Sevgili okuyucularım;

Su alanlarımız kirlenmeye yüz tuttu. Dahası kurudu. Yeterli yağışların oluşmaması, orman yangınları ve ağaç kesimi doğaya tahrip etti. Ve benzeri sebeplerden dolayı yeterli ağaç dikimi yapılmaması gibi olaylar…

Sanayi ve endüstriyel kirlenme ise cabası. Defalarca yazdık, müracaatlar ettik etmeye de devam edeceğiz.

Su alanlarımız özellikle çevremiz, yaşadığımız alanlar, Küçük Menderes nehrimiz, nazlı akan suyumuz yok oldu.

Belevi gölümüz o yaban ördeklerimiz, göl balıklarımız, güzel görüntüsü yok oldu. Benzeri derelerimiz küçük akarsularımız nerede? Bu alanlarımız kirlenmeye yüz tuttu. Endüstriler, sanayi kirletmenin dışında üreticimizin çuval, zirai mücadele ambalajı, poşet, pet şişe ve benzeri atıkları gelişi güzel çevreye bırakmaları bunların başka bir olumsuz yüzü.

Bu konuda geç kalmışlık yapmayalım. Eğitim Eğitim Eğitim.

Çocuklarımızdan başlamalıyız. Öncelikle kendimiz uymalıyız. Ev, okul, işyeri, ibadethaneler, camilerdeki su kullanımı ile ilgili toprak ve çevre kirliliğini önlemek için eğitim vermeliyiz. Sanayileşme ve yerleşim toplumlarda kaçınılmaz bir olay, ancak bilinçli ve kuralcı yaşam ile bunları önleyebiliriz.

Halktan bir ekip oluşturmak gerek. Yerel yönetimden yardım alarak üretim ve çevre yollarına genel bir temizlik ve uyarı yaparak engelleyelim. Ekip çalışması yaparak kırsal kesimler dâhil her kişiye ulaşalım. Sosyal medya ile kampanyalar oluşturalım. Fidan dikimine önem verelim. Şu günlerde yaz mevsimi girişinde anız ve orman yangınlarına dikkat edelim. Bilinçli su tüketimine önem verelim. Dünya nüfusunun 7.8 milyara yaklaştığı bu yıllarda insan ve doğa yaşamında en önemli temel ihtiyaç su. Bunun önemini tüm insanlık bilmeli.

Bilinçli su tüketimi için kişi, kurum ve kuruluşlar gerekli önlemi almalı, bu konuda üzerine düşen görevi yapmalıdır.

Su canlıların devamı için olmazsa olmazlarımızdan temel bir besindir. Alternatifi olmayan tek varlıktır. Korumamız gerekli. Su olmazsa yaşam olmaz bunu hatırlatmaya bile gerek yok.

Aslında yasalarımızda ve yönetmenliğimizde “su kirliliği kontrol yönetmenliği”ni uygulamak gerek. Gerekirse ceza uygulamalarını uygulamak gerek.

Su kirliliğinin bazı nedenlerini şöyle sıralayabiliriz
Atık yağların lavabolara dökülmesi
Petrol çıkarılması ya da taşınması sırasında petrol sızıntıları
Kanalizasyonların ve evsel atıkların sulara karışması
Fabrikaların katı ve sıvı atıklarını sulara karışması
Çöplerin sulara atılması
Tarımda kullanılan gübre ve ilaçlarının sulara karışması

Tuvaletinizde su temizleyici ürünler kullanmayın.

Bitkiler için kimyasal ilaçlar kullanmayın.

Zararlı ilaçları tuvalete dökmeyin.

Toprağa çözücü, boya, kimyasal, antifriz ve diğer kimyasallardan dökmeyin.

Bitkileriniz için kimyasal gübre almak yerine yiyecek atıklarınızdan yaptığınız gübreyi kullanın.

Organik besinler tüketin.

Su kirliliğinin insan sağlığı üstünde de oldukça ciddi etkileri bulunmanın yansıra tüm canlılara etkilemekte. Gelişmekte olan ülkelerde, ölüm oranı yüksek hastalıklara sebep olan çevresel risk faktörleri arasında, güvenli olmayan su, atık su sisteminin olmayışı ve yetersiz hijyen uygulamaları yer almaktadır.

Bu faktörlerin kanıtlara dayanan sonuçları arasında bağırsak hastalıkları önde gelmektedir. Hepatit, ishal, kolera gibi hastalıklar su kirliliğinin yol açtığı hastalıklar başta gelmektedir. Bir başka deyişle kanser riskine artırmaktadır. Uzmanların görüşü bunlar. Bakın bir başka araştırma uzmanların bildirimi ne diyor çok önemli;

Su kirliliğinin sağlığa etkileri arasında gelen bir diğer etki ise nörotoksisitedir. Sinir sistemi doğal yollardan oluşan veya insan yapımı çok sayıda kimyasalın zehirli etkilerine karşı oldukça hassastır. Böcek ilaçları ve bununla birlikte suya karışan çok sayıda çözücü sinirler ve sinapslar arasındaki normal uyarı iletişimini bozan tehlikeli nörotoksin örnekleridir. Nörotoksisitenin sonuçları arasında; baş dönmesi, koordinasyonsuz kas kasılmaları, depresyon ve çeşitli vücut bölümlerinin çökmesi yer almaktadır. Nörotoksisite daha ciddi boyutlara ulaşarak diyafram kaslarının felcine ve solunum güçlüğüne neden olarak insan hayatını tehdit edebilir.

Suyun içerisinde bulunan bir diğer kirletici olan endokrin engelleyiciler ise üreme süreçlerine zarar vererek üreme sorunlarına sebep olabilmektedir. Endokrin engelleyiciler doğrudan hormonlara etki ederek hormonların işlevselliğini yitirmesine ve bununla birlikte kısırlığa yol açabilmektedir.

Bunları yapmayalım, ”SLOGANI BIRAK DOĞAYA BAK”

ÜRETEN ÇİFTÇİ, YEŞİL TÜRKİYE, TEMİZ ÇEVRE, SAĞLIKLI İNSAN, DOĞAL TARIM, GÜRÜLTÜSÜZ ŞEHİR, HUZURLU KENT, ORGANİK TOPRAK, YENİLENEBİLİR ENERJİ, YAŞANABİLİR ALAN İÇİN EL ELE.

Editör: Haber Merkezi