Hani bir kavga olur ya da aniden biri hastalanır da, ortalık, “Biri polis çağırsın”, “Biri cankurtaran istesin”, “Birileri yardım etsin” lakırdılarından geçilmez de hiç kimse bir yerini kıpırdatmaz, kimse kimseyi çağırmaya yeltenmez, olan olur ya; şu sıra, bu özelliğimiz oldukça boy atmış durumda.
Son günlerde memleket adeta yangın yeri; yine her kafadan bir ses çıkıyor: “Asker nerede? Gelsin kurtarsın.” Binler, milyonlar, on milyonlar “Aman başıma bir hal getirirler.” ödlekliğiyle bir yerlere sinsin; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” umursamazlığıyla keyfine baksın, başı sıkışınca da asker gelsin kurtarsın.
İşte olay öyle değil. Büyük dahi Mustafa Kemal Atatürk, yaklaşık 80 yıl önce Bursa Nutku’nda anlatmış yapılması gerekeni. Buyurun nutku yeniden okuyalım, belki biraz ilham alırız:
BURSA NUTKU
 “Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diyecek.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği.”
                                                                                                                                   Mustafa Kemal Atatürk
                                                                                                                       Bursa, 5 Şubat 1933