TAYYİP AMCA – RATİP KÖYMEN
                        Ve   BİZİM ÇARŞI
Bahse konu çarşımızdaki, Mithatpaşa Caddesinde Köymen Palas Oteli ile cephesinde ve pasajındaki dükkanlarla, karşı sıradaki mekanlarda evleri ve işyerlerinde bir zamanlar yaşayan 1960-70-80 li yılların renkli kişilikleri, önemli olayları, hayatımda müspet rol oynayan müstesna insanları anlatacağım bu yazımla.
         Başlıktaki isimler Tayyip (Keskin) amca ve kayınbiraderi Köymen Palas Oteli sahibi Ratip Köymen’i niye başlığa aldım önce onu izah edeyim.Çarşımızın en yaşlı ve saygıdeğer kişileri idiler bu birincisi.Diğer önemli yanı hayatımın gidişatını değiştiren eczanemin mülkü Ratip amcaya aitti ve bana olan güveni ve öngörüsü ile Allah uzun ömürler versin.Bir zamanların Ödemiş’in müstesna kişilerinden 2.Noter, manevi ağabeyim Tufan Özçayır’ın referansıyla dükkanın anahtarını çıkarıp verdi.Ve aradan 40 yıl geçtiği halde bugün gibi hatırlıyorum.Rumeli lehçesiyle...A be çocuk ! bu köşeyi gülderesin,seni karşı Eczaneden (çalıştığım Merkez Eczanesi) takip ederim.Sendeki cevheri gördüm dükkan senin dedi.
 
O’nu ve ahirete irtihalini müteakip de eşi muhterem insan Halide Köymen Hanımefendiyi hiç üzmedim.25 yıl boyunca kiracıları oldum.
         Gelelim Tayyip Amcaya. Onu anlatmaya, tatlı hatıraları bir yazı yetmez ama şimdilik iktifa ile yetinelim. Tayyip amca yukarıda da değindiğim gibi Ratip Köymen’in eniştesi ve otelin müdürü idi.24 saatini otelde geçirir ve bu durumdan hiç şikayetçi olmazdı. Çünkü ekmek yediği meslek otelcilik bunu gerektiriyordu. Sabah kahvaltısını hepimizin yaptığı gibi gevrek, peynir, çay ile idare eder öğle yemeği aramazdı. Malum gevreğe Ödemiş halkı susamlı güveç der. Müthiş kültürlü, espritüel, mütevazı kişiliği ile otelin hemen girişindeki yazıhanesinde 7/24 görevde idi. Hepimiz, yalnız çarşı esnafı değil tüm Ödemiş insanı onları sever ve sayardı. Ratip amca daha resmi idi, Tayyip amca herkesle barışık bir mizaca sahipti. O’nun yeri bende, benim yerim O’da bir başka idi. Baba evlat gibiydik. Otelin birinci katındaki odasına gece 01.00 sularında çıkardı.
         Gelelim akşam yemeklerine… Her akşam,evet yıl 365 gün her akşam,bembeyaz örtüsü ile tepsi içinde oğlu Tekelde görevli rahmetli Turan ağabey tepsi içinde evinden getirirdi,hem de bisikletle.Kendisi kültür ve nezaketi babasından,ciddi duruşunu dayısı Ratip beyden almıştı.Çok güzel insandı o da.Sağlığında soramadım,onca yıl Allah’ın her günü yağmur,çamur,kar (o yıllarda kar da çok yağardı güzel Ödemiş’imize) hiç dökmeden Turanaga (dostları öyle anıyorlar hala) bisikletle en az 3-4 tabak yemek nasıl dökmeden getirilir.Allah razı olsun biz akşam yemeğine geçelim.Zira çok kereler ortak olmuşumdur ziyafet niteliğindeki o yemeklere.Rahmetli boğazına düşkündü,sofrası hep zengindi.Bunda elbette yemeği yapıp gönderen rahmetli eşinin ve Turan ağabeyin eşi Allah uzun ömürler versin Türkân ablamın da mutlak maharetleri görülürdü.Türkân ablamız şimdiki Ödemiş Belediye Başkanımız Bekir Keskin Beyefendinin muhterem anneleridir.Turan abi babası,Tayyip amca da dedesi olur.
         Akşam üzeri,mesaisini müteakip Turan abi yemeği getirdiğinde,özellikle günlerin kısa olduğu kış günlerinde,Tayyip amca otel elemanlarından biri ile beni çağırır,yemeğine beni ortak ederdi.Daima açık olan radyosunda Türk Sanat Müziği dinlerdi.Genel Kültürü kadar musiki kültürü de vardı.Eh biz de öz musikimize gönül vermiş biriyiz,o konuda da örtüşürdük.
         O yıllarda TRT. henüz kurulmamıştı.Türkiye Radyoları diye geçerdi tanımı.Gelelim bizim ziyafetlere.Açık olan radyomuzda eskiler bilir 17.30 da,her akşam ayrı bir Türk Musikisi Makamının icra edildiği karma fasıl topluluğu programı vardı.Karma Fasıl,koronun erkek ve bayanlardan oluşanına denir,ayrıca erkekler topluluğu,bayanlar topluluğu ile de benzer programlar olurdu ve tadından yenmezdi o güzelim konserlerin.Turan abinin de hem sesi güzel hem musiki kültürü vardı.Allah affetsin şişeyi Tayyip amca gündüzden aldırmış,yazı masasının yanındaki açık dosya dolabında çay bardaklarına servisi yapmıştır bile.Radyoya biz üç kişi mini koro olarak iştirak ederdik.Ratip amca zaten gitmiş olurdu.Yarım saat süren fasıl programı sonucu ben müsaade ister,eczaneme dönerdim.Turan abi,babasının yemeğini bitirmesini bekler,boşları götürürdü.Çorbaya kimse el sürmez,Tayyip amca sabaha bırakırdı.Yemek mutlaka iki çeşit olurdu.Salata veya cacık mutlaka dekoru tamamlardı.Herhalde tatlıyı Tayyip amca kapak yapardı.
         Tayyip amca uzun boylu,kilolu beyaz ten kırmızı yüz tipik Rumeli insanı görünümünde idi.Fıkralar anlatır bizi güldürür,kendi yüzünden de tebessüm eksik olmazdı.Sol tarafı ağır felçli idi.Yaşları birbirine yakın iki kız ve Turan abi sonrası (herhalde 15-20 yıl) ikiz kızları dünyaya gelince onların tahsil giderleri çalışmasını gerektiriyordu.İleri yaşına rağmen hep çalıştı,son nefesini de otelde verdi. Turan abi yemek servisleri dışında babasının banyosuna da yardım eder,uzun aralıklarla da olsa bir-iki saatliğine evine götürürdü. Diğer komşularımı (züccaciyeci genç yaşında kaybettiğimiz Ahmet Özçakır,babası Rafet amca,Kemal Ersümer,İsmet Uzman,Kurukahveci İsmail,Süperler,Aysun Karhan ve daha kimler geldi geçti çarşımızdan.Allah’ıma sonsuz şükürler olsun Tayyip amcanın üçüncü kuşağını da gördüm.Keşki torunu Bekir Keskin’in Ödemiş’e Belediye Başkanı olduğunu da göreydi.İnşaalah malum olmuştur.İnsanlara,komşulara çok iyilik ederdi.Hepsinin mekanları cennet olsun.ÇARŞI’mı yazmaya devam edeceğiz.Sağlık ve mutluluk dileklerimle…
                                                                                     Rifat Gürevin