TÜKETİM ÇILGINLIĞI

Farkında olmadan hiç değiştiğinizi düşündünüz mü? Zamanla bazı değerlerimizi, anlayışlarımızı istemeden değiştirebiliyoruz. Dün ahlaki olanın bugün "çağdışı" olduğu, dün hak olanın bugün batıl olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
 
Kapitalizm; maddeye olan bağımlılık, