Yine yazacağım demiştim. Kendimce ilçe kongresini anlatmıştım. Gözlemlerimi duygularıma yer vermeden sunmuştum sizlere… Portreler takılmıştı gözüme ve bana ilk mektubumu yazdıran da onlardı aslında…
Devam edelim o zaman izlemeye...
Önce eski bir devrimci takıldı gözüme… Bu tanım benim değil iddiası böyle... Ama benim aklımda; sürü sepet terk edip gittiklerinde öncü kuvvetlerden olduğu geldi gözümün önüne... Bekir Keskin aday ilan edildiğinde küfredip karşı çıkışı, kongre salonunda ise Bekir’i kırmadan Erişçi oluşu…
Devrimcilerin ben zayıftan yana olduğunu bilirim ama bu arkadaş militanlık yapar güçlüyü görünce… Kim belediye başkanı hazır ordadır. Kim güçlü kavuk ondadır. Kendince on yıl sever bir günde döner gücü görünce… Eskiye kinlidir. O yüzden; “Mıstaka düşman olsa eskiye Mıstaka’yı kral bilir sinsice…” Kullanılmaya açıktır sahipleri eskiye sövünce… Hasbelkader mühür bulup sevinmiş, bilmiş edalarla vazife ima etmiş ama komplekslerinden kurtulamamıştır senelerce...
Gelelim başka bir arkadaşa… Elvis Presley edalarıyla dolaşan bu dostumuz CHP’yi Galatasaray Ultra ile karıştırmakta ve eğitim - ciddiyet tarzını bilmediği okula bazen laflar söylemektedir. Hatta ilk mektubum üzerine CHP’de bu mektubu yazabilecek delege olmadığından dem vurur. Vardır sevgili Elvis vardır da senin bu okulu tanımanda da sorun vardır. Eeee doku, kan uyuşmaz. Evet evet kan uyuşmazlığı… Asıl bunda da sorun vardır. Yani ne diyeyim? Çakma devrimciler, Anap’lılar, DSP’liler, yeni dünyacılar, mücadelede hiç olmayıp ADD’ de kaydı olanlar, CHP’ye hiçbir katkı sunmayanlar, ÖDP’liler daha doğrusu kafaları güzelken ÖDP’li olanlar, güvenlikçiler ha birde demiryolu altının sevgi alaka isteyen delikanlıları (Yalnız 2004’teki gibi pazarlıkları tekrarlamayın! Anlamadıysanız kahveci güzeli babanıza sorun. O anlatır.) hepiniz birarada yürüdünüz. İşi bitirdiniz. Şimdi ne olacak şimdi? Onu konuşalım.
İddiamı tekrarlıyorum: “Sizler CHP’li değilsiniz. CHP okulunu ocağını bilmiyorsunuz. CHP terbiyesiyle siyaset yapmıyorsunuz. Hasbelkader duygu sömürüsüyle samimiyetsiz diyaloglarla oraya geldiniz. Sizin var olmanız CHP’de eski genel başkana düşmanlığın ürünüdür. İlk günden maskenizi düşürdünüz. Tertemiz gençlerin mücadelesinde bile tarafsınız! Halil Aydın da, Mehmet Türk de tertemiz gençler... Orada bile Aydın aleyhine çalışıyorsunuz. Niye? Yeniköylü. Niye? Eskiye dair olabilir. Ayıp be ayıp!
Önünüzde belediye seçimleri var. Böyle mi düzelteceksiniz? Zor, çok zor. Bu kadar şımarıkça gidişe, insan küstürmeye gerçekten çok zor. Genelde de, yerelde de, önseçimlerde de öyle bir muhalefetiniz olacak ki şaşıracaksınız.
CHP’nin ben şu anda ilde de, ilçede de CHP’liler tarafından değil çakma solcular tarafından idare edildiğini düşünüyorum. Hem de Aydın Ayaydın’ı, Sezgin Tanrıkulu’nu, Sinan Aygün’ü benimsemiş ve Baykal olmasında kim olursa olsun diyen çakmalarca... Memleketinde 70 yıldır aynı havayı soluduğu insanları harcayan, ona sövenleri fotoğraflayan zavallılarca... Adaylığını ilan ettiğinde küfredip, görüşmedikleri destek olmadıkları Bekir Keskin’e nasıl hazır olda durdularsa, iddia ediyorum AKP’den bir başkan geldiğinde de hazır ola geçecek bu çakmalarca...
Bu iş o kadar kolay değil…
Kira ödemeden bulduğunuz binalarda Ödemişli bile olmayan antipatik güvenlikçilerle oluşturduğunuz yönetimlerle oldu bittiye izin verilmeyecek! Nereye aday olursanız karşınızda bir CHP’li olacak. İşte o zaman sizi İzmir başkanınız mı kurtarır, çocuğu yönetime girince CHP’li olan makam delisi yazarlarınız mı ya da gerekli gereksiz anılarını şehit isimleriyle süsleyip demagoji yapan hatibiniz mi bilemem. Hazır sırası gelmişken Ödemiş’in şehitleri duygu sömürüsüne alet edilemez. Çünkü duygu sömürüsüne alet edilemeyecek kadar kutsaldırlar. Köy delikanlılarını, kadınları, eğitimsizleri, amigoları gazlamanın yolu şehitlerden geçmez. Birde atamın gözleri mavi / yeşil fark etmez! Ona kurban olurum da samimiyet sorgulamam da “Sen benim kardeşimsin Bekir’im”, “Belediye senin olsun kardeşim”, “Sana feda olsun” dediğin adamı delege yazmazsan samimiyetin kralını sorgularım.
Neymiş beyler? Masallar, masallar, masallar…
Sürü sepet kız almaya gider gibi kendi partine değil dost evine değil yuvamıza değil belediye binasına giderseniz adamsınız başarılısınız. Kendi gençlerinizi ayrıştırıp “Halil Aydın’a verilen oy Birlik’e verilir” dediğinizde değil “O’da bizim canımız” dediğinizde adamsınınız yüreklisiniz. 50 yıllık ilçe başkanınıza küfreden bir kere gördüğünüz meczuba tetikçilik fedailik yaptığınızda değil “Vefa en yüce değerdir” dediğinizde adamsınız. “Baki Balıkçıoğlu’nun benzinini boşalttık” dediğinizde değil “O’da bizim bir değerimiz” dediğinizde adamsınız. “Remzi Boyacıoğlu’nu ADD ve CHP’den sildik” dediğinizde değil “Böyle bir hatip seçimlerde olmalı” dediğinizde adamsınız.
İddia ediyorum, milletvekili, belediye başkanı, il genel meclisi seçimleri sizin kendinizi beğenmiş halinizin sonu olacaktır.
Yaşasın Atatürk’ün kurduğu CHP...