HABER:SÜLEYMAN GÜLEROĞLU

“TOPRAĞIMIZA, SUYUMUZA VE HAVAMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Ödemiş Kent Konseyi;

Türkiye'deki tarım topraklarının binde dördüne sahip olduğu halde tarımsal hâsılanın yüzde beşini üretmesiyle övündüğümüz Küçük Menderes Havzası madencilik ya da jeotermal çalışmalarının yapılacağı en son bölgedir. Küçük Menderes havzasının iklim ve toprak yapısı dünyada ender bulunan özelliklere sahiptir. Küçükmenderes bölgesi gibi verimli topraklara sahip bölgelerin değerleri, birkaç yıllık madencilik faaliyetlerine feda edilemez. Yüzyıllardır insanlığı besleyen bu topraklarda yapılacak madencilik faaliyetleri geri dönülmesi imkânsız hasarlara yol açacaktır.

2010'lu yılların başından itibaren Bozdağlar'da altın arama, maden açma gibi girişimler, Ödemiş ortak paydası, doğa ve insan sevgisi ile siyaset üstü bir anlayışla önlenmiştir.

Hatırlanacağı üzere Kaymakçı'da patlatmalı taş ocağı açma girişimi, Ödemiş'in su kaynaklarından olan Çamyayla'da mermer ocağı açma girişimleri, Küre ve Çamlıca'da jeotermal kuyu açma girişimleri yakın zamandaki hafızalarımızda yer alan girişimlerdir.

Yine çevreye gönül veren sivil toplum kuruluşları ve duyarlı vatandaşların yöre halkıyla el ele vermesiyle bu girişimler sonuçsuz kalmıştır.

Yılda üç ürün aldığımız topraklarımızın üzerindeki hesaplar ne yazık ki bitmiyor. Şimdi de Kışla ve Gerçekli mahalleleri ile Kaymakçı ve Uzundere mahalleleri arasında iki tane feldspat ocağı açılmak isteniyor.

Toplam 195 hektarlık alan için ÇED süreci başlatıldı. 17 Şubat 2022 tarihinde adı geçen mahallelerde halkın katılımı toplantısı yapılacak. Başvuru dosyasına göre 1 milyon 200 bin ton feldspat çıkarılması planlanan bu ocakların faaliyete geçmesi durumunda günde 175 kilogramdan fazla toz havaya karışacak.

Küçük Menderes Ovası'nın verimli topraklarının kalbi denilebilecek bir bölgede tarlaların, incir bahçelerinin, zeytinliklerin hemen yanında açılacak ocakların yerleşim yerlerine yakınlığı farklı tehlikeleri de beraberinde getiriyor.

FELDSPAT İNSAN SAĞLIĞI İÇİN BÜYÜK TEHLİKE

Uzmanların belirttiğine göre; cam, seramik, kaynak elektrotları ve boya sanayiinde kullanılan bir endüstriyel hammadde olan feldspat madenine maruz kalan kişilerde akciğer hastalıkları, kanser ve deri hastalıkları oluşabiliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü'nün İş Sağlığı ve Güvenliği Rehberi'nde de bu sakıncalar yer alıyor. En yakın örneği Aydın'da bulunan feldspat ocaklarının insan sağlığına etkileri konusunda önemli soru işaretleri bulunuyor. Bu ocakların yoğun şekilde bulunduğu ve feldspatın işlendiği Söke ve Çine'nin köylerinde kanser tartışmaları bitmek bilmiyor. İçinde ağır metaller bulunduğu bilinen feldspat konusunda Aydın Tabip Odası’nın basında yer alan açıklamaları da bölgemizi bekleyen tehlikeyi gözler önüne seriyor.

İlgili açıklamada “Beşparmak Dağlarındaki feldspat ocakları sadece madenlerin çıkarıldığı bölgedeki insanların sağlığına değil, bu madenlerin çıkarıldıktan sonra ağır tonajlı araçlarla taşınarak işlendiği Çine’de çalışan ve bu işletmelere yakın yaşayan insanların sağlığını da etkilemektedir. Çine’de feldspat ve kuartz işletmelerinde çalışan işçilerin %23’ünde Silikozis hastalığı saptanmıştır.” denilerek büyük tehlikeye dikkat çekiliyor.

TOPRAKLARIMIZ FELDSPAT MADENİNE KURBAN EDİLMEMELİDİR

Yüzyıllarca daha insanlığa bereket sunacak verimli topraklarımız, feldspat madenine kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Binlerce insanımıza, doğada yaşayan tüm canlılara yuva olan, bereket sunan Küçük Menderes havzasına dev bir maden ocağı ya da jeotermal kuyusu gözüyle bakanlar, yine umduklarını bulamayacaklardır. Havasına, suyuna, taşına toprağına sahip çıkanlar yine hukuk çerçevesinde mücadelelerini vererek gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmak için seslerini yükselteceklerdir.

Küçük Menderes havzasında kuraklık başta olmak üzere iklim krizinin etkileri ile mücadele edilecek çalışmalara ihtiyaç varken doğayı tamamen tahrip edecek, mahallelerimizi yaşanılamaz hale getirerek insan sağlığına zarar verecek maden faaliyetlerinin birbiri ardına gelmesi endişe vericidir.

Üretimin sürdürülebilirliği için yapılacak yatırım ve desteklemeleri konuşmamız gerekirken, akıllı sulama sistemleriyle suyumuzu ve toprağımızı korumamız gerekirken patlatmalı maden ocağı tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımız bu tabloyu değiştirmek yine toplumun her kesiminden duyarlı insanlarımızın ve yöre halkının elindedir.

İnanıyoruz ki Ödemiş ortak paydası ile hukuk çerçevesinde yine bir araya gelecek çevre gönüllüleri bu girişimi de sonuçsuz bırakacaktır. Gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmayı ödev bilen tüm Ödemişlileri, toprağımıza, suyumuza ve havamıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Editör: Haber Merkezi