Yarın yapılması planlanan mermer ocağı ÇED toplantısı öncesi köylüler maden şirketine karşı isyan bayrağı açtı. Köy girişine asılan pankartla madencileri köylerinde istemediklerini dile getirdiler.

Metehan UD/EGEDESONSÖZ - İzmir'in Tire ilçesindeki kızılçam ormanlarıyla kaplı Kartal Dağı'na yıllık 500 bin ton kapasiteli mermer ocağı kurulması için başlatılan ‘çevresel etki değerlendirme’ (ÇED) süreci devam ediyor.

Çevre Şehircilik İzmir İl Müdürlüğü'nün yayınladığı duyuruya göre mermer ocağı projesi için 26 Ekim günü Küçükkale Mahalle Kahvesi'nde halkın katılımı toplantısı düzenlenecek. Bölge halkı toplantı öncesi mahalle girişine astıkları pankartla maden ocağına karşı tepkilerini dile getirmeye devam etti. Pankartta “Madencilerin köyümüze girişi yasaktır” ifadeleri yer aldı. Kartal Dağının eteklerinde yer alan Halkapınar, Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı ve Akyurt Mahallelerini de (köylerini) içine alan ve orman alanı olan 194,60 hektar’lık ruhsat alanında 6 adet mermer ocağı açılması planlanıyor.

MİLLİ PARK VE SİT ÇAĞRISI

Maden ocağının ormana, tarım arazilerine, içme suyu kaynaklarına ve yaşam alanlarına zarar vereceğini belirterek projeye izin verilmemesi çağrısında bulunarak bölge halkı alanın acilen milli park ve doğal SİT alanı ilan edilmesini istiyor.

'HUZURSUZLUK VE ENDİŞE YARATTI'

Egedesonsöz’e konuşan Kartal Dağı Koruma Platformu Sözcüsü Zeynel Aydın ÇED Raporu sürecinin tarımsal üretimlerle geçimini sağlamaya bölge halkında derin bir huzursuzluk ve endişe yarattığını ifade ederek “Bizler ekonomik getirisi olan, yerinde ve usulünce çevreye, ekosisteme zarar vermeden yapılacak yatırımlara değil, doğal alanları katledercesine, insan ve diğer canlı türlerinin yaşam haklarının elinden alındığı ekolojik dengeyi alt üst edecek, iklim ve yaşam koşullarını bozacak vahşi madenciliğe karşıyız.” dedi.

ZEYTİN ALANLARI VE KÜLTÜR VARLIKLARI GÖRÜLMEDİ'

Maden ocağı ile birlikte tarımsal üretimde verimin ve kalitenin de düşeceğini dile getiren Aydın “sonuç olarak son yıllarda göç almaya başlayan bölgeden ilçe ve şehir merkezlerine göç zorunlu hale gelecek, işsizler ordusuna yenileri eklenecektir. Bunlar birer endişe değil yaşanan gerçeklerdir. Ayrıca, ÇED raporunda ruhsat sahası ve yakın çevresindeki zeytinlikler ve tarım alanları konusunda yanıltıcı bilgiler olup, ruhsat sahasında Arkeolojik Kültür varlıklarının olmadığı da yazmaktadır. Bu beyan dahi raporun saha çalışması yapılmadan hazırladığının açık bir kanıtıdır; eğer öyle olmasaydı Tire Müze Müdürlüğü’nün bölgede yaptıkları tespit ve tescil çalışmalarından ve Aydın Kültür varlıkları Koruma Kurulunun dağın güney yamacındaki Kültür varlıklarını 1.SİT olarak tescillediğinden haberdar olurlardı. Ayrıca saha içinde kısa bir yürüyüş dahi yapsalar dağın tamamını kaplayan kültür varlıklarının üstüne basmadan geçmeleri mümkün olmazdı” ifadelerini kullandı.

‘TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYACAK’

Projenin iptal edilmesini isteyen Aydın şunları söyledi “Sonuç olarak Paris İklim Anlaşmasının TBMM de kabul edildiği, Cumhurbaşkanlığımızca “Yeşil Mutabakat” ve “Sıfır Atık” anlayışının hayata geçirildiği bugünlerde her boyutta telafisi mümkün olmayacak zararlar oluşturacak bu projenin derhal iptalini talep ediyoruz. Orman dokusunun tahribiyle birlikte Ekolojik çeşitliliğin bozulması sonucunda küresel ısınma ve iklim değişikliğinin İlk etapta birinci derecede etkilemesi kaçınılmaz olan köylerin halkı olarak, başta sağlıklı yaşam hakkımız olmak üzere Anayasa ve yasalarımızdan kaynaklanan her türlü hakkımızın sonuna kadar savunucu olmaya ve yılmadan, yorulmadan, demokratik ve evrensel hukuk kuralları içinde doğamızı, havamızı, suyumuzu, toprağımızı ve tarihi değerlerimizi, kendimizle birlikte Kartal Dağında yaşayan tüm canların yaşam haklarını da savunmaya ve korumaya kararlıyız.”

Editör: Haber Merkezi