Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Mehmet Taşlı, sürdürülebilir bir su politikamızın olmayışı, yanlış yetersiz tarım politikaları, abartılı yaşam modelleri, aşırı tüketim, lüks özentisi, israfın bizi dayanılmaz sona hızla yaklaştırdığını söyleyerek, “Çölleşme kaçınılmaz” dedi.

Mehmet Taşlı Küçük Menderes Bölgesinde yaşanan su sorunları ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı, “Bu sebeple belki de 5-6 yıl sonra cennet topraklarda yoğun göçler görüp yaşayacağız.

Bugün yaşadığımız ve sıklaşan susuzluk her alanda kendini göstermeye başladı.

İçme suyu, tarımsal sulama, doğal su döngüsü, yeraltı suları, yüzeysel su depolama alanlarının hepsinde inanılmaz bir sıkıntı yokluk ve sorun yaşanıyor. Sıkıntıların daha da artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

KÜRESEL ISINMA DÜNYAYI CEHENNEME ÇEVİRECEK

Geniş anlamda Küresel ısınma dediğimiz bir olguyla sıcaklık, kuraklık, susuzluk, açlık, doğal afetler ve tüm bunlara bağlı olarak dayanılmaz çekilmez bir gelecek insanlığı bekliyor.

ÜLKEMİZ SU KITLIĞI ÇEKİYOR

Ayrıca ülkemizin bu sorunları yoğun anlamda yaşadığını daha da hızla ve yoğun yaşayacağını düşünüyorum.

Kuraklık susuzluk anlamında dünyada zaten bu anlamda sıkıntı çok büyük. Ülkemiz ise su sıkıntısı çeken ve bir çok bölgede bunun acılarını dolaylı dolaysız yaşayan durumda.

TARIM VE HAYVANCILIKTA DÖNÜŞÜM ŞART

Ayrıca bölgemiz ve ilimiz bu sıkıntılardan fazlasıyla etkileniyor daha da etkilenecek.

Havzamızın çok yoğun tarımsal üretim yapması, aşırı şu ve kaynak ihtiyacı duyulan üretim modellerine devam etmesi, yanlış tarımsal yapılanma, sürdürülebilir su politikalarını uygulayamaması sonucunda tüm su rezervlerimizi neredeyse bitirme noktasına geldik. Bu son aslında kaçınılmazdı.

HAVZAMIZA DÜŞEN SUYUN 2-3 KATINI TÜKETİYORUZ... BU DURUM SÜRDÜRÜLEMEZ...

Şöyle ki; Her yıl havzamıza giren düşen suyun 2-3 katını tüketirsek buna ne göl dayanır, ne baraj ne yeraltı suyu ne gölet, ne ırmak ne de tabiat dayanır. Bu, insanlığın geçirdiği bir cinnet halidir.

Eğer ki bu cennet toprakları kaybetmek istemiyorsak, bu topraklardan ayrılmak zorunda kalmak istemiyorsak, efeler diyarında bereket sağlık mutluluk içinde yaşamak istiyorsak her kurumun her insanın yapmak zorunda olduğu şeyleri eksiksiz uygulaması gerekir.

HER KURUM ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ EKSİKSİZ TARAFSIZ YERİNE GETİRMELİ...

Kurumsal olarak:

-Derhal yeni bir tarımsal yapılanmaya geçilmeli.

Su talebi az olan ürünlerle, dönüşümlü ekilen,  doğru planlanan desteklenen sürdürülebilir bir

tarımsal modele hem ülkemizde hem havzamızda bir an önce geçilmelidir.

-Su yönetimi ve yönetişimi kusursuz olarak bileşenlerinin ortak paylaşımları ile gerçekleştirilmelidir. Su yönetimi bölge müdürlüğü, Devlet Su işleri, Tarım Ormancılık Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU, Yerel Belediyeler ve ilgili Sivil Toplum kuruluşları devamlı ve kesintisiz olarak işbirliği içinde olmalıdır.

 SUYUNU KULLANIMI TÜKETİMİ ÇOK ÖNEMLİ

-Bu kurumların ortak çalışmaları ile suyun doğru harcanması, yeniden kullanılması, depolanması ve yapılandırılması (gelecek zamanların daha da zorlu geçeceği düşünülerek) bir an önce yapılmalıdır.

-Tasarruflu yeni su kullanım tüketim modellerinin tüm işletme kurum ve şahıslarca benimsenmesi sağlanmalıdır zorlanmalıdır.

-Bireysel ve kurumsal olarak da dünyayı ülkemizi ve bölgemizi batma noktasına getiren aşırı bilinçsiz tüketim, kullan at, israf, lüks harcama ve çevreye zarar veren hareket politika ve uygulamalar bir an önce sonlandırılmalıdır.

TÜM POLİTİKALAR ÇEVRE MERKEZLİ OLMALI

Çevreyi doğayı canlıyı merkeze oturtan, tüm dünyanın bir bütün olduğunu idrak eden, gidecek başka yerimiz olmadığı bilinciyle daha mütevazi sakin yavaş huzurlu bir yaşam modeline geçmemiz zorunluluk taşımaktadır.

Yani felaketler kapımızı çalmadan önce;

Yavaşlamalız, daha az tüketmeliyiz, yerel değerlerimize sahip çıkıp korumalı yaşatmalıyız, çevreyle uyum içinde olmalı saygı göstermeliyiz, sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmeli ve israf etmemeliyiz, aşırı hırs ve tamahtan uzak durmalı ve dünyanın hepimizin ihtiyacını karşılayacak kaynağa sahip olduğunun bilincine varmalıyız(Bugünkü yaşantımızla 3 dünya kaynağı gerekiyor).

KÜÇÜK MENDERES ÇÖL OLMASIN

Ülkemizi bölgemizi seven ve yaşamak isteyen her insan kurum yukarıda bahsettiğimiz konularda aşırı hassasiyet göstermeli.

Yaşadığımız dünyayı çekilmez dayanılmaz yapmak istemiyorsak cehenneme çevirmek istemiyorsak bugünden itibaren hepimiz bir şeyler yapmalıyız.

Önümüzdeki dönemde bu konuda ilgili kurumların katılımıyla KÜÇÜK MENDERES HAVZASININ SUYU diye bir Panel-Forum düzenleme niyetimizin olduğunu söylemek isterim. Kent Konseyi olarak bu etkinliği geçtiğimiz aylarda düzenlemek istiyorduk ama malum Virüs salgını tedbirleri kapsamında ötelemek zorunda kaldık.”

Editör: Haber Merkezi