Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan Küçük Menderes ziyaretinin değerlendirmesini yaptı. Çölaşan Küçük Menderes Havzası’nı altın madenine benzetti. Çölaşan ile Türkiye’nin genel durumunu değerlendirmesini yaptık.

“91.Yıl dönümünde Türkiye’nin bu durumda olması vahim bir durum”
Kime dokunduysam borç içinde buldum diyen Çölaşan, “ ‘Hakla buluşmak’ sözü çok güzel bir kere halkla buluşmak değil, iç içe bir arada olmak gerekiyor. Menderes Havzası Türkiye’nin altın madeni dağdakileri kastetmiyorum, kendisi kıymet anlamında altın madeni anlamında söylüyorum. Ama gezilerimde çok üzüldüğüm anlarda yaşadım. Köylülerimiz yabancı bankalardan borç almış ve bunun karşılığında topraklarını kredi karşılığında ipotek ederek topraklarını kaybetmiş durumda. Türkiye’nin Cumhuriyet’in 91. yılında bu noktaya gelmesi çok vahim bir tablodur.”

“Devletçi politika ile planlı kalkınmayla üreten bir ülkeydik.”
Kapitalizmin getirmiş olduğu politikalar nedeniyle, Türkiye’nin fakirleşmeye mahkûm edildiğini belirten Tansel Çölaşan, “1980’lerde dayatılan küresel sanayi politikaları nedeniyle Türkiye bu hale geldi. Küresel politikalar dayatılmadan önce Türkiye’de sanayileşme süreci içinde adımını atmış, eşiği geçmişti. Kendi üretimimizi yapıyorduk. Devletçi politika ile planlı kalkınmayla üreten bir ülkeydik. 80’lerdeki darbe zihniyetinin getirmiş olduğu Özal hükümetinin dayattığı politikalar, ama aslında Dünya kapitalistlerinin olduğu, bizim gibi az gelişmiş devlet yapılarının sanayileşmesinin önüne geçerek, fakirliğe mahkûm etme programının sonuçları doğdu. Bu politikalar nedeniyle Gediz Havzası borçlu elindeki tüm toprakları yabancı topraklara ipotekli, O bankaların hepsi yabancı. Borçlar ödenemeyince Türkiye’nin toprakları o ülkelerin bankalarının eline geçecek.”

“Türkiye dünyada görülmemiş bir yağmayla karşı karşıya”
Devletin soyut bir kavram olduğunu belirten Çölaşan, onu seçimle gelen iktidarların yönettiğinin altını çizerek şöyle devam etti.

Çölaşan, “Bir süre sonra hayvancılıkta bitecek. Kimle konuştuysak, mallarının güçlerinin kaybolarak bir rantiye sınıfının yaratılamaya çalışıldığını belirtiyorlar. Ama aslında özünde, Türkiye kaybediliyor. Ayvalık, Kaz Dağları, Kozak Yaylası’nda da burada olduğu gibi altın arama sorunu var. Bütün dağlar delik deşik durumda. Bu dağların ekolojik dengesi bozuluyor. Ormanlarımız yağmalanıyor. Bunun sonucunda korkunç bir rant ve çıkar var. Türkiye, Dünya’da görülmemiş bir yağmayla karşı karşıya kalmış durumda kaldı. Üstelik bu yağma devlet eliyle yapılıyor. Devlet soyut bir kavramdır. Onu seçimle iktidara gelenler yönetir. Türkiye, hükümetler tarafından ve son olarakta 12 yıldan beri Ak Parti iktidarı tarafından yağmalanıyor. Satılmadık hiçbir yer kalmadı. Bunun, anayasada ceza yaptırımı var. Ama önümüzdeki seçimlerde inşallah geldikleri gibi giderler.”

Haber:
 Ayşe AKYÜZ

Editör: Haber Merkezi