Küçük Menderesin cefakar, vefekar ve çalışkan insanları CUMANIZ mübarek olsun.Vücutlarınız sağlıklı, kazançlarınız bereketli olsun.ALLAH cümlemizin yar ve yardımcısı olsun.

Yaratılmışların en şereflisi, en mükemmeli ve en güzeli insandır. Bütün yaratılmışların en mükemmeli olan insan, dünyaya başıboş gönderilmemiştir. Ken­dine akıl gibi çok önemli bir nimet verilen, düşünme, değerlendirme, iyiyi, güzeli, doğruyu bulabilecek ye­teneğe sahip olan insanın, birçok görevleri vardır. Bu görevler, genel olarak Allah'a karşı görevler, Al­lah'ın yarattıklarına karşı görevler diye ikiye ayrı­labilir.


İnsanın, Allah'a karşı görevleri, Allah'ın varlığını ve birliğini her türlü şüpheden uzak olarak kabul et­mek, emirlerini yerine getirmek, yasakladığı şeyler­den uzaklaşmaktır. Yaratılmışlara karşı görevleri ise, insanın kendi şahsına, anne ve babasına, eşine ve çocuklarına, komşularına ve çevresine, vatanına, milletine, bütün insanlığa ve canlılara karşı diye sıra­lamak mümkündür.

İnsanın sorumluluklarının hepsi önemlidir. Ama bunlardan Allah'a karşı olan sorumluluklar ile anne ve babaya karşı olan sorumluluk ayrı bir önem arz etmektedir.

Allah, insanın da bütün kainatın da yaratıcısıdır. Anne ve baba ise insanın dünyaya gelmesinin sebebi­dirler. Canlılar arasında insanın  ayrı  bir özelli­ği vardır. İnsan  hayatını devam ettirebilmek için en tabiî ihtiyaçlarını bile tek başına  göremez. Belli bir süre başkasının bakımına, himayesine ve şefkatine muh­taçtır.


Bu çocuğa en iyi bakacak, her türlü olumsuzluk­lara karşı kendi hayatını bile tehlikeye atarak, onu ko­ruyacak ve himaye edecek olan ise anne ve babadır.


O anne, baba ki, çocuklarının doğumundan itiba­ren çocukları için birçok sıkıntılara katlanırlar. Sevgi ve şefkat duyguları ile onları her türlü tehlikelerden, dert ve sıkıntılardan korumaya çalışırlar. Onların bü­yümeleri ve adam olmaları için çalışır, didinirler.


Gerektiğinde yemez yedirirler, giymez giydirirler. Hastalıklarında huzursuz ve mutsuz olurlar. Sağlıklı zamanlarında ise, neşe ve sevinçleri sonsuz olur.


Dinimiz, anne-babanın çocukları için katlandığı sıkıntılara, çektiği çilelere karşılık onları mükafat-landırmış, Allah'ın rızasını kazanabilmek için önce­likle anne-babanın rızasının kazanılmasını emretmiştir. Ana-babanın rızasını kazanmak, gönül­lerini hoş tutmak, onlara hizmet etmekle, öğütlerini dinlemekle, onlara saygılı davranmakla, emirlerini yerine getirmekle, onları üzmemekle, incitmemekle mümkün olur.


Bu konuda; Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmeyin, Ana-babaya iyilik edin diye emretti. Eğer onlar­dan biri veya her ikisi senin yanında iken ihtiyar­layacak olursa, onlara karşı "öf” bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle"  buyur­maktadır.


Görüldüğü üzere dinimiz, ana-babayı üzmek, in­citmek, şöyle dursun, yüzlerine karşı "Öf bile deme­yi yasaklamış, onlara son derece saygılı olmayı, hoş­görülü davranmayı, onları gerçekten sevmeyi emret­miştir.

Anne sevgisi, sevgilerin en yücesidir. Anne, bağ­lılığın fedakârlığın cömertliğin, karşılık beklemeden vermenin ve sevmenin sembolüdür. Anne ilâhî rahmete benzer, hep verir, fakat karşı­lık almaz.

Yüce dinimiz, anneye ve anne sevgisine özel bir yer vermiş, cenneti annelerin ayakları altına sermiş, vaktinde kılınan namazdan sonra en sevimli işin an­neye iyilik etmek olduğunu, Allah'ın rızasını kazan­manın, cennete ulaşmanın en kestirme yolunun anne­ye hizmetten ve anneyi gereği gibi sevmekten geçti­ğini bildirmiştir.


Bilindiği gibi mayıs ayının ikinci Pazar günü yıllardan beri Anneler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu sene ise 01 Mayıs Pazar günü anneler günüdür. Bu gün münasebeti ile kutlama programları yapmak, onları öven yazılar yazmak, şiirler okumak, paneller, konfe­ranslar düzenlemek, annelerimizi hatırlamak, onları ziyaret edip ellerini öpüp dualarını almak çok güzel­dir. Ancak, anneler, senenin belli bir gününde sevilip, diğer zamanlarda ihmal edilecek değersiz varlıklar değildir.


Ana-babalarımız bize darılsalar da, kırıcı ve acı sözler söyleseler de, onlara daima güler yüz göster­meli, hoşgörülü olmalıyız. Onlardan hiç bir zaman ve hiçbir yerde şikayet etmemeliyiz. Ana-babalarımızı her zaman ve her yerde sevmeliyiz.


-Ne mutlu, annelerini her gün sevenlere ve onları her zaman hatırlayanlara,


-Ne mutlu, annelerine en güzel şekilde hizmet edebilenlere,


-Ne mutlu annelerinin hayır dualarını alıp, dünya ve âhiret mutluluğuna erebilenlere.

Tüm  YEREL GÜÇ okuyucularımın  ve sevgili Ödemiş’ lilerin Anneler gününü kutluyor, sevilesi tüm analar adına annemi rahmetle anıyorum.