“ENERJİSA KARTAL DAĞINDAN ELİNİ ÇEK!”

Konuyla ilgili Kartal Dağı Koruma Platformundan basın açıklaması yapıldı. Yazılı yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi, “Yani Rüzgâr Enerjisi Santrali ile birlikte Kartal Dağı’nın tepelerinde yıllarca mobil taş ocağı işletilecek. Kızılçam ve sandal ağacı ormanları, endemik bitkiler, binlerce yıllık arkeolojik kültür varlıkları ile dolu olan Kartal Dağı’nın topraklarını patlatacaklar, çıkan taşları dağda kontrolsüzce gezdirecekleri devasa tırların üzerine kurulmuş tesislerde kırıp mıcır yapacaklar. Ormandaki ağaçları keserek açacakları yine devasa genişlikteki yollardan rüzgar türbinlerini dağa çıkaracaklar ve TEMİZ!!! enerji üretecekler. Sonra da bu elektriği ormanı, zeytinlikleri, incir bahçelerini, köyleri delik deşik ederek döşeyecekleri kablolarla Elektrik Dağıtım Merkezine ulaştıracaklar ve üretim süreci boyunca da köylerin yaşam alanlarına çok yakın yollarda yoğun bir araç trafiği, gürültü, hava ve çevre kirliliği yaratarak ekosistemi tahrip etmeye devam edecekler.

11 ADET RÜZGAR TÜRBİNİ KURULACAK

ÇED raporunda yer alan bilgilere göre; - Proje; Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. tarafından Aydın İli, Germencik ilçesi, Dampınar Mahallesi ve İzmir İli, Tire İlçesi, Küçükkale Mahallesi mevkiinde 11 adet türbin ve 60,5 MWm/33 MWe kurulu güçte “Dampınar Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Mobil Kırma Eleme Tesisi” projesidir. - Proje, RES olduğu kadar Seyyar Taş Ocağı İşletmesini de kapsamaktadır. ÇED Başvuru süreci bu iki konuyu içerek şekilde başlatılmış olmasına rağmen ÇED Başvuru Dosyasında Taş Ocağı projesi hakkında; kapasite, patlatma yapılacak koordinatlar, kullanım fazlası malzeme ve pasanın miktarı, depolanma yerleri, bertaraf şekli vb. hemen hemen hiçbir bilgi yer almamaktadır. Tabiri caizse taş ocağı faaliyeti ÇED Başvuru Dosyasında adeta gizlenmiştir.

PROJE SAHASI ORMAN, MERA VE TARIM ARAZİSİ

En yakın yapıya Şalt Merkezi sadece 70 m., türbinlerden T1 385m., T4 470m, T5 425m, T7 370m, T8 290m. mesafededir. Gelişmiş ülkelerde bu uzaklıklar 1,5-2,0 km civarda olmaktadır. Proje Sahası; yerleşim yerlerinden uzak, atıl dağlık bir alan olmayıp Orman, Mera ve Tarım Arazilerinden oluşmaktadır. Bölgede Türkiye’nin en kaliteli incirlerin yetiştiği incir bahçeleri, zeytinlikler ve ülkemizin en verimli tarım arazileri, süt inekçiliği, koyunculuk, arıcılık faaliyetleri vardır. Kartal Dağı, eteklerindeki köylerle birlikte tüm Küçük Menderes ovasını besleyen su kaynaklarına sahiptir En büyük karbondioksit yutağı olan ormanların tahrip edilmesi sera gazı emisyonunu artıracaktır. Proje Sahasında 1.derece sit olarak tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış birden fazla arkeolojik kültür varlığı vardır. Bu gerçekler ortadayken birkaç ay önce ağaçlandırma seferberliği düzenleyen bir holdinge bağlı ENERJİSA A.Ş. nin, “TEMİZ Enerji” tanımlamasıyla orman ve tarım arazileri içinde patlatmalar yaparak, devasa tırların üzerine monte edilmiş tesislerde taş kırıp, eleyerek insana, çevreye, ekosisteme zarar verecek böyle bir projeyi üstlenmesini hayret, üzüntü ve ülkemiz geleceği açısından endişe ile karşılıyoruz. Bizler yenilenebilir enerjiye, ekonomik getirisi olan, yerinde ve usulünce çevreye, ekosisteme zarar vermeden yapılacak yatırımlara değil, ekolojik dengeyi alt üst edecek, iklim ve yaşam koşullarını bozacak vahşi projelere karşıyız. Sonuç olarak yöre halkı olarak Paris İklim Anlaşmasının TBMM de kabul edildiği, Cumhurbaşkanlığınca “Yeşil Mutabakat” anlayışının hayata geçirildiği bugünlerde her boyutta telafisi mümkün olmayacak zararlar oluşturacak bu projeye ait ÇED sürecinin derhal durdurulmasını, ENERJİSA A.Ş.’nin de gerekli duyarlılığı göstererek projeyi iptal etmesini talep ediyoruz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla duyurulur.”

Editör: Haber Merkezi