Adını cümle aleme “on kuruşluk hastane” olarak duyuran Ödemiş Devlet Hastanesi’nin hikayesini bilmeyen yoktur. Hastane yapılması için gereken proje bedelinin neredeyse yarısından çoğu Ödemişlilerin onar kuruşluk yardımlarıyla toplanmış. Ek binalarıyla bugün kocaman bir bina da olsa maalesef artık ihtiyaca cevap vermiyor. Önümüzdeki günlerde temeli atılacak yeni bina için kentte nefesler tutuldu.
Ödemiş Devlet Hastanesi, hastane yetkililerine göre Türkiye’deki ender devlet hastaneleri arasında görülüyor. Hal böyleyken 10 kuruşluk hastanenin 10 numara başhekimi de ortalığı kasıp kavuruyor. Ödemiş Devlet Hastanesi’nin bluetooth kulaklığı kulağından düşmeyen ve siyah cipi ile adeta özdeşleşen ödüllü bir başhekimi var. 2003 yılından bu yana kesintisiz, aralıksız hizmet veren Başhekim Op. Dr. Ziya Yurdakonar’ın gitmeye de pek niyeti yok! Hem o gitmek istese zaten Ödemişli göndermez. Herkesle arası çok iyi olan başhekimimiz tam bir iletişim uzmanı… İktidar muhalefet ayırmaz. Herkese eşit mesafede yaklaşır. Zaten öyle olmasa o koltukta bu kadar uzun süre oturabilir mi Allah aşkına?
Kolay değil başhekim olmak! Mesela kadının biri hastane tuvaletinde leğen içinde düşük yapar ve sanki leğeni başhekim vermiş, tuvalete de o sokmuş gibi gidip başhekimi şikâyet ederler. Dedik ya kolay değil diye! Başhekim olmak mücadele ister. Soruşturmalardan aklanmak da öyle herkesin harcı değildir. Hele de seni şikâyet eden, çocuğunu kaybetmiş o iftiracılara namuslu bir başhekim olarak dava açıp tazminat da kazanmışsan senden iyisi yok!
Başhekim böyleyken personelin farklı olmasını bekleyebilir misiniz? Hastanede öyle hemşireler var ki doktordan daha doktor, uzmandan daha uzman! Birçok konuda bilgi ve deneyim sahibi olan hemşirelerin diplomaları yok ama doktorları aratmıyorlar.
On numara Başhekim için kelimeler yetersiz ve kifayetsiz kalsa da ne yazık ki benim sınırlı bir köşem var. Hem günler torbaya mı girdi? Sizde sevgili başhekimimizin şahit olduğunuz başarılarını benimle paylaşabilirsiniz. Zira kendisi Ödemiş için bulunmaz bir nimettir. Ben kendisini uzaktan uzaktan takip etmeye devam edeceğim. Ve inşallah bir gün bundan daha güzel bir yazı ile karşınızda olacağım. Ne demişler? Bir işe başlamak demek o işin yarısını bitirmek demektir!
Köşemiz için ayrılan yer sınırlı olunca işleyeceğimiz konularda haliyle sınırlı oluyor. Önümüzdeki hafta köşemde; parti grup kararına uyulmadığı gerekçesiyle tepki göstererek Aralık ayı meclis toplantısını terk eden CHP’li meclis üyesi Halil İbrahim Kökten’i ve sanayi sitesinde küçücük bir işletmeyken büyüdükçe büyüyen hidrolik iş makineleri üzerine faaliyet gösteren bir şirkete dikkatinizi çekeceğim.