Derneği İzmir Temsilcisi Çetin Köker, Tarihçi –Yazar Osman Aras, Şair Refik Uğur, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Mümin Durmuş. Çankaya Mahallesi Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Neşe Şermeti ve Birleşik Büro İş İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Uğur İlkhız toplantıya katılanlar arasındaydı.
Osman Gazi Oktay’ın katılımcılara teşekkürle başlayan konuşması, iktidar yandaşı dernek, vakıf ve sendika temsilcilerinden, az sayıda da eğitimciden oluşan sözde şuranın; hükümetin daha önceden kararlaştırdıklarını, kamuoyuna eğitimcilerin talepleriymişçesine sunmak amacıyla düzenlendiğini belirterek devam etti.
İlk konuşmayı yapan Hüseyin Çalışkan, kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okumasının, topluma demokratikleşme olarak sunulmaya çalışıldığını, değerler eğitimi dersinin, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerince verilerek hangi değerlerin eğitiminin verilmek istendiğini, okullardaki rehberlik öğretmenlerinin odalarının ve kütüphanelerin mescide çevrildiğini, öğrenciyi düşünüyoruz söylemi ardına gizlenip, haftalık ders saatlerinin 30’a düşürerek, beden eğitimi, müzik ve resim öğretmeni sayısının 45 bin azaltılmak istendiğini, 350 bin atama bekleyen öğretmen olduğunu belirti.
Nazım Mutlu, Öğretmen Dünyası Dergisi’nin yazı kurulunda 18 yıldır görev aldığını, sözde Milli Eğitim Şurası ardından Din Şurası toplandığını, Cumhurbaşkanın din şurasında yaptığı konuşmada; son 200 yıldır köşeye sıkıştırıldıklarını, kendilerine yaşatılanları ortadan kaldıracaklarını, okul öncesinden başlanarak topluma yeni bir yaşam tarzı sunacaklarını açıkladığını söyledi.
Nazım Mutlu, Osmanlıca’nın yapıştırma bir dil olduğunu, asıl amacın Latin Alfabesi yerine Arap Alfabesini geri getirmek olduğunu açıkladı.
Törenlerde, İstiklal Marşı’mızın söylenmesine gerek olmadığı seslendirilmeye başlandığına vurgu yaptı.
Eğitimdeki bozulma aşamalarını belirten Mutlu, ‘’ODTÜ’ de başlatılan yabancı dille öğretim, vakıf üniversiteleri aracılığıyla bazı devlet üniversitelerinde de uygulanmaya başladı. Bu durum, zeki öğrencilerimizin beyin göçüne neden oldu.
Dershanecilik ve özel okullar, devlet okullarından özel okullara geçişin önünü açtı.
İktidarın önemli görevlerinin başındaki kadrolar, özel okullardan yetişmiştir.
Sık sık Milli eğitim programı ile bilinçli şekilde oynanarak ve öğrenci başına 3 bin 500 lira yardım ederek öğrencilerimiz özel okullara kaçırılmak istenmektedir. Bu konuda uyanık olmamız gerekir’’ dedi.
Köy enstitüleri kapandıktan sonra hızlı bir şekilde imam hatip ortaokulu ve lisesi açıldığını belirten Mutlu, ‘’Milli Eğitim Bakanlığı’nı adına sendika denen yapı ve Bilal Erdoğan’ın başkanlığını yürüttüğü vakıf yönlendirmektedir. ‘’ diyerek konuşmasına ara verdi.
Hüseyin Çalışkan çözüm konusunda yaptığı konuşmada; Cumhuriyetin yıkılmak istendiğini, yıkımda kullanılan araçların vakıf, malum sendika ve bölücülük olduğunu belirtti. AKP iktidarının alaşağı edilmesi gerektiğini vurgulayarak konuşmasını bitirdi.
Nazım Mutlu, ‘’ Gericiler bugünlere fiili durum yaratarak geldi. Bizde rahatımızı bozup, çok çalışmalı, çocuklarımıza değerler eğitimi dersi aldırmayarak, zorunlu din derslerine sokturmayarak, durumu ulusal ve uluslararası yargıya taşımalıyız. Fiili durum yaratmalıyız’’ dedi.
TÖS, TÖD-DER, Eğit-Der ve Müfettişler Sendikası içerisinde görev alan ve YKKE Derneği’nin kurulmasını sağlayan Halil Vural, tüm eğitim örgütleriyle bir şura toplanmasını önerdi.
Rıza Yetim, Osmanlıca diye bir dil olmadığını, dilin ulusa ait olduğunu, Osmanlı diye ulus olmadığına göre; dilinin de olamayacağını vurguladı. Öğretmen Dünyası Dergisi’ne sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
Ayhan Çıkın, kooperatifçiliğin eğitimdeki yerinin tartışılmasını istedi.
Ahmet Gürel, güçlerin birleştirilmesi gerektiğini, Ermeni soykırımı iddialarına birlikte yanıt verilmesini teklif etti.
Dr. Mustafa Kozan, inancı nedeniyle başını örten sayısının çok az olduğunu, internetten bilim öğrenilemeyeceğini, çocukları internetten uzak tutmak gerektiğini, derginin eğitimin tüm taraflarına açılması gerektiğini açıkladı.
İbrahim Dönmez, Refik Uğur, Hüseyin Kibar, Nebil Gürhanlı ve Çetin Köker’in yaptığı konuşmalar ardından; Müsellim Pesen Öğretmen Dünyası Dergisi’nin 36. yılını kutlama ilanı için katılımcılardan 10 TL. topladı. Öğretmen Dünyası Dergisi’ne abone olundu. Yeni abone bulma, herkesin önüne görev olarak sunuldu.
Toplantı kokteylle son buldu. Yapılan sohbetle dostluklar daha da pekişti.
İzmir şube yönetimi, Nazım Mutlu ile birlikte, derginin yayın çizgisine ilişkin değerlendirme toplantısı yaptı.

Editör: Haber Merkezi