Tire’nin, Ihlamur meydanındaki 125 yıllık tarihi çeşmesi uzun yıllardır zamana meydan okuyor… Aslında ona çeşme demek ne kadar doğru bilemem. Çünkü ilk yapılış amacı kesinlikle çeşme değil… Çok farklı bir amaçla, ‘saat kulesi’ olarak yapılmış. Tarihi kaynaklarda kimin veya kimlerin yaptırdığı bilinmese de meydana adını veren ıhlamur ağacının altında yıllardır zamanın sessiz tanığı olarak öylece duruyor…

PERİŞAN DURUMDA

İlçenin en işlek semtlerinden birinde olmasına rağmen küçücük meydanın tam ortasına sıkışmış durumda. Perişan demeye dilim varmıyor ama kıymet bilmediğimiz de aşikar. Son derece bakımsız, görüntü kirliliğinin arasında meydanın içinde kaybolup gitmiş, silik bir yapıya dönüşmüş. Dört cepheli beyaz mermerden yapılan kaidesi solmuş ve renk değiştirmiş… Muslukları ise estetikten yoksun, küçük su havuzları pis ve yosunlu. Mermer kaidenin en üst bölümündeki saatlerin tümü bozuk, bazıları ise yerinden sökülmüş…

TİRE’NİN SEMBOL YAPILARINDAN

Çevresinde gün boyu bir o yana bir bu yana koşuşturan kalabalık ara sıra durup çeşmesinden bir bardak su içip yüzünü yıkasa da onun varlığının pek farkında değil aslında. Bir zamanlar Tire’nin en popüler yapısı sanki şimdiler de insanlara küsmüş, vefa arıyor. Cumhuriyet ilan edilmeden önce ilk konulduğu ‘Sefa Meydanı’ndaki’ kentin en önemli sembol yapılarından biriymiş oysa… O yıllarda ‘Saathane’ diye anılıyormuş… Bugünkü Cumhuriyet meydanı 95 yıl önce yeni şeklini alınca onunda saat kulesi görevi sona ermiş… 1931’de şu an bulunduğu Ihlamur meydanına taşınmış. Dört bir yanına küçük su havuzları inşa edilen saat kulesi Tirelilere 91 yıldır çeşme olarak hizmet veriyor.

‘ZÜĞÜRTLER TEPESİ’ NASIL ‘SAFA MEYDANI’ OLMUŞ?

Araştırmacı Yazar Yılmaz Göçmen, buram buram estetik ve sanat kokan yapının kent tarihi açısından önemini titiz araştırmalarıyla ortaya koydu. Gelin, eski saat kulesinin hikayesini Göçmen’den dinleyelim… Bugün, Cumhuriyet meydanı diye bilinen kent merkezi, 1900’lü yılların başında koyun keçi otlatılan tepelik bir alan. Halk arasında ‘Züğürtler tepesi’ olarak biliniyor. İşi gücü olmayan gariban takımı her gün o tepede toplanarak varlıklı aileler tarafından kendilerine emanet edilen keçi ve koyunları küçük paralar karşılığında otlatıp akşam olmadan hemen önce sahiplerine teslim ediyorlar. 1900’lü yılların başında kent yöneticileri alanı düzenlemeye karar veriyorlar. Tepe düzleştirildikten sonra düzenleme çalışmalarının ardından meydan yapılıyor.  Takvimler 1901’i gösterdiğinde ise meşhur saat kulesi yaptırılarak meydanın tam ortasına dikiliyor. Türk, Rum ve Musevi nüfusun oldukça yoğun olduğu kentte yeni yapılan meydan kısa zamanda popüler oluyor. Özellikle gençlerin buluşma noktası haline geliyor.

NAFTALİN KOKAN KADINLAR

Tire’ye, 1530’lu yıllarda Portekiz’den göç ederek yerleşen ‘Sefarad Yahudileri’ ise kentte Türklerle yüzyıllardır barış içinde yaşıyorlar. Alay parkından, yeni yapılan meydana inen 200-250 metrelik yol, Musevi genç kızlar tarafından ‘güzel yol’ anlamına gelen İspanyolca ‘Bella Vista’ olarak adlandırılıyor. Hemen hemen her gün sandıktan çıkardıkları en güzel kıyafetlerini giyen Musevi kızlar soluğu saat kulesinin bulunduğu yeni meydanda alıyor. Hatta kıyafetlerinden salınan naftalin kokuları nedeniyle halk arasında kendilerinden ‘Naftalin Kokan Kadınlar’ diye söz edilmeye başlanıyor. Tabii genç erkekler de fırsatı kaçırmıyor ve saat kulesinin çevresindeki yerlerini alıyorlar. Meydana çok geçmeden ‘Safa Meydanı’ adı veriliyor. Genç kızlar ve erkekler bahar ve yaz aylarında, bayramlarda saat kulesinin çevresinde bıkmadan usanmadan saatlerce tur atıp yürüyor. Birbirlerine kaçamak ve mahcup bakışlar atıyor. Elbette zaman zaman çirkin olaylar da yaşanıyor. Bazı densiz genç erkekler, Musevi kızlara sözlü taciz de bulunsa da büyükler tarafından şiddetli şekilde uyarılıyor. Bu yüzden ‘Safa P…’ deyiminin Musevi kızlara laf atan genç erkeklerin kentin büyükleri tarafından ailelerine şikayet edilirken ortaya çıktığı rivayet edilir. Meydanın adı ‘Safa Meydanı’ olunca toplum içinde yakışıksız davranan gençlere bu tür yakıştırmaların yapılması da olasıdır. Bu deyimin bu günkü anlamıyla kullanılmadığı ise son derece aşikardır.

SAATHENE TAŞINIYOR

Aradan zaman geçer… Çileli işgal yılarının arından Cumhuriyet ilan edilir… ‘Sefa Meydanı’ günün koşullarına göre yeniden düzenlenir. Adı, ‘Cumhuriyet Meydanı’ olur. Alanda bayram törenleri düzenlenir. Meşhur saat kulesi bilinen ismiyle ‘Saathane’ o meydan da ne yazık ki kendine yer bulamaz. Dönemin Belediye Başkanı tarafından şimdiki yeri olan Ihlamur Meydanı’na taşınmasına karar verilir. ‘Taşçı Rıza’ diye bilinen ünlü mermer ustasından yardım alınır. Taşçı Rıza, saat kulesinin dört yanına küçük su havuzlarını yapar ve çeşme haline getirilen tarihi yapı meydana yerleştirilir. Tam olarak kim tarafından yapıldığı bilinmeyen eser, dört cepheli, mermerden, abidevi bir çeşmedir. Cephelerin köşelerinde sütünceler olup, araları yuvarlak kemerlerle bağlanmaktadır. Kemerlerin altında mermer işçilik bulunmaktadır. Kule şeklinde olan bir üst kısmı dekoratif bir kubbe ile örtülüdür. Her cephesinde yuvarlak pencereler bulunur.

Editör: Haber Merkezi