Öncelikle belirtmek istediğim bir husus var. 26.Genelkurmay Başkanıyım demek bir aklanma gerekçesi olamaz. Çünkü bu ülkede, seçilmiş hükümetleri darbe ile devirenlerin önde gelenleri, genelkurmay başkanlarıydı. Sayalım:
MEMDUH TAĞMAÇ-14.Genelkurmay Başkanı
Süleyman Demirel Başkanlığındaki T.C.Hükümeti
12 Mart1971 Askeri Muhtırası ile devrildi.
KENAN EVREN- 17.Genelkurmay Başkanı
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile TBMM ve tüm siyasi partiler kapatıldı.
İSMAİL HAKKI KARADAYI- 22.Genelkurmay Başkanı. 28 Şubat 1997 postmodern diye anılan darbe.
HÜSEYİN KIVRIKOĞLU-23.Genelkurmay Başkanı. “28 Şubat BİN YIL SÜRECEK” diyen Bşk
YAŞAR BÜYÜKANIT- 25.Genelkurmay Başkanı
27 Nisan Muhtırasını bizzat kendisinin yazdığını söyleyen ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını engellemeye çalışan Bşk.
Ezcümle, geçmişteki pek çok genelkurmay başkanının iyi demokrasi sicilleri yok. Fakat esaslı darbe-muhtıra-müdahale sicilleri var.
Demokrasi sicili iyi olan genelkurmay başkanlarının başına neler geldiğini yüreğim burkularak yazıyorum.
Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin 6.Genelkurmay Başkanı NURİ YAMUT. 14 Mayıs 1950 tarihinde ülkemizde yapılan ilk demokratik seçimlerinde
(1946 seçimleri şaibeli olduğu için saymıyorum)
İktidara gelen Demokrat Parti’nin ilk genelkurmay başkanıdır. 6 Haziran 1950 tarihinde atandığı genelkurmay başkanlığı görevinden 10 Nisan1954 tarihinde kendi isteği ile emekli olmuştu. Balkan Savaşı, I.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir komutandı.11.dönem Demokrat Parti İstanbul milletvekili iken 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi sonrası tutuklandı. Tutuklamayı yapan subaylar tarafından hakaret ve küfürler edilerek dövüldü. Daha sonra Yassıada yargılamaları sırasında kendisine yapılan işkencelerden dolayı vefat etti.
Sizlere Adnan Menderes hükümetlerinde muhtelif bakanlıklarda bulunmuş; Samet Ağaoğlu’nun “Marmara’da bir Ada” isimli kitabından, nasıl tevkif edildiğini ve Yassıada’da hunharca nasıl şehit edildiğini alıntılayacağım.
“27 Askeri darbesi olmuş, üstünden birkaç gün geçmişti. Ankara Emek Mahallesi’nde bir apartmanın önünde duran cemseden, bir subay, bir astsubay, üç beş de asker iner. Paşanın dairesinin kapısını yumruklarlar. Paşa elinde asası, yakasında İstiklal Madalyası kapıyı açar. Subay haykırır, hırsızlar! Vatanı sattınız! Tutukluyoruz!
Nuri Paşa’nın yanıtı gelir: Ben Çanakkale Gazisiyim. Atatürk’ün silah arkadaşıyım. İstiklal Savaşı gazisi, eski genelkurmay başkanıyım! Bana hakaret edemezsiniz! O saat subayın tokadı, paşanın suratında patlar. Astsubay da paşanın arkasına basar tekmeyi. Paşa düşer, gözlüğü kırılır, merdivenden yuvarlanır. Askerler kan-revan içindeki genelkurmay eski başkanını, yerden kaldırır, sürükleyerek götürür. Ve bir daha kimse Nuri Yamut Paşa’dan haber alamaz. Yargılandığı Yassıada’da “Ansızın ölür bir gün” iddialara göre Nuri Yamut Paşa’ya; “öldürüp kıyma makinalarına cesetlerini attığınız öğrencilerin adlarını ver!” diye bağırıp dururlar. Nuri Paşa bu sorunun yanıtını veremez, çünkü ne öldürülen öğrenci vardır, ne de kıyma makinesine atılan! Tabi yanıt gelmeyince, dayak, işkence, hakaret başlar ve sürer. Ta ki, 71 yaşındaki genelkurmay eski başkanı son nefesini verinceye kadar.
Nuri Yamut nasıl bir adamdı diye sorarsanız şu örneği vermek yeter.
Gelibolu 2.Kolordu Komutanı iken, Alçıtepe köyünde, Saroz Körfezi’ne bakan bir tepede 26 Haziran-12 Temmuz 1915 tarihleri arasında yapılan, Sığındere Savaşlarında şehit düşen 10 bin askerimizin adına 1943 yılında bir anıt yaptırmıştı. Bu anıtı yaptırırken, İstanbul’daki iki evini sattığı ve şehitlerin kemiklerini toplatarak, mermer kaidenin altına gömdürdüğü anlatılır. Allah’tan rahmet diliyorum, muhterem insana ve şehit askerlerine.
RÜŞTÜ ERDELHUN, Demokrat Parti iktidarının son genelkurmay başkanı.10.Genelkurmay Başkanıydı. O’nun da sonu çok dramatiktir. Kısaca değinelim. 2 Nisan 1921 tarihinde Anadolu’ya geçerek, Milli Ordu’ya iltihak etmiş ve İstiklâl Savaşı’na katılarak İstiklâl Madalyası almış bir komutandı. 23 Ağustos1958 tarihinde atandığı genelkurmay başkanlığı görevi darbeyle son buldu. 27 Mayıs günü tutuklandı. “Yassıada Mahkemesi’nde” yargılandı ve idama mahkûm edildi. Ancak bu hüküm daha sonra ömür boyu hapse çevrildi. O’nun da acı hatırasını nakledelim.
 “27 Mayıs1960 saatler 16.30’u gösteriyor. Korkunç bir gürültü, silah sesleri ardından kelepçeler, tokatlar, silleler, tartaklamalar akla gelmeyecek küfürler.
Ülkesine, vatanına büyük hizmetler yapmış onurlu bir paşa, hakaretler arasında tutuklandı. Suçu; “Darbe karşıtı” olmaktı.
Cumhuriyet tarihinde tutuklanıp mahkûm edilen ilk genelkurmay başkanı olan Rüştü Erdelhun önce Harp Okulu’na kapatıldı ve Yassıada…Kendilerini saygı ve rahmetle anıyorum.
VE HİLMİ ÖZKÖK (24.GENELKURMAY BAŞKANI)
28 Ağustos 2002’de genelkurmay başkanı olan Hilmi Özkök, 28 Ağustos 2006 günü emekli olunca, görevini Yaşar Büyükanıt’a devretti. Görev yaptığı dört yıl boyunca, kendinden önceki ve sonraki genelkurmay başkanlarına nispeten sivil siyasete müdahale etmeyen bir görüntü çizdi.
2003-2004 yıllarında bazı kuvvet komutanları tarafından plânlanan “Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven adlı askeri darbelere” karşı çıkarak, genelkurmay başkanlığı döneminde, Türkiye’de demokratik rejimin devamını sağlamıştır. Bu demokrat kişiliği ile ülkem kendisine minnettardır. İzmir’de yaşıyor. İnşallah hatıralarını yazar da gerçekleri öğrenmiş oluruz. Kendisine sağlık ve uzun ömürler dilerken, şu temennimi dile getirmek istiyorum.
Yüce Allah, güzel ülkemize bir daha bu tür, darbeler, acılar yaşatmasın.
Saygılarımla…