Yazılı yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi, “Ulusal egemenliğimizin, demokrasi ve bağımsızlık mücadelemizin 102. yılını Mustafa Kemal karşıtlarına, saltanatçılara, hilafetçilere, her türlü kumpasa, engellemelere inat coşkuyla kutluyoruz.

23 Nisan, altı yüz yıldır padişahın kendi kulu gibi gördüğü Türk Ulusunun uyanışını; esaret zincirlerini kırarak, kendi yazgısına el koyduğu günü simgelemektedir.

23 Nisan, Ulusun elinden zorla alınan egemenliğin yüz yıllar sonra tekrar geri alındığı günün yıl dönümüdür.

Ne acı ki anayasa değişikliği ile parlamenter sistem kaldırılıp içi boşaltılarak hükümsüz, işlevsiz hale getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, emperyalizme, teslimiyete karşı; bağımsızlık ve özgürlük hareketinin yürütülmesinde tarihsel sorumluluk üstlenmiş Gazi bir Meclistir. Mazlum halkların umudu, Ulusun Başkomutanı Mustafa Kemal'i bu Gazi Meclis seçmiş, işbirlikçi ve işgalci güçleri dize getiren Ulusal Kurtuluş isyanı buradan yönetilmiştir. Altı yüz yıllık padişahlık anlayışına son verilerek Cumhuriyet yönetiminin oluşturulması, çağdaşlaşma ve aydınlanma çabalarının başarıya ulaşmasında Türkiye Büyük Millet Meclisi büyük rol oynamıştır. Kim ne derse desin, ülkemizde demokrasinin de, cumhuriyetinde "cemre" gibi bu Anadolu topraklarına düşme tarihi 23 Nisan 1920'dir. Aydınlanma devrimlerinin gerçekleştirilmesinde öncü rol üstlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi ulusal egemenliğin vücut bulduğu, demokratik rejimimizin temel kurumudur ve öyle kalmak zorundadır.

Dolayısıyla TBMM, Mustafa Kemal'in "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" anlayışına uygun olarak tekrar güçlendirilmelidir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, "Kimsesizlerin kimsesi" olsun diye kurduğu “En büyük devrimim” dediği laik Cumhuriyet'e içten ve dıştan yönelebilecek tehditlere karşı, bugün her zamankinden daha dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Laik-demokratik Cumhuriyeti kuran irade elbette ki onu korumaya ve yaşatmaya da muktedirdir. Devrimciler, yurtseverler başta olmak üzere tüm halk tam bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza kadar yaşatmaya kararlıdır.

Öte yandan, dünya çocuklarını birbirinden ayırmadan, onlara bir bayram armağan eden tek ülke olmaktan, kendi çocuklarına geleceğe dair düş bile kurduramayan bir ülkeye dönüşüyor olmamız ise kahredicidir. Bugün milyonlarca çocuğumuz 23 Nisan’ı açlık, derin yoksulluk ve güvencesizlik içinde karşılamaktadır.

Bundan tam 100 yıl önce çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak için cehalete karşı büyük bir savaş başlatan Mustafa Kemal, ülkedeki tüm çocukları kız-erkek ayırmadan top yekün fırsat eşitliği içinde, nitelikli bir eğitimden geçirmeyi, onları; aklı özgür, fikri özgür ve bağımsız yurttaşlar olarak yetiştirmeyi hedeflemişken, bugün bu hedefin tam 100 yıl gerisinde, 9 yaşındaki çocukları kız-erkek ayıran ortaçağ anlayışıyla, milyonlarca çocuğun nitelikli eğitimden uzak kaldığı karanlık bir tabloyla karşı karşıyayız.

Ancak bilinsin ki, Başöğretmenin eğitim neferleri ve çağdaş Türkiye özlemiyle mücadele edenler için bu tablo, imkânsızlıkları değil sadece gidilecek yolun ne kadar uzun olduğunu göstermektedir.

Herkes bilsin ki, bedeli ne olursa olsun Çağdaş Cumhuriyet’i sonsuza dek yaşatmaya kararlıyız.

Andolsun ki, çocuklarımıza çağdaş bir ülke bırakacağız!

Bu duygu ve düşüncelerle geleceğimizin güneşi ve güvencesi çocuklarımız başta olmak üzere, tüm ulusumuzun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni 102 yıl önce kuran büyük önder Mustafa Kemal ile tüm Ulusal kurtuluş ve kuruluş kahramanlarını saygı, sevgi ve özlemle anıyorum.

Ulusal egemenliğin 102. yılı kutlu olsun.

Yıkılsın Saltanat, Yok Olsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!

Yaşasın Ulusal Egemenlik!

Yaşasın Mustafa Kemal Paşa

Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!”

Editör: Haber Merkezi