Agaç yapısı olarak güçlü bir gövdeye ve kuvvetli kazık köklere sahiptir. Kayalık yerde bile rahatça yetişmesini saglayan bu özelliklerinin yanı sıra erozyon önlemede de oldukça yararlı ve etkilidir. Türkiye FAO verilerine göre  49.000 ton ile Çin, İtalya ve Kore’ den sonra 4. sırada yer almaktadır. Türkiye’de ise en çok üretiminin yapıldığı iller sırasıyla Aydın, İzmir, Sinop, Kastamonu ve Kütahya’dır.

Aşı ve terbiye sistemleri ile kültüre alınabilen kestaneler bu yolla hem kısmen bodurlaştırılmakta ve erken yıllarda meyveye yatırılarak meyve verimi ve kalitesi artırılmıştır. Meyveleri önemli gelir kaynağı olduğu gibi ağaçları da mobilya sanayinde kıymetli keresteler oluşturmaktadır. Monoik yapıdadır. Tozlanma rüzgâr, kısmen de böcek ile olur ve 60 m kadar yayılabilir. Önce erkek püsküller, sonra dişi çiçekler, daha sonra da karışık püsküllerdeki erkek çiçekler olgunlaşır (mayıs-haziran).

Sert kabuklu meyvelerde genellikle yağ oranı yüksek olduğu hâlde kestanede karbonhidratlar daha fazladır. Kestane eski zamanlardan beri insan beslenmesinde karbonhidrat kaynağı olmuştur. Kestanelerin; meyve, şekerleme, bal ve kereste olarak kullanımının yanı sıra meyve kabukları tanin üretiminde, yaprak ve çiçekleri ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Kestane yazın yüksek sıcaklılardan doğrudan değil, yağışsız geçen mevsimlerde kuraklıktan etkilenir.

Çiçek döneminde yağan fazla yağış döllenmeyi etkileyeceği için fazla yağışı sevmez. Fazla yağış mantar hastalığı nedeniyle yaprakların dökülmesine yol açar. Ağır, killi, su geçirgenliği az toprakta; yetiştirilmeye çalışıldığında ise kestane ağaçları mantari hastalıklara yakalanabilir. Bu durumda en çok mürekkep hastalığına rastlanır. Çoğaltmada en güvenilir yöntem aşılamadır. kolay uygulanması ve aşı kaleminden en yüksek ölçüde yararlanılması nedeniyle göz aşılar tercih edilmelidir.

Göz aşılarından normal T aşı ve ters T aşı yöntemlerinden her ikisi de iyi sonuç verir. Ters T aşının içine yağmur suyu girmediğinden mantari enfeksiyon ihtimali az olmaktadır. Ayrıca bu yöntemde kaynama daha çabuk olmakta ve sonuç daha iyi gerçekleşmektedir. Hasada, dikenli yumağın hafifçe açılarak içerideki doğal rengini almış meyvenin görülmesinden itibaren yapılır. Kestanede meyveler aynı anda olgunlaşmaz.

Yere düşen meyvelerin toplanması şeklinde yapılan hasatta,  meyveler gün ışığında bekletilmeden gün aşırı toplanmalıdır. Çünkü gün ışığında bekletilen meyvelerde doğal renk ve parlaklığın kaybolması çabuklaşmakta ve meyveler normal nemlerini kaybetmektedir. Eğer ağaçlar sırıkla çırpılarak hasat yapılacaksa ağaçlarda olumun ortalamaya yaklaştığı bir zamanda yapılır. Burada dalları kırmayacak şekilde hafifçe vurularak meyveler yere döktürülmelidir.

Bu iş yapılmadan önce ağaçların altı iyice süpürülmeli, topraktaki taş ve iri maddeler temizlenmelidir. Böylece dökülen kestaneler daha kolayca fark olunur ve ürün kaybının önüne geçilir. Ancak bu işlem dal kırılmalarına ve yaprak dökülmelerine neden olur. Kestanelerde hasat masraflı ve güç bir iştir. Bu nedenle olgunlaştığında kapsülleri kendiliğinden düşen, hasadı kolay tiplerin seçilmesi gerekir. Meyveli yumaklar gömü yapılır. Üzerine eğrelti otu örtülür.

Olgunlaştırmak (kürlemek)için 12–18°C’de bekletilir; nişasta, şekere dönüşür. Kürlemede amaç; yumuşaması sağlanmaktadır. Kestane hafif sıkıldığında yumuşaklık hissediliyorsa kürleme iyi yapılmıştır. Kestane yüksek oranda su içerir. Saklanmasında su kaybı ve küflenmenin önlenmesi zordur. Su kaybı artarsa kestane sertleşir. İçi kemik gibi olur. Kestanede metabolizma daha aktiftir. Meyve havasız koşullarda embriyonun ölmesi nedeniyle bozulur ve koku oluşturur.

Küflenmenin önlenmesi için meyve kabuğunun iyi kurutulmuş olması, saklama döneminde su yoğunluğunun olmaması ve ambalaj içinde nem oranının aşırı yükselmemesi gerekir. Kestane plastik torbalar veya teneke kutularda saklanır. Kutuda her 10 kilo için 2-3 delik (5 mm çapında) bırakılır. Bu amaçla plastik örtüler de kullanılır. Hasat edilen meyvelerde nem %40-45’tir bu nemin muhafaza edilmesi kalite açısından gereklidir. Meyveli yumaklar ağaçların altında yığın hâlinde üzeri bitkilerle örtülerek kış ortasına kadar saklanabilir.

Editör: Haber Merkezi