Referandum sonuçları belli olduğunda, Ödemiş ve İzmir CHP teşkilatlarının; hayır oylarının yüksek nisbette çıkması ile büyük bir seçim başarısı kazanmışçasına yerel basındaki demeçlerini ön plana çıkarıp, ülke genelindeki durumu es geçmeleri doğrusu onların Türk Demokrasi tarihi boyunca hiçbir seçimi kazanamamış olmalarından mütevellit gerçeği saklama becerileri takdire şayan bir durum doğrusu. Zaten CHP iktidar ümidiyle hiçbir zaman proje üret(e)medi.Kendi yandaş medyasının ve sayıları 40-50 civarındaki eski Marksist, şimdilerin tatlı su sosyalisti köşe yazarlarının bıkıp usanmadan hemen her gün benzer yazılarını başarı için yeterli sanıyorlardı. Kimsenin okumadığı bu köşelerin desteği ile seçim veya referandum sonucu alınamayacağını öğrenemediler. Artık bu yazarların millete, başbakana, hükümete yalan, iftira ve hakaretleri sonuç vermiyor. Milletin gözü açıldı artık bu kene-kamburlardan kurtulmalılar artık. Bu ülkenin ciddi manada sosyal demokrat bir partiye ihtiyacı var. Savunucuları da ciddi adam gibi adamlardan olmalı artık. Alaycı komünist kriptoların devri çoktan geçti. Yeni şeyler söyleyenler lazım artık. Ayrıca askerden darbe için medet ummak, geçici kısa zaman için kendilerini mutlu ettiren hukuk illüzyonlarının da sonucu ortada. Millet artık yemiyor. 12 Eylül 2010 için siyasi hayatları boyunca, bulamayacakları desteği tüm siyasi partilerden de almışlardı. (Saadet ve Büyük Birlik Partisi dışındaki) Sonuçtan da pek emindiler.
            Bu referandumun en önemli ikazlarından biri de ülkemiz ve insanımızdaki büyük değişimi görmek istemeyen, değişimi doğru okuyamayan partilere olan hatırlatmasıdır. Umarım muhalefet partileri gereken dersleri çıkarırlar. Bu millet çatışmacı siyaset istemiyor. AK Partili veya bu partiye oy veren pek çok dostum ve kendim başbakanın bu kadar medyada görünmesini beğenmiyoruz, haşin söylemlerini doğru bulmuyoruz. Teşkilat temsilcileri halkın bu hissiyatını umarım genel merkeze duyururlar. Pek çok açık hava mitinginde halkın muhalefeti ve onun genel başkanlarını yuhalanmasına seyirci kaldı. Bize yakışmaz diyemedi. Sonradan özür dilemek tansiyonu düşürmüyor.
            Nitekim 13 Eylül akşamı Basketbol Milli Takımımızın Dünya İkinciliği madalya töreninde yaşananlar sonucu, hem bu büyük zaferin hem de referandum sonucunun tadını çıkaramadı. Oysa bu büyük ve mükemmel organizasyonun ülkemize kazandırılmasında en büyük emek sahibi başbakandır. Bu çok çirkin olay biz Türk Milletini aşırı derecede rencide etmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül de hemen hemen bütün müsabakalarda hazır bulunmuş ve Basketbol Milli Takımıza destek vermişken böyle bir çirkinliği yapanlara, yüce devletimizin temsilcilerini yuhalamak gafletinde bulunanlara nefret.
            Gelelim konumuza. Vesayetçi sistem artık ülkemizde dönmemek üzere sona ermiştir. Belki şimdilerde pes etmiyor görüneceklerdir ama dirençleri kırılacaktır. Hemen 13 Eylül’de HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’in sözlerindeki çıkan demokratik sonuca teslimiyet, acı gerçeği kabullenmeleridir.
            Bizim de EVET oyu verenlerden beklentimiz sonucun HAYIR’cıların kafasına kakılmamasıdır. Yakınlarımızdan da müşahede ettiğim kadarıyla bu insanların pek çoğu çeşitli sebeplerle, genellikle hayır propagandacılarının yalanları sonucu endişe ve korku duydukları için evet diyemediklerini beyan ediyorlar şimdi. Bu toplumda karşı karşıya getirilenler, yürekten bir el sıkışma fırsatını kaçırmamalıdırlar.
            Burada en büyük görevi, okyanus ötesinden muhterem hocamız Fethullah Gülen’in tavsiye ettiği sevgi, barış ve herkesin konumuna saygılı olma yolunda yürüyenler omuzlayacaktır.
            Farklılıklarımızla birarada yaşama iradesi, Türkiye’ye huzur ahenk ve yaşama sevinci getirecektir göreceksiniz. Bu tarihi fırsat, toplumsal mutabakat adına değerlendirilecektir.
            Gönüllüler Hareketi sadece ülkemizin değil tüm insanlığın barış teminatıdır.
            Bu toplumu yeniden hem de tarihi bir hamle için, kardeş yapacak olanlar, bu beklentisiz insanlardır. Bizi inşallah onlar kucaklaştıracaklar.
            Göreceksiniz. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.