Çok şükür günümüzde, her kesimden insanımız evlâdının okumasını ve bir meslek sahibi olmasının bilinci ve gayreti içinde. Ne yazıktır ki, Eğitim sistemimiz, Cumhuriyet’imizin 92 nci yılına geldiğimiz halde çocuklarımıza yeterli eğitimin verilebilmesinden uzakta. Hemen her yıl diyebileceğimiz eğitimdeki yaz-boz’lar yüzünden kalıcı bir eğitim politikası gerçekleşmedi. Bunu sık sık değişen Milli Eğitim Bakanları’nın kendi kafasına göre ve tabii ki, mensubu olduğu hükümetin isteği doğrultusundaki değişiklik uygulamaları sebeptir. Sözün kısası çocuklarımıza okullarda verdiğimiz eğitim yetersiz kalıyor.

İşte, Dershaneler de bu eksikliğin giderilmesi sonucu doğdu. 35 yıldır da faaliyet göstermekteler. 1980 Askeri Darbesinin güçlü askeri yetkilileri, Dershanelerin kapatılması konusunda kararlı olmalarına rağmen, işin gerçeği ve dershane gerekliliği kendilerine anlatıldığında, vaz geçtiler. Dershaneler de, o gün bu gündür faaliyetlerini sürdürmekteler.

AKP. Hükümet’inin  (daha doğrusu zirvedeki tek adamın) keyfi isteği mi diyelim, bir kesime olan husumeti mi diyelim Dershanelerin kapatılmasına karar verildi. Konu Anayasa Mahkemesi’ne intikal ettirildi. Fakat 1 Eylül 2015’e kadar faaliyetlerinin devam edeceği kanunla sabit. Ne var ki;

Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçen hafta içinde Valiliklere bir talimatı ulaştı. Şöyle deniyordu: “Dershanelere Seviye Tesbit Sınavı yaptırmayın!” Tabii ki, eğitimciler bu karara tepkili. Haklılar da. 1 Eylüle kadar plân programlarını yapmışlar, konu zaten Anayasa Mahkemesi’nin gündeminde, büyük ihtimalle de kanunun iptali söz konusu. Şimdi durup dururken, Valiliklere verilen talimatla, dershanelere öğrenci alımını engellemek de ne oluyor. “Seviye Tesbit Sınavı yaptırmayın.” Talimatına eğitimcilerin isyanı var.

Eğitim Faaliyetlerini 1 Eylül 2015’e kadar yasal olarak sürdürme haklarını olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca bu uygulamanın, mali açıdan sıkıntı içinde olan dershaneleri çıkmaza sürükleyeceğini dile getiriyorlar. Ocak ayında kayıtların başladığını eylül ayına kadar olan dönem için gelir gider dengesi kuruyorlar.

Kanunların verdiği bir hak ortada dururken öğrenci almayın gibi bir şey olabilir mi? Sen, Devlet olarak yeterli eğitimi veremediğin için bu dershanelere ihtiyaç duyuldu geçmişte, öyle de devam edip gidiyordu.

Üniversite öğrencileri arasında zaman zaman dershanelerin gerekli olup olmadığı konusunda anketler yapılır hep. Çıkan sonuç, okuduğu bölüme dershane sayesinde girebildiğini söyleyen öğrenciler çoğunlukta oluyor. Bir de şu konu var:

Milli Eğitim Bakanlığı, mevcut dershanelerin “Özel Okula” dönüşmek isteyen dershanelerin başvurularını Haziran 2015 de almaya başlamıştı. Dönüşüm başvurularının alınacağı son tarih 31.Ağustos.2015. Şimdiye kadar yüzde 10’u Özel Okula dönüşme başvurusu yaptı. Okula dönüşen 54 dershanenin öğrenci bulmada sıkıntı yaşadığı belirtiliyor.

İnsanımız sanki pek mi meraklı onca parayı temin edip çocuğunu dershaneye yazdırmaya. Çocuğunun lisede aldığı eğitimin yetersizliğinin idrakinde olduğu için nice meşakkatlere katlanıyor insanımız. Velhasıl konu arapsaçına dönmüş vaziyette. Dershanelerin maddi kaybı bir yana, olan çocuklarımıza oluyor. Hani filler tepişirken ezilen çimenler var ya o hesap. O çimenler çocuklarımız oluyor. Birilerinin bitmek tükenmek bilmeyen inadı ve kini yüzünden. Merak eden okuyucularım için yazıyorum. “Hizmet Hareketi” ne ait Dershanelerin oranı tümü içindeki oranı yüzde 23 tür. Hizmet Hareketi’ni cezalandırmak isteyen yönetim, % 23’ün dışındaki dershanelerin günahı ne diye düşünmüyor. Bu ne bitip tükenmez kinmiş Yarabbi.. 

Saygılarımla.