Türkiye’de “gündem” o kadar hızlı değişiyor ki, yakalayabilene aşkolsun !... En önemlisi de terörle mücadele konuusnda adeta iktidar ülkeye  “ÇAĞ”  atlattı.
  Neler gördük... Neler yaşadık...
  En önemlisi de “balık hafızalı” olmakla da övündük sanki...
  Ya umursamadık, ya korktuk, ya da “bibleri”nden icazet almak için bekledik. Galiba  “ateş ocağımıza düşmedikçe” de işin vehametini kavrayamayacağız. Allah bizleri ve “birileri”ni bu ateşten uzak tutsun.
  Bir-kaç gündür “barış” kelimesi telaffuz edilmektedir. Malum medya, televizyon kanalları, köşe yazarları, “akil adamlar”, efendiler,köleler,yalakalar birbirleriyle yarışırcasına “barış”ı konuşuyorlar. Bazen öyle ileri gidiliyor ki, “Sulh için gerekirse el-etek bile öpülür.” e bile yol verilmektedir. Biz bir zaman “Güzel şeyler olacak.” ı da gördük, “yol kazalarını da...
    İnanıyorum ki bu ülkede akl-ı selim olan hiç kimse terörün bitmemesini istemez... Ama inanıyorum ki ülkeyi kan gölüne çeviren, masum insanları katleden, “gizli tanık” maskesiyle birilerine suç isnat edenleri de “muhatap” kabul etmez... Hele hele “müzakere” kelimesini ağzına bile almaz...
     “Ataköy-İmralı” hattını açarken  “pkk-bdp” kökenlilerden medet ummak da kimsenin haddi olmasa gerek. Adına bir de utanmadan-sıkılmadan “barış elçileri” diye adlandırılan kişilerin “şeceresi”ne bir bakın hele... Barışı bunlar “ihdas” edeceklermiş... Hadi canım sende !...
   Fransa’da 3 teröristin –her ne nedenle olursa olsun- ölmeleri üzerine sözde barış ağızları “kusmuk” larını hemen kusmaya başladılar. Ağızlarına galiz küfürleri, ağır hakaretleri ve devleti tehdit eden “pis”
Sözlerini peş peşe sıraladılar. Biz mi ne yaptık?...3 pkklı kadının öldürülmesinden “derin üzüntü” duyduk(!)  Hatta o pkklı leşlerin Türkiye’ye getirilmesi ve gömülmesi için Fransa’dan  ricacı bile olduk!
    İnsaniyet gereği canım!...
    Analar ağlamasın da demiştik bir zamanlar da ağlayanlar hep Mehmetçiklerin anası olmuştu...
    Televizyonlardan duyduğumuza göre de “İmralı iti” için yeni ve olumlu düzenlemelere de gidilecekmiş... Yeni “akil adam” daha rahet etsin diye devlet tüm imkanlarını seferber etmekteymiş...
Başbakanımızın  özel talimatıyla hücresine LCD televizyon verildi....”  Yakışır tabii LCD ekran bir televizyon terörist başına.. Pardon birilerinin “sayın” dediği, hatta birilerinin “el-etek öpülecek” kadar yüceltildiği adam(!) yerine konulduğu caniye...
    Allah sonumuzu hayretsin, demekten başka yapacak bir “şey” bırakmamaya çalışyorlar insana ya, galiba bunu da başarıyorlar.
   Helâl olsun gerçekten... Helâl olsun...
   Bir sözümüz de sivil toplum kuruluşlarına olacak ya...
  “Vaz caydım” nedense...
   Ya bir “şey” yapmayacakalarını bildiğimden, ya da suskunluğu tercih edeceklerini düşündüğümden...
    Biz de mi sussak?..
   Ya da  “icazet” gelesiye kadar “bi’at” etmek gerek.
   Bir hatırlatma da Ödemiş’te yayın yapan yerel bir gazetenin yetkililerine... “Kuru özür” sizce yetti mi 14 pkklı militan (!) için “şehit” kelimesi kulanmanıza?... Sakın ola adına “hata” demeyin... “Gaf” mı ?...
Adını siz koyun “gari” !...