“Organik yem ve doğal atıklar geri dönüşümü değirmenciliği dünyada neredeyse yok denilecek kadar az. Bu alanda üretim yapmak için bulunduğumuz coğrafya çok önemli. Örneğin bitki, meyve, baharat, bakliyat, ağaç yaprağı ve deniz ürünleri gibi atıkların bol olduğu yerler bu iş için büyük bir avantaj sağlamaktadır.”

Rekabet şartlarında maliyetlerin düşürülmesi her sektörden firmalar için ana kaygılardan biri. Öyle ki maliyetleri yüzde 1 oranında düşürecek bir tedbir bile özellikle büyük ölçekli üretim yapan firmalar için can suyu oluyor. Böyle bir dönemde,karma yem üretimine bir alternatif olarak ağır ancak emin adımlarla ilerleyen ve oldukça ekonomik bir yol daha var: organik yem değirmenciliği. Atık gıdaların geri dönüşümüne dayanan bu yöntemle büyükbaş, küçükbaş, kanatlı hayvanlar ve balıkların beslendiği yemlerin üretilmesi mümkün olabiliyor. Organik yem değirmenciliği prensibiyle yola çıkmış ve ciddi mesafe almış olan GPS Ascom Makine’nin ortağı ve genel müdürü Sayın Hüseyin Kayabaş ile konuyla alakalı bir röportaj yapma imkânı bulduk. Maliyetler konusuna dikkati çeken Kayabaş “Kârlılık olarak bu sistemde ham maddeyi çok ucuz fiyata veya bedavaya alma şansımız var. Bu faktör de işletmeye iyi bir kazanç getirmektedir.” diyor. Diğer taraftan, bu yöntemle atık gıdaların yeniden gıda zincirine kazandırıldığını belirten Kayabaş, organik yem değirmenciliğinin çevrenin korunması açısından da çok faydalı olduğunun altını çiziyor.

Firmanızın kuruluşundan, günümüzde geldiği yerden ve yem üreticisine sağladığınız çözümlerden bahseder misiniz?
Organik yem ve doğal atıklar geri dönüşüm yem olarak yem üreticisine makine yatırımı ve ham madde olarak daha ekonomik bütçe ile yatırım sağlamış oluyoruz.

Yem üretiminde doğal atıkların kullanıldığı organik yem tesisleri kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Size bu yöntemin piyasada tutulacağını düşündüren etken ne oldu?
Günlük yaşamımızda yediğimiz yiyeceklerin ucundan bir parça koparıp çevremizdeki hayvanlara yediriyoruz bazı hayvanların insanların tükettiği birçok gıdayı yediğini gözlemledim. Bu konuda bazı hayaller canlandırdım ve kendimce düşünmeye başladım. Atık gıdalardan evdeki aletleri kullanarak deneyler yapmaya başladım. Hayvanlara yedirdiğimde çok olumlu sonuçlar almaya başladım. Daha sonra bu konuda proje yapmaya karar verdim ve makinelerini üretmeye başladım. Günümüzde nerdeyse her şeyin geri dönüşümü var. Metal, elektronik, plastik gibi… Bu alanlarda dünyada ciddi bir sanayi oluştu. Ben de atık gıdaların ciddi bir sanayi olacağına inanmış birisiyim.

0rganik yem değirmenciliği hakkında genel bilgiler verebilir misiniz?
Organik yem ve doğal atıklar geri dönüşümü değirmenciliği dünyada neredeyse yok denilecek kadar az. Bu alanda üretim yapmak için bulunduğumuz coğrafya çok önemli. Örneğin bitki, meyve, baharat, bakliyat, ağaç yaprağı ve deniz ürünleri gibi atıkların bol olduğu yerler bu iş için büyük bir avantaj sağlamaktadır.

