Kitabın içindeki öğütleri bir başka yazıya bırakarak, Önsöz yazan, ülkemizin iftihar edeceği bir Hanımefendi. Serpil Timuray. Vodafone Türkiye CEO. su.  Ortadoğu Direktörlüğünü de üstlenmiş. Yazdığı önsözden pasajları çalışan kızlarımız, kadınlarımız için aşağıda okuyacaksınız.

“ Kadınlarımızdan beklentimiz, genç yaşlarından itibaren potansiyellerine inanmaları, kapasitelerini ve yeteneklerini cinsiyet kavramının ötesinde bir birey olarak geliştirmeleri, iş yerinde bir sorumluluk verilmeden inisiyatif almalarıdır.

     ‘İrade’ ve ‘doğru tavır’ bir araya geldiği müddetçe her şeyin mümkün olabileceğini savundum.

     Bir yönetici olarak liderliğini yaptığım organizasyonlarda, belli bir görevi yerine getirmek için sadece gerekli becerilere sahip olanlardan ziyade “ yapabilirim, bakış açısına sahip” iş arkadaşlarımın başarı potansiyellerine daha çok güveniyorum.

     Türkiye gibi daha geleneksel toplumlarda, erkek çocuklar için erken yaşlardan itibaren aileleri ve çevreleri tarafından biçilen yetişkin rol beklentisi, iyi bir meslek sahibi olması ve böylece ailesini destekleyecek maddi imkânı sağlamasıdır. Öte yandan kadınlar için çocukluk dönemlerinden itibaren daha geleneksel bir rol tanımı benimsendiğinden, iş hayatında başarılı olmaları beklentisine sık rastlanmaz ve profesyonel yaşam seçmeli bir tercihtir.

     &&&&&&

Burada, Sayın CEO. ile ayni fikirde olmadığımı belirtmek isterim. Bu zihniyeti Türk Toplumu uzun yıllar önce terk etmiş, erkek-kız çocuk ayırımı yapmaksızın onların iyi birer eğitim almalarına gayret etmiştir, etmektedir de.  Gençlerimiz ve ebeveynleri için benim de birkaç cümlem olacak.

 Aileler, çocuklarına kız-erkek ayırımı yapmadan yetiştirmelidirler. Çocukluktan itibaren onlara vereceğimiz öğüt, okullarında başarılı olmak ve sonucunda iyi birer meslek sahibi olmak fikridir.

Kendi torunlarımın Üniversite seçiminde, benim ısrarla “Tıp Fakültesi” diretmeme aldırmayıp, farklı alanlar seçmelerine önceleri kırılmama rağmen, kendi alanlarında gösterdikleri başarı, beni bu fikrimden uzaklaştırdı. Çocuklarımızı bırakalım mutlu olacakları okulları seçsinler.

Kız çocuklarının hayatlarını etkileyebilecek en önemli kişilerin özellikle “ babalar “ olduğu kanaatindeyim. Babaların küçük yaştan itibaren onlara bir çocuk gibi değil, bir birey olarak davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Bir büyük gibi konuşmalıyız çocuklarımızla.

Çocuklarımızı erken yaştan itibaren önemseyelim. Güvenilmenin ve teşvik edilmenin onlarda çok olumlu kişilik gelişmesi olacaktır.

Böyle davranırsak, onlardaki ben yapabilirim inancını ve gücünü görmek mümkün olacaktır.

     Saygılarımla.