Ödemiş Ülkü Ocağı’ndan PKK’ya tepki

Ödemiş Ülkü Ocağı 2.Başkanı Hasan Kapar, Turgay Dalcı ve yönetimdeki reisler Siirt’in Pervari ilçesinde 6 askerimizi şehit düşüren PKK’ya tepkisini pankartlarla gösterdi. Hasan Kapar yaptığı açıklamasında ülkenin stratejik düzeyde büyük bir kriz ve kaos tehdidiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.     

Sürekli tırmanan terörün hunhar saldırılarına devam etmekte olduğunu ifade eden Kapar, her gün gelen şehit haberleriyle Türk milletinin sarsıldığını kaydetti.

Son olarak geçtiğimiz gün Siirt’in Pervari ilçesi yakınlarındaki askeri karakola düzenlenen saldırıda 6 askerinin şehit olduğunu, 10 askerin de yaralandığını belirten Hasan Kapar, “Bu vesileyle tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyor, yaralılarımıza da acil şifalar temenni ediyorum” dedi.

Hasan Kapar açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Vatanımızın değişik yörelerinde meydana gelen etnik gerginlikler ve tahrikler çok kritik bir aşamaya gelindiğini göstermektedir.

Şayet bu olumsuzlukların önü alınamazsa Türk milletinin birlikte yaşama ülküsü ağır bir darbe alacak ve çok sancılı ve kanlı bir bölünme sürecinin başlaması maalesef kaçınılmaz.

Türkiye’nin çözülmesi ve temellerinden kopması demek olan bu durumun, kardeş kavgasına, husumetlerin kökleşmesine ve ihtilafların derinleşmesine hizmet edeceği ortadadır.

Bu kapsamda bölücü niyetlerin vergi vermemeyi bile dillendirmeleri, edepsizliğin, densizliğin ve kendini bilmezliğin seviyesini göstermesi bakımından son derece önemli olmuştur.

Devletin egemenlik haklarını çiğnemeyi göze alarak, düzensizliğin bozgunculuğun ve başkaldırmanın şifrelerini veren bu gelişmenin önce Türk devletini tartışmaya açmak ve ardından da yıkmaya dönük sinsi bir faaliyet olduğu aşikardır.

Bu kaygı verici ülke manzarası ortada dururken, yabancı ülkelerde demokratik özerkliğin fitilini tutuşturmak için gerekçe arayışı, model ve örnek bulma hezeyanları çarpık zihniyetlerin farkına varılması bakımından dikkat çekici olmuştur.

Birbirine hiç benzemeyen olaylar, aktörler, tarihsel şartlar, ülke konumları, sosyolojik ve psikolojik gerçekler varlığını korurken, dışarıdan çözüm ithalini akıllardan geçirmek olsa olsa Türkiye’nin bölünmesi için mazeretler oluşturmak anlamına gelecektir.

Unutmamak gerekir ki bölücü terörün azmasında ve kanlı saldırılarını gerçekleştirmesinde yabancı ülkelerin büyük bir payı ve itici rolü bulunmaktadır.

Türkiye’nin bölünmesini ve topraklarında başka bir devletin kurulmasını bir asrı aşan süredir ajandasında taşıyan ülkelerden Türk milletinin öğreneceği ve alacağı bir şey yoktur.”