HABER:DİLEK AYVALI

Tire’ye bağlı Üzümler Köyü’nde, Büyükkale köyünde bulunan kızılçam ormanlarının yer aldığı Kartal Dağı’ndaki özel bir şirketin maden arama girişimi ile ilgili başlatılan Çevre Etki Değerlendirme  (ÇED) süreci nedeniyle bölge halkı konuya tepki göstermeye devam ediyor.

Tire bağlı Üzümler Köyü'nde, mermer ocağı faaliyeti nedeniyle CHP Tire İlçe başkanı Hakan Şenoyar, İyi Parti Tire İlçe başkanı Yüksel Şenyurt, Demokrat Parti Tire İlçe Başkanı Hasan Sarp, Tire Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği Başkanı Süleyman Övül, Üzümler mahalle ve civar köylerin muhtarları, çevre dernekleri ve civar köylerden vatandaşların katılımıyla basın açıklaması düzenlendi.

TEMİZ HAVA VE OKSİJEN DEPOSU

Düzenlenen basın açıklamasını Kartal Dağı Ve Çevre Koruma Platformu adına Zeynel Aydın okudu. Zeynel Aydın şunları kaydetti, “İzmir-Aydın il sınırında, Tire ilçemizin sınırları içinde bulunan 850m rakımlı zirvesiyle Küçük Menderes ovasına bakan, Kuzey yamaçlarındaki Kızılçam ormanları ve Ovanın yer altı su kaynaklarını besleyen, eteğindeki köylerin temiz hava ve oksijen deposu olan ve ilçemizin orman vasfını koruyan tek doğal alanı olarak elimizde kalan Kartal Dağı içinde açılması planlanan Mermer ocağı ve benzeri taş ocağı işletmelerinin birbiri ardına işletme ruhsat başvurusu yapmaları bölge halkı olarak yıllardan beri tarımsal üretimlerle kıt kanaat geçimini sağlayan bizlerde derin bir huzursuzluk ve endişe yaratmıştır.

Kartal Dağı eteklerindeki köylerin halkı olarak bizler yıllardan beri barış huzur ve kardeşlik içinde atalarımızdan teslim aldığımız doğal ve tarihi güzellikler barındıran bu mirası torunlarımıza en doğal haliyle bırakamamanın endişesiyle yaşıyor, sağlıklı yaşam hakkımızın elimizden alınarak doğal yaşam koşullarımızın kirletilmesi, tarım alanlarımızda yıllık ürün kayıpları, temiz hava ve içme sularımızın yok edilerek sağlıksız yaşama koşullarına terk edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız bugün.

BU YANLIŞ VE YERSİZ PROJEDEN DERHAL VAZGEÇİLMELİ

Geçmişte iyi niyetle ve istihdam yaratır düşüncesiyle açılmasına taraf olunan ve bugün hali hazırda çalışır durumdaki mevcut taş ocağının son yıllardaki hayatımıza kattığı olumsuzluklar bir yana, bölge insanımıza başlangıçta söylendiği gibi iş ve ekmek kapısı olmadığını da yaşayarak gördük ve anladık; buna rağmen mevcut taş ocağının olumsuzlukları yetmez gibi ondan 1 km uzağa, üç ocaklı yeni bir işletmenin daha kurulma girişimini köylerimizin tarih sahnesinden silinmek istenmesi olarak görüyor, bu yanlış ve yersiz projeden derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.

Asırlardan beri bizden önceki nesillere de kol kanat geren Kartal Dağının, Halkapınar, Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı ve Akyurt köylerini de içine alan 95,49 Hektar'lık çok geniş bir kısmının, üstelik de uzun yıllar içinde yetişerek bizim dışımızdaki farklı canlı türlerine de ev sahipliği yapan yemyeşil bir doku ve ormanlık alanın, maden arama amaçlı ruhsatlandırılmış olduğunu resmi kaynaklardan öğrenmek bizlerin yaşam hakkı düşünülmeden bu coğrafyayı gelip görmeden ve masa başında alınmış bir karar olup itiraz ediyoruz.

EKOLOJİK DENGEYİ ALT ÜST EDECEK

Bizler ekonomik getirisi olan, yerinde ve usulünce yapılacak, ihtiyaç duyulan yatırımlara değil, doğal alanları katledercesine, insan ve diğer canlı türlerinin yaşam haklarının elinden alındığı ekolojik dengeyi alt üst edecek, iklim ve yaşam koşullarını bozacak vahşi madenciliğe karşıyız.

İşletmeye açılması düşünülen Maden ocakları, başta Zeytin ve Zeytinyağı üretimi olmak üzere,  yöremizde yetişen en kaliteli incir ve şeftali üretimiyle birlikte, çok geniş bir yelpazede insanlarımızı besleyen, sofralarımızı şenlendiren birçok tarım ürününün yetiştirildiği Küçük Menderes Ovasını da tehdit ediyor.

KUTSAL TAPINMA SAHALARI VE KALINTILAR VAR

Ayrıca Kartal Dağının, tarih boyunca, şehir yerleşkelerinin henüz olmadığı yıllarda, güvenlik ve savunma kolaylığı sağlaması açısından önemli bir konumda olması sebebiyle birçok medeniyete ve yamaç yerleşmelerine ev sahipliği yaptığını, UNESCO tarafından koruma altına alınmış olan EFES Artemis Tapınağının Kutsal Arazisi içinde yer aldığını biliyoruz. Dağın yamaçlarında Mart ayı içinde Tire Müze Müdürlüğü ile yaptığımız ortak çalışmalar sonucunda tespit ve kayıt altına aldırdığımız Kutsal Tapınma sahaları ve kalıntılar bu tezimizi kuvvetle destekliyor.

Doğal dokusu ve vahşi yaşamın bölgemizdeki tek sığınma ve yaşama olarak kalan kartal Dağının, doğal güzellikleri kadar tarih sahnesindeki önem ve ehemmiyetinin de göz önünde bulundurulması talebimiz olup, dağın maden işletmeleri ve taş ocaklarına teslimi yerine, Arkeolojik ve Doğal SİT alanı  Milli Park ilan edilerek korunması ve gelecek nesillere içinde sakladığı tüm güzelliklerle birlikte miras kalması en büyük talebimizdir.

SAVUNMAYA VE KORUMAYA KARARLIYIZ

Orman dokusunun tahribiyle birlikte Ekolojik çeşitliliğin bozulması, Küresel ısınma ve iklim değişikliğine sebep olacağı endişesi, İlk etapta yedi köyü birinci derecede etkilemesi kaçınılmaz olan köylerin muhtarlıkları ve köy halkı olarak, Anayasa ve yasalarımızdan kaynaklanan her türlü hakkımızın sonuna kadar savunucu olmaya ve yılmadan, yorulmadan, demokratik ve evrensel hukuk kuralları içinde kazanıncaya kadar mücadele etmeye, doğamızı, havamızı, suyumuzu, toprağımızı ve tarihi değerlerimizi, kendimizle birlikte Kartal Dağında yaşayan tüm canların yaşam haklarını da savunmaya ve korumaya kararlıyız.”

Editör: Haber Merkezi