Bu sürecin; yeni koşullar içerisinde geliştirilmesi, koşulları hazırlayan oyun kurucu egemen güçlerin kontrolü içerisinde yayılması ve dünya insanlarının bu şartlara hazırlanarak anti tepkilerinin bastırılması gerekmektedir.

Bu sürecin; her noktasında etkili ve hâkim konumda olmak, sapmalara fırsat vermemek ve süreç boyunca yeni argümanlar geliştirmek oyun kurucu egemen güçlerin sapmaz politikalarıdır.

Bizler, oyun kurucu egemen güçleri bazen “ ÜST AKIL”, bazen “DEVLETLERİ YÖNETEN AİLELER “, bazen de “ SİYONİST – EVANJELİST “ isimlerle tanımlıyoruz.

Üst Akıl, bu sürecin yolunda gitmesi için her şeyi ..ama her şeyi yapabilir.

Meselâ: Dünya savaşları çıkarabilir.

Nerede olursa olsun, dünyanın yer altı veya yer üstü tüm zenginliklerini istediği şekilde kullanabilir.

Farklı ve ters hareket eden ülkelerde darbeler çıkartarak oraları hizaya sokabilir.

Ulus Devlet farkını ortadan kaldırmak için, her türlü eziyet, savaş, terörizm, katliam, açlık ve sağlık politikaları ile insanları zorunlu göçe zorlayarak mülteci konumuna sokabilir.

Sağlık sektörünü ele geçirerek, sağlık ile insanları korkutarak terbiye edebilir.

Gıdaya müdahale ederek, yeni hastalıklar ve salgınlar türetebilir.

Eğitim amacı adı altında, ülkelerin yetenekli gençlerini toplayarak amaçları doğrultusunda yetiştirebilir.

Uyuşturucu ve benzeri alışkanlıklarla toplumun birbirinden yabancılaştırılması ve ötekileştirilmesi sağlanabilir.

Dünya iklimleri ve küresel ısınma ile oynanarak, insanlara gelecek endişesi aşılanabilir.

İnsanların beyinlerinin sürekli meşguliyeti ve uyuşturulması için müzik endüstrisi kontrol altında tutulabilir.

Futbol başta olmak üzere, spor faaliyetlerini ticari bir meta haline getirebilir.

Sinema endüstrisi ile düşünceler ve yaşantılar sürekli baskı altında tutulabilir.

.. Velhasıl, bizi biz olmaktan çıkarmak için, ne varsa yapılır.

Bütün bu süreci başarı ile sorunsuz yönetmek için, FED, IMF, WB, WTO, DSÖ, NATO, BM, AB gibi 1945 den sonra (2. dünya harbinden sonra) türetilen dünya örgütleri ile kontrol edebilir.

İşte bütün bunlar, zalim kapitalizmin süslendirilmiş öğeleri olarak bu yüzyılımızda “NEO LİBERALİZM” olarak karşımıza konur.

İnandığımız din ve inançlarımız, bölgesel örf ve adetlerimiz yerine “NEO LİBERALİST BİR YAŞAM” DİN olarak hayatımıza yerleştirilmek istenir.

Tabi biz bunun ne olduğunu tam olarak bilemeyebiliriz.

Hayatın acımasız akışı içerisinde yuvarlanıp giderken, birilerinin bizim hayatımıza müdahale ettiğini, bizleri gizlice yönettiğini fark edemeyiz.

Biz zannederiz ki; kullandığımız oy ile seçtiklerimiz ve hükümetlerimiz bizi yönetiyor.

Halbuki küreselleşme adı altında bizi yönetenlerin yönetilebileceğini inanmak istemeyiz.

İŞTE, BİZ BURAYA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUZ.

Dünya’da müthiş bir kurgu ile TİYATRO OYNANIYOR.

Bu tiyatronun oyun kurucuları, seçkin aktörlerini yetiştirirler, rol verirler, sahne ve podyumlar hazırlanır. Bizler de acımasız hayat koşulları diye diye.. Ekonomik sıkıntılarla ezile ezile kurulan tiyatronun seyircileri oluruz.

Kanlı tiyatronun kanlı ve acımasız sahnelerini izlerken, çocuklarımızın ve GELECEK NESİLLERİMİZİN bu “NEO LİBERAL CANAVARLARA“ DİJİTAL KÖLE olarak hazırlandığının farkında olamayız.

Farkında olmamamız için, bilinçaltımız 25.nci kare ile işgal altına alınarak bizleri uyutmaya devam ederler.

Yaşadığımız covid- 19 pandemi olayı insanlığın uykudan uyanmasına vesile oldu.

ARTIK, UYANMA VAKTİ,

ARTIK, GERÇEKLERLE YÜZLEŞME VAKTİ,

SIKI DURUN,

DÜNYADAN VE ÜLKEMİZDEN TARİHSEL BELGELER

SEVDİĞİMİZ, GÜVENDİĞİMİZ SİYASETÇiLER NASIL YÖNETİLMİŞLER?

DÜNYAYI VE DEVLETLERİ YÖNETEN AİLELER

SAĞLIĞIMIZLA KİMLER OYNUYOR?

Birçoğu yorumsuz olarak önünüze geliyor

Editör: Haber Merkezi