Haber / Dilek Acar GÜLEÇ

Su krizine değinen Sarıbal, “Tarımın ana kaynağı sudur. Topraklarımız çok iyi olabilir. Ama eğer suyunuz yeterli değilse üretim yapamazsınız. Küçük Menderes Havzası ve Bakırçay Havzası’nda çok ciddi su krizinin yaşandığını biliyoruz.  İki açıdan su krizi var. Biri su toplama havuzları ve barajlarda yeterli suyun olmaması.  İkincisi uzunca bir süredir yanlış üretim modeli nedeniyle yeraltı su kaynaklarının ciddi anlamda azalması. 

İki şey yapmak lazım bir barajların yeterli su toplaması ve o suyun bütün alanlara kapalı sistemle damla sulama modern sulama teknikleri ile ulaştırılması sağlanmalı. İkincisi bölgede üretim biçimine göre su talebi az olan ürünleri hayata geçirmek lazım. Elbette kısmen verim düşüklüğü olabilir. Kısmen istenilen çeşit elde edilmeyebilir. Ama şuan başka bir çare görülmüyor. Bu sadece Küçük Menderes Havzası ve Bakırçay Havzası’nın sorunu da değil. Doğu Anadolu, İç Anadolu bölgelerinin de sorunu. Türkiye’de sadece Karadeniz Marmara’nın bir kısmı Egenin bir kısmı dışında yıllık yağış miktarına bakıldığında ciddi bir kuraklık yaşıyoruz.”

“BİRİLERİ ZENGİN OLSUN DİYE YAPILMIŞ BIRAKILMIŞ”

Sarıbal, “İktidarın uyguladığı su politikaları ortada. Uzunca bir zamandır su kaynaklarına yatırımı yapmadılar.  Yapılan yatırımlarında birçoğu da yanlış yapıldı. Bugün onlarca gölet var yapılmış. Planı projesi ihalesi yapılmış, müteahhitte parası ödenmiş.  Ama bir damla su yok. Ya da barajlar, göletler yapılmış. Ama sondajlamaları yeterli ve sağlıklı yapılamadığı için çatlaklar var. O sebeple sular kayboluyor. Sırf ne yazık ki bilgiden akıldan yoksuncasına birileri zengin olsun diye yapılmış bırakılmış.”

“BÖLGE BÖLGE ÜRETİM MODELİ PLANLANMALI”

 Üretim deseninden, barajların su toplama havzalarından, üretilen bitkilerin çeşitliliğinden tutun gözden geçirmek zorunda olduklarını belirten Sarıbal,  “Küçük Menderes Havzası’nda siz hiç sulama yapmasanız, sanayide su kullanmasanız, evde su kullanmasanız da et ve süt üretimi için hayvanların günde yaklaşık 1.5 milyon ton suya ihtiyacı var.  Bir bölgede bir üretim modelini planlarken bütünü ile düşünmek lazım. Su miktarını, üretilen silaj, yem kaynaklarını göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Ödemiş’te kooperatifler büyük önem arz ediyor. 300 üyesi olan kooperatifte kimse göçü düşünmüyor. Gençler dair yerinde yaşamak istiyor.  Niye,  sütünü satabiliyor, primini alabiliyor, kooperatif sütü alıyor, çiftçinin ihtiyacı olduğunda faizsiz kredi sağlayabiliyor kendi olanaklarıyla yani bir döngü kurulmuş ve gidiyor. Bu bölgede ani müdahaleci işler yapamazsınız.  Ani bir üretim değişikliğine gidemezsiniz. Burada şuan var olan yapıyı korumak. Belki yüksek oranda artmasına engel olunabilir.  Daha az su tüketen bitki çeşidine dönülebilir. Bitkisel üretimden, hayvansal üretimden tutun bütününe dair bir çalışma yapmak gerekiyor.”

ÇİFTÇİYE, ÜRETİCİYE SAHİP ÇIKILMIYOR

Kırsal kalkınmayı önemsediklerini söyleyen Sarıbal, “Bugün kentte yaşanan yoksulluğun temel kaynağı köyde ki yaşanan yoksulluktur. Köyde insanlar para kazanamadıkları için topraklarını terk ettiler, kente yerleştiler. Ama kentte onları başka bir yoksulluk süreci bekliyor. Ve ne yazık ki iktidar yoksulluğu çözmek yerine yoksulluğu yönetmekle süreci götürdü. Onların yoksulluklarından yararlanarak sadaka ve nafaka parası vererek her defasında seçimde oy devşirerek süreci götürdü.

Bu toplum yiyecek karnını doyuracak bu ülkenin üretimlerini Türkiye’de yapmak zorundayız. İktidar ısrarla ithalatçı bir politika izledi. Çok ciddi kaynaklarımız yurt dışına gidiyor. Para meselesi yok. Para meselesi olsa, yazlık saray, kışlık saray, yüzen saray, gezen saray bir sürü saray yapılıyor bu topraklarda bir saltanat için.   Aynı şekilde geçmediğimiz yollara garanti veriliyor, binmediğimiz uçaklara yolcu garantisi veriliyor, hastanelere hasta garantisi veriliyor, tünellere araç garantisi veriliyor. Ama asıl bir ülkenin yapması gereken insanlığın gıdası için garanti vermek, çiftçisini ayağa kaldırmak, çiftçisini onurlu yaşatmak, onurlu bir iş, onurlu bir gelire sahip olmalarını sağlatmak” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi