Ülkemizdeki 65 yaş üzeri nüfus 2012 yılında yüzde 7,5 iken, 2023 yılında yüzde 10,2’ ye, 2050 yılında yüzde 20,8’ e ve 2075 yılında ise yüzde 27,7’ ye yükseleceği tahmin edilmektedir. Yaşlı nüfusunun artmasıyla birlikte yaşlılıkta sık görülen hastalıklarda bunlara paralel olarak artmaktadır.

Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Alzheimer ilerleyici bir hastalıktır. Günümüzde mevcut olan ilaçlar ile erken yakalanan vakalarda son noktaya gidiş süreci uzatılmakta, hastanın öz bakım süresi uzatılıp bakıcı yükü azaltılmaktadır. Alzheimer hastalığı, kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen aynı oranda görülür. Alzheimer hastalığı bulaşıcı ve kalıtsal bir hastalık değildir. Hastalığın nedeni bilinmemekle beraber, genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Genetik faktörler yanı sıra beyinde protein birikimi, beyin hücrelerinin ölümü, sinirsel iletimin bozulması, çeşitli zehirli maddeler yer almaktadır.

Alzheimer Hastalığının Belirtileri

Alzheimer hastalığının, temel olarak 10 tane belirtisi olduğu kabul edilmektedir. Bu belirtilerden bir ya da birkaçının bulunması Alzheimer belirtisi olabilir. Günlük yaşamı etkileyecek kadar unutkan olma (kişilerin adlarını, olayları hatırlayamama),Gündelik işleri yapamama (yemek yapmak gibi),

Kelimeleri bulurken zorlanmak, Tarihleri ve bilinen yolları hatırlayamama,

Çok basit konularda bile karar vermede güçlük çekme, Hesap yapamama, pratik düşünmede zorluk çekme, Eşyaların yerlerini karıştırmak (koyarken başka yere koymak),Davranışlarda ve ruh halinde değişiklik, Karakter özelliklerinin değişmesi, insanları suçlama, Sorumluluk sahibi olmaktan kaçmak Alzheimer’ın belirtileridir.

Alzheimer Hastası ve Yakınlarının Bilmesi Gerekenler
 
Öncelikle hastanın kendisine, cesaret ve güven duygusunu aşılamak gerekir. Hastaya her zaman yardım edilmeli ve bu yardımın hastaya kabul ettirilmesi gerekir. Hastanın hislerini paylaşmak gerekir. Gerekirse hasta, doktora nasıl bir durumda olduğunu anlatmalı ve bu yönde de tedavi uygulanmalıdır. Yapılacak işler için bir kağıda notlar alınmalıdır. Aynı şey, eşyaların yerini bulmak için de yapılmalıdır. Alzheimer hastalarının araba sürmesi tehlikelidir. Bu yüzden bir kişinin, hastaya eşlik etmesi (şoför olarak) gerekir. Hastanın sağlığına ve beslenmesine dikkat edilmelidir. Hasta hobilerini kısıtlamamalıdır. Önceden yaptıklarını, yapmaya devam etmelidir. Fakat artık çalışmayı bırakması gerekir. Hastalık ilerlemeden, hastanın ilerideki bakım durumu görüşülmelidir. Alzheimer, sadece kişinin kendisine değil, ailesine de maddi ve manevi yük getirdiğinden, bu hastalıkla yaşamaya alışmak ve baş edebilmek için destek almak gerekir.

YAŞLI BESLENMESİ

Yaşlanma: Anne karnında başlayan ve yaşamın sonuna dek devam eden kaçınılmaz fizyolojik bir süreçtir. Dünya Sağlık Örgütüne göre; 65-74 yaş “genç yaşlı”, 75-84 yaş “yaşlı”, 85 yaş ve üzeri “en yaşlı” olarak sınıflandırılmıştır. Yaşlanmayla beraber bireyin metabolizma hızı düşer ve enerji gereksinimi azalır. Fizyolojik değişiklikler, ortaya çıkan rahatsızlıklar ve psikolojik değişim gibi birçok farklılık nedeniyle yaşlı bireylerin beslenmelerinde değişim olmalıdır.

Yaşlı Bireyler için Sağlıklı Beslenme Önerileri

Yeterli ve dengeli beslenin. Besin çeşitliliği farklı tipte vitamin ve mineral değerlerinin alınası açısından önemlidir. Beslenmenizde aynı tip besinler yerine farklı besinleri bulundurun. Yeterli ve dengeli beslenmenin şartı olan 4 ana besin grubundan tüketmelisiniz. Süt ve Süt Ürünleri, Et, Yumurta ve Kurubaklagiller, Sebze ve Meyve,

Ekmek ve Tahıl Grubu

Az az ve sık sık beslenin. Günde 3 ana, 3 ara öğün yapın. Öğün atlamayın. Yağlı besinler; enerji içeriği yüksek, besin değeri düşük ve sindirimi zor besinlerdir. Kızartma, kavurma gibi yağda hazırlanan yemekler yerine haşlama, fırında pişirme veya ızgara yöntemleriyle pişirilen besinleri tercih edin. Bol miktarda posa içeren sebze, meyve ve kurubaklagillere sofranızda sıklıkla yer verin. Çünkü posa; yaşlılıkta sıklıkla meydana gelen kabızlığı önler, kan şekerini düzenler, kolesterolü azaltır ve barsak kanserine karşı koruyucudur. Margarin, tereyağ, kuyruk yağı gibi doymuş yağlar yerine sıvı yağlar tercih edin. Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerini (süt, yoğurt, kefir) günde 2 su bardağı kadar tüketin. Tuz tüketiminizi sınırlandırın. Yemeklerinize ekstra tuz eklemeyin. Günlük tükettiğiniz tuz miktarı 1 silme tatlı kaşığını ( 5gr ) geçmemelidir. Salam, sucuk, sosis gibi et ürünleri, tuzlu bisküvi, cipsler, tuzlu kuruyemişler, işlenmiş etler (kavurma, tuzlanmış balık gibi), salamura besinler(yaprak,zeytin, turşu gibi), hazır çorbalar, salata sosları, soya sosu ve bununla hazırlanan besinler tuz oranı yüksek besinlerdir. Bu besinlerden uzak durmalısınız.Günde en az 2 litre (8-10 su bardağı) su tüketin. Fiziksel aktiviteyi arttırın. Aktivitenin türü ve şiddeti için hekime danışın. Sağlığınızı tehdit eden alkol ve sigara kullanmayın.  Stresten uzak durun.

Editör: Haber Merkezi