HAM MADDE ÇOK UCUZ, HATTA BEDAVA
Organik yemler hangi hayvanlara hitap ediyor? Karma ve flake yeme kıyasla, organik yemde çevre sağlığı ve kârlılık açısında ne gibi farklar söz konusu?
Organik yem ve doğal atıklardan üretilen yemler doğadaki bütün hayvanlara hitap ediyor ama tabi ki bizim önceliğimiz insanların tükettiği hayvansal gıdalar. Bunları büyükbaş, küçükbaş, kanatlı hayvanlar ve balıklar şeklinde sıralayabiliriz. Çevreye vermiş olduğu hiç bir zarar yok. Aksine çevreyi ve doğayı atıklardan temizleyerek ürün haline getiriyoruz. Kârlılık olarak bu sistemde ham maddeyi çok ucuz fiyata veya bedavaya alma şansımız var. Bu faktör de işletmeye iyi bir kazanç getirmektedir.

ESKİYE DÖNÜŞ, DOĞRU TABİR
Endüstriyel yemin tarihine baktığımızda, firmanızın da öncülüğünü yaptığı organik yem konseptini bir anlamda eskiye dönüş olarak görmek mümkün mü?
Eskiye dönüş olarak düşünmek tabi ki doğru bir deyim. Örneğin köyde yetişen bir tavuk ile çiftlikte yetişen bir tavuk aynı lezzette değil. Bu fark tabi ki yemden kaynaklanıyor. Bizim ürettiğimiz yemlerde köydeki tavuğun yediği yemler ile aynı besin değerine yakındır. Doğal olarak da aslında eskiye dönmüş oluyoruz bir nevi. Eskiyi teknoloji ile buluşturmuş oluyoruz.

YEMİN STANDARDİZASYONUNDA ZORLANMIYORUZ
Organik yem değirmenlerinde kullanılan ham maddelerle ilgili bilgi verebilir misiniz? Bilindiği gibi endüstri, standardizasyona büyük önem atfediyor. Hayvan yetiştiricileri de yemin formülü ve besleyiciliği konusunda oldukça dikkatli ve hassas. Yem ham maddeleri atıklardan oluştuğunda standart bir ürün yetiştirmek mümkün oluyor mu? Bu konudaki zorlukları nasıl aşıyorsunuz?
Ham madde olarak elimizdeki atık ürün çeşitlerine bakarak bulunması gereken en önemli atıklar: meyve, sebze, baharat, bakliyat, deniz ürünleri gibi atıklar. Bunlar bizim standart yem üretmemiz için yeterli. Ham madde çeşidinin biraz bol olması gerekiyor. Bu doğrultuda hangi hayvana göre yem üreteceksek formülünü istediğimiz gibi yapmamız mümkün. Standart bir yem üretmek için hiç bir zorluk yaşamıyoruz. Bu işlemde ham madde seçenekleri yeterli oluyor zaten.

ORGANİK YEMCİLİK DESTEK KAPSAMINA ALINMALI
Atıkların bu şekilde gıda zincirine yeniden kazandırılması ekosistem açısından olumlu bir hamle olsa gerek. Pekiyi bu yöntem, devletlerce destekleniyor mu? Bu konuda ne gibi çalışmalar var? Organik yemle beslenen hayvanların karbon emisyonunda bir farklılık var mı?
Bu henüz yeni bir konu olduğu için ülkemizde her hangi bir destek veya özel bir teşvik söz konusu değil. Ancak hızlı bir şekilde özel bir teşvik kapsamına alınması gerekiyor. Bu konuda devlet yetkilileri ile görüşmelerimiz devam ediyor. Görüştüğümüz bazı ülkelerde hükümetler bu üretim biçimini özel teşvik kapsamına aldılar. Neredeyse yatırımın tamamını hibe şeklinde veren ülkeler var. Günümüzde ciddi bir sorun olan karbon emisyonu konusunda diğer yemlere göre daha düşük karbonlu yemler üretebiliyoruz. Üretmiş olduğumuz yem ile doğaya ve çevreye ciddi bir katkı sağladığımızı düşünüyorum. Bu konu üzerinde kapsamlı çalışmalarımız devam ediyor.

HANGİ MAKİNEYİ KULLANACAĞINIZI BİLMELİSİNİZ
Her sektörde de olduğu gibi, yem değirmenciliğinde de rekabet ortamı makine üreticilerini ileri taşıyan etken. Organik yem değirmenciliğinin henüz yeni sayılabilecek bir konsept olduğu düşünüldüğünde, bu alanda yeni çözümler geliştirmenin fazladan bir zorluğu var mı?
Yem değirmenciliğinde ülkemizde ileri düzeyde makine üreticileri bulunmaktadır. Atık yemlerde ise proses çok önemlidir. Değişken hammaddeleri hangi makinelerde işleyeceğinizi bilir iseniz hâlihazırda üretilen makinelerde bu işlemi yapmak genel olarak mümkündür. Sadece bazı ürünleri işlemede farklı makineler kullanılmaktadır. Biz firma olarak da bu makineleri üretiyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız aralıksız bir şekilde devam ediyor. Atık ürünleri yeme dönüştürme konusunda makine ve proses konusunda hiç bir zorluk yaşamıyoruz. Bu konuda çok emek verdik ve iyi bir tecrübe sahibi olduk.

Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da yaptığınız çalışmalardan bahsetmiş ve organik yem değirmenciliği açısından geleceğe olumlu baktığınızı ifade etmiştiniz. O zamandan bu yana neler değişti? Organik yeme ilgili gösteren yurtiçi ve yurtdışı bölgeler hangileri? Piyasanın bu üretim metoduna tepkisi beklediğiniz kadar olumlu devam ediyor mu?
Dünyada çok ilgi çeken bir konu olduğu için şu an ciddi anlamda çalışmalar var. Özellikle Avrupalı makine üreticileri bu konuda çalışmalar yapıyorlar ve bazı Avrupa ülkelerinde makine üretimleri devam etmektedir. Piyasanın tepkisi bizim beklentimizin çok üzerinde. Daha önce bölgesel olarak sıralamayı biliyorduk ama şu an bu sıralamayı yapmamız pek doğru olmaz.

KEŞKE BU İŞE DAHA ÖNCE GİRSEYDİK
Firma olarak geçmişe dönüp baktığınızda pişmanlıklarınız var mı? Sektördeki tecrübeleriniz siz neler öğretti? Gelecekteki hedefleriniz neler?
Geçmişe dönüp baktığımızda pişmanlığımız, sadece “Keşke bu işe daha önce başlasaydık.” şeklinde oldu. Bakliyat makineleri ve  yaprağı üreticisi olmam birçok değişik sektörlerle iş birliği yapma imkânı sağladı. Özellikle gıda, kimya, inşaat, maden gibi sektörlerde uzun yıllardır çözüm ortağı olarak çalıştığımız için büyük bir tecrübe sahibi olduk. Örneğin elektronik geri dönüşümünde bakliyat da ürettiğimiz bir makineyi sisteme monte ettik. Bu çalışmalar bizim için büyük bir tecrübe oldu. Hedeflerimiz tabi ki Ar-Ge çalışmalarına üst düzeyde devam ederek bu işi çok daha yukarılara taşımak ve dünyada lider firma haline gelmektir.

YUMURTA KABUĞUNDAN ÜRETİM YAPAN ÜÇÜNCÜ ÜLKEYİZ
Son yapmış olduğumuz çalışmalardan kısaca bahsetmek istiyorum. Balıkların dışındaki pulları ve kılçıklarını alıyoruz. Solucan, yumurta kabuğu ve üzerinde çalıştığımız buna benzer birçok atıkları makinelerde işliyoruz. Böylelikle steril hâle getirilerek kozmetik ilaç ve yem sektöründe hammadde olarak kullanılmaktadır. Özellikle yumurta kabuğunu ürün haline getiren Amerika ve İspanya’dan sonra üçüncü ülke olduk. Kokusuz bir ürün yaptığımız içinde dünyada şu an birinci sıradayız.

kaynak:feedplanet

Editör: Haber Merkezi