HABER / Faruk ÇARK

Tire Devlet Hastanesi Yeni Doğan Ünitesi'nde çalışan hemşire Fatma Tüfenkçi, geçen 22 Eylül günü, mesai bitiminde evine doğru yürümeye başladı.  Adnan Menderes Mahallesi Çobanyıldızı Sokak'a geldiğinde ise Tüfenkçi'nin yolunu bir süre önce boşandığı G. A. kesti. İddiaya göre, G.A., 2 çocuğunun annesi olan Tüfenkçi'ye yeniden bir araya gelmek istediğini söyledi. Tüfenkçi ise olumsuz yanıt verdi. Bunun üzerine çıkan tartışmada, G.A. cebinden çıkardığı bıçakla Tüfenkçi'yi karnından 30 bıçak darbesiyle yaraladı. Tüfenkçi kanlar içinde birkaç metre yürüdükten sonra yere yığılırken, G.A.kaçtı. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Tüfenkçi, Tire Devlet Hastanesi'ndeki ilk tedavisinin ardından İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. G.A. ise kısa süre sonra yakalandı. Tutuklanan G.A. hakkında Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'tasarlayarak öldürmeye teşebbüs' suçundan dava açıldı. Tüfenkçi, tedavi ile sağlığına kavuştu.

YARGILANMASINA BAŞLANDI

Davanın ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmada Fatma Tüfenkçi ve avukatları ile G.A.'ın avukatları hazır bulundu. Duruşmaya tutuklu sanık G.A. ise SEGBİS ile katıldı.  G.A., savunmasında Tire'ye intihar etmek için gittiğini öne sürerek, "2018 yılında Fatma'nın evinin önünde cam şişeyle intihar girişiminde bulundum. Fatma bana 'geçmiş olsun' bile demedi. Olaydan iki gün önce Tire'ye geldim, intihar etmek için bir bıçak aldım. Kızımın arkadaşının çalıştığı pastaneden intihar mektubu yazmak için kağıt aldım ve parka gittim. Mektupları yazdıktan sonra parkta uyumuşum. Sabah uyandığımda cep telefonumun ve paramın çalındığını fark ettim. Aç ve susuzdum" dedi. 

‘ARAMIZDA GEÇENLERİ HATIRLAMIYORUM’

Fatma Tüfenkçi’nin nasıl yaralandığını hatırlamadığını iddia eden G.A., “İntihar etmek için Fatma’nın evine doğru yöneldim. Onu gördüğümde elinde poşetlerle eve gidiyordu. Konuşmak için yanına gittiğimde beni artık istemediğini ve başka birini sevdiğini söyledi. Fatma’nın yanından uzaklaştığımda elimdeki bıçağı göğsüme sapladım, bıçak çakmağa denk geldiği için yaralanmadım. Fatma’nın ne şekilde yaralandığını hatırlamıyorum. Herhangi bir suretle hedef gözetmemiştim, intihar etmeyi düşünmüştüm. Fatma’yı öldürme düşüncem yoktu. Takibe de almadım ve kendisiyle tesadüfen karşılaştık. Aramızda geçenlerin ayrıntısını hatırlamıyorum. Olaydan sonra ne şekilde uzaklaştığımı da bilmiyorum. Üzerimdeki gömleği ve yamulmuş bıçağı bir çöp konteynerine attım” diye konuştu.

‘ÖLMEK İSTEMİYORUM’

Fatma Tüfenkçi ise eski eşinden şikayetçi olduğunu belirterek, saldırı anında birçok kez ‘Ölmek istemiyorum’ dediğini söyledi. G.A.’dan tehdit mesajları aldığını belirten Tüfenkçi, “Oldukça çekişmeli bir boşanma süreci geçirmiştik. Bu süre zarfında hakkımda koruma kararları da verilmişti. Sosyal medyadan, ’10 gün kaldı, 9 gün kaldı, ya tamam ya devam, final günü’ gibi tehdit içerikli mesajlar atıyordu. Olay günü nöbetten çıkmıştım, evime gidiyordum. Arkamdan G.A.’ın, ‘Beni neden engelledin?’ dediğini duydum. Göğsüme doğru hamle yaptıktan sonra, elini çektiğinde yaralandığımı anladım. Bu aşamadan sonra ekmek bıçağıyla bana saldırdı. Kendimi korumaya çalışırken yere düştüm. Kalkmaya çalışırken G.A. tekrar üzerime geldi ve bıçakla saldırmaya devam etti. Boynumdan bıçaklamaya çalışıyordu ancak darbe alırsam öleceğimi bildiğim için bıçağı elimle tuttum. Kendisine birçok kez ölmek istemediğimi söyledim. Kendisine yalvarırcasına ölmek istemediğimi söylüyordum. Sonrasında kendimi kaybettim ve düştüğümü hatırlıyorum. Farklı insanların sesi geliyordu. Kendimi toparlayıp, bir süre yürüdüm. Çevremdekilere, ambulans beklemeyip beni hastaneye götürmelerini söyledim” dedi.

SANIK GERÇEK DIŞI HİKAYE ANLATIYOR

İlk duruşmaya katılan Fatma Tüfenkçi'nin  Avukatı Sedef Akaydın şunları kaydetti; “ Bugün Fatma Tüfenkçi’nin davasında bir aradaydık. Dava çok uzun sürdü ve biz çok uzunca sanığın gerçek dışı bir hikâyesini dinledik. 
Bu hikâyede mahkemeyi ve hukuku, adaleti yanıltmak için eklenmiş, hayal gücüne dayanan ve bizim aslından diğer davalardan da çok kez tanık olduğumuz unsurlar vardı. Daha öncede platform adına takip ettiğimiz davalarda da hâkimlerin dahi söylediği şey şuydu; suçu unsuruna etki etmeyecek, esasından ancak ve ancak boşanma davasının konusu olabilecek, biz şimdi tasarlayarak insan öldürme suçunu teşebbüsle karşı karşıyayız.
Bu suçun unsurlarına ve gelişimine olayların ardı ardına geliştirilmesine hiçbir etkisi olmayacak bir sürü şey anlatıldı. Tekrar altına çizmek istediğim şey özellikle şu, öldüren sevgiyi kabul etmiyoruz. Çünkü sanık müvekkile Fatma Tüfenkçi’ye ne kadar önem verdiğini anlattı. Ama biz bunun doğru olmadığını biliyoruz. 
Kesinlikle kabul etmediğimiz şeyinde bu olduğunu belirtmek istiyorum.  Onun dışından yine mahkemeye ve adaleti yanıltmak amacıyla çok ezberlenmiş, bizim herkesten sürekli duyduğumuz şeyler. Nedir bunlar? Onuruma laf etti. Beni aldatıyormuş falan gibi şeyler. Bunlar çok artık orta zekâda birinin çocuk olmayan yetişkin birinin anlayacağı şeyler. 
Sanık tabiî ki aynı metotlara yoğundu. Ve başvurdu, karşı tarafı karalamaya çalıştı. Biz bunlara tabiî ki kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ve aldığı darbeler çok acı ama yinede söylemek gerektiğini düşünüyorum. 
Aldığı darbeler sonrası acı için Fatma Tüfenkçi’nin söylediği bir şey vardı, bunu sanıkta söyledi; “ben yaşamak istiyorum” biz kadın cinayetlerini er yada geç durduracağız. Ve kadınlara yaşama hakkını vereceğiz” dedi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

Editör: Haber Merkezi