CHP İzmir’in her ilçesinde yapılan kongrelerin tümünde belediye başkanları konuşma alarak örgüte seslenirken, Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin’in kongrede tek kelime dahi etmemesi partililerce garipsendi. Bekir Keskin’in ilçe başkan adayı divana 141 imzalı bir önerge sunarak en fazla imzaya sahip önerge ile daha ilk başta önde giderken, bu imza sahipleri nedense sandıkta oylarını bu yönde kullanmadı. Ve 83 oy alarak kongrenin sonuncusu oldu. Bunun nedenlerini sorgulamak gerekiyor.       
 
CHP Ödemiş’te yaşanan yönetim değişikliği üzerine beklentileri olan kimselerin bilmesi gereken olaylar var. Berduş partiyi terk etse de ben bir böcek olarak partiyi ihmal etmiyorum. Yönetimde her ne kadar, Ödemiş’te çok iyi tanınan insan sayısı fazla olmasa da ilçe başkanının kalitesi tartışılmaz. Emin Öztürk’ün ardından Eriş gibi bir ismin sevk ve idaresini doğru buluyorum. Fakat şu ana kadar yaşanan gelişmeler gösteriyor ki Eriş’in işi hiç de kolay değil. Düne kadar İlçe Başkanı Emin Öztürk’ün yaşlı olmasından dem vurarak yönetimin ağır ve hantal olduğunu öne süren Belediye Başkanı Bekir Keskin ve ekibinin yeni yönetimle de yıldızı barışacak gibi durmuyor. Bu kadar kısa sürede ne yaşandı derseniz: “Neler yaşanmadı ki?” derim.
 
Örneğin 1 Mayıs’ı en güzel şekilde işçilerle birlikte geçiren İlçe Başkanı Eriş, bu hareketiyle Keskin’in canını fazlasıyla sıkmış olsa gerek. Bildiğiniz üzere siyaseten Ödemiş’in popüler bir ismi olan Eriş her ortamda insanlara dokunabilen, sohbet ve tartışma içerisine girebilen kişiliği ile dikkat çekiyor. Her ne kadar kongre salonunda Bekir Keskin’i destekleyeceğini söylese de muhtemel bir önseçim sonucundan kendisi çıkması halinde de bu beklenti ve talebi geri çevireceğini sanmıyorum.
 
Eriş’in Keskin’e yönelik “Aday olursa yanındayım!” sözü “Aday adayı olursa yanındayım!” şeklinde algılanmamalıdır.
 
Bekir Keskin açılıştan açılışa koşan, her yerde ve her ortamda bulunmayı ihmal etmeyen Eriş’in varlığından ne kadar memnun bilemeyiz. Eriş bu tavrından vazgeçmez. Çünkü kendisi tam bir diyalog adamıdır. Tabir-i caizse kapıdan kovsalar bacadan girer. İyi bir siyasetçi de böyle olmalıdır. Keskin istese de istemese de Eriş her yerde olacaktır. Nezaketi ve hoşgörüyü de asla bırakmayacaktır. Ama şimdilik!
 
Örneğin son grup toplantısında yaşananlar Eriş’in hoşgörü ve tevazu sahibi olduğunu göstermektedir. Tabii bu hep böyle olacağı anlamına da gelmemelidir. Grup toplantısı sonunda encümen seçimi ile ilgili olarak bazı CHP’li meclis üyelerini AKP’ye oy vermekle suçlayan Keskin’in agresif tavrı benim kafamda yönetim değişti ama belediye başkanı aynı belediye başkanı tablosunu oluşturdu. Emin Öztürk gidince düzelir diyordum ama sanırım derece bir kat daha arttı. Bekir Keskin hararet içeren bu diyalog esnasında AKP’ye oy veren kişilerin tespit edilip disipline verilmemesi halinde “istifa” edeceğini söylemiş. Zaman ne gösterir bilinmez. Ama Eriş’in de bugünlere kolay gelmediği aşikar. O da vakti zamanında istifa edip gitmişti. Kimbilir bu partide yükselmenin yolu belki de istifadan geçiyor…  
 
Son olarak bir konuya da parantez açmak gerekirse, partinin yeni sözcüsü mü bilmem ama bir sosyal paylaşım sitesinde üzerine vazife olmayan türden açıklamalara imza atan birisi ise gazetemizde çıkan “Bir delegenin mektubu…” için CHP’de bu mektubu yazacak aklıselim delegelerin olmadığını belirtmiş. Bu arkadaşı yazdığı yorumu tekrar okumaya davet ediyorum. Zira CHP bırakın o mektubu; oturunca destan yazacak yiğitlerle doludur. Siz bu partiye yeni geldiğiniz için bunun pek farkında olamayabilirisiniz.