Anayasa’nın değiştirilmesi ile ilgili görüşmeler sonuç vermedi. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in toplantıların sona erdiğini açıklaması ile 19 Ekim 2011 tarihinde başlayan çalışmalar sona erdi. Görünen o ki 2015 yılında yapılacak genel seçimlere kadar yeni bir çalışma da olmayacak. 

Aslında bu çok da kötü bir durum değil. Zaten toplumlar her zaman siyasetçilerden dolayısıyla yönetenlerden bir adım öndedir. 2015 yılında yapılacak olan seçimlere kadar geçecek süre içinde Türk toplumu birçok sorunu kendi içinde çözecektir. Somutlanmasını ise genel seçimlerde kullanacağı oy ile gösterecek ve kendi içinde bulduğu çözümün hukuki yapısını oluşturması için uygun göreceği partileri belirleyecektir.

Komisyon çalışmaları için bazı sayılar verelim, mecliste grubu bulunan 4 partinin eşit katılımı ile kurulan komisyonun bu güne kadar sadece 60 madde üzerinde anlaşma sağlamış durumda, müzakereye devam edilen madde sayısı ise 112. Ekonomik yönüne baktığımızda ise bu güne kadar komisyon çalışmaları sırasında harcanan para 3 milyon TL sıdır, eski ifade ile 3 trilyon. Komisyonun aylık masrafı 145 bin TL. Ama olsun paranın ne önemi var mühim olan insanlık!

Hal böyle olunca politikacılara güven sorununun nedeni kendiliğinden ortaya çıkıyor. Üstelik politikacılar birbirlerine güvenmiyor, kendi partilisine hiç güvenmiyor.

Zaten belediye başkan adaylarının belirlenme yöntemi olarak ön seçim yerine anket çalışmasının tercih edilmesinin sebebi, kendi partilisine güvenmemenin bir sonucu değil mi?

Yarın ilçemizde Ödemiş Belediyesi’nin İzmir Büyükşehir Belediyesinin katkısı ile gerçekleştirdiği yeni Toptancı Hali açılışı var. Oysa daha birkaç ay öncesine kadar muhalefet partileri Bütünşehir Yasası olarak bilinen düzenlemeyi karşı çıkmış, birçok kampanyalar düzenlemişlerdi. Ama görüyoruz ki bu yasal düzenleme yerelde önemli hizmetlerin yapılması açısından oldukça faydalıdır.

Esas olarak bütünleşmenin 30 Mart 2014 tarihinde olacak olmasına rağmen bugünden İzmir Büyükşehir Belediyesinin Ödemiş Belediyesinin projelerine katkısı 2,5 milyon TL’dir. Bu rakam küçümsenecek bir değer değildir. Yine basına yansıdığı kadarıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi bahçe yollarından sonra Ödemiş geneli için 150 bin metrekarelik sıcak asfalt çalışması yapacaktır.

İl Genel Meclisinin 4 buçuk yılda yapamadığı hizmetlerin birkaç ay içerisinde yapılması karşısında yeni Büyükşehir Yasası ile ilgili düzenlemeleri köy köy, belde belde gezerek karşı çıkanların yerel seçimlerde ne diyecekleri ya da ne kadar inandırıcı olacakları ortadadır.

Benzer itirazlar Kalkınma Ajansları için de dile getirilmişti. Ama bugün Ödemiş Belediyesinin gerçekleşen ya da devam eden birçok projesi İzmir Kalkınma Ajansı sayesinde olduğunu biliyoruz.

Bu somut örneklerden yola çıktığımızda genel merkezlerin sadece karşı olmak için yaptığı açıklamaları kraldan çok kralcı olarak dile getirme yanlışını düşmemek gerekir. Hiç kimse genel merkezdekilere bakın siz böyle demiştiniz diye sormaz ama yerel yöneticiler seçim zamanı halkın karşısına çıktığında söyleyecek bir söz bulamazlar.             

Aynen maçlarda söylenen şarkı uyarlamalarında ve yapılan küfürlerde olduğu gibi bir durumla karşılaşırız:

“Eminönü Laleli, Eminönü Laleli hey

Tribünden aşağı, sarkıtıverdim vaşağı

Şampiyonluk yolunda dikiverdim yırtığı”

Uyarlaması statta söylendiğinde büyük bir sorun çıkmaz, tepki görmez ama bunu kalkıp da kahvede ya da benzeri ortamda söylerseniz ne itibarınız kalır, ne de ağırlığınız.

İşte yerel siyasetçilerde bu hatayı düşmenin faturasını günümüzde ödemektedirler. Yerel seçimlerde aday tespitlerinde ön seçim yaparak yerel örgütlerin fikri alınması yerine anketlerle halkın fikri sorulmaktadır.

Sanırım genel merkezler, “Biz burada siyaseten genel bir laf ediyoruz, yereldekiler bunu niçin söylediğimizi düşünmeden, yerelleştirmeden aynen alıp sokakta söylüyorlar, demek ki siyasetten anlamıyorlar” şeklinde bir düşüncede olsa gerekler.

Bunun sonucu olsa gerek partilerin beldelerde teşkilatlanması zorunluluğu kaldırılacağı açıklandı. Demek ki artık beldelerde siyasetçi yetişmemektedir. Yakın zamanda ilçeler için de benzer bir durum olursa şaşırmayalım.

Bugün ilçe teşkilatlarının çoğunun ne genel merkezde ne de yerel yönetimlerde ağırlığı ve güvenilirliği bulunmamaktadır.

-Bulunsaydı anketle aday belirlenmesi yoluna gidilmezdi.

-Bulunsaydı adaylar parti teşkilatlardan çıkardı, dışarıdan sevilen güvenilir aday aranmazdı.

-Bulunsaydı diğer partilerden transfer yapılma gereği duyulmazdı.

Görünen o ki particilik bitme noktasına gelmektedir ki önümüzdeki dönemin milletvekilleri, belediye başkanları artık kendi alanında başarılı, kendi yöresinde sevilen, büyük olasılıkla sivil toplum kuruluşlarında görev alan, illa bir hobisi olan kişiler olacaktır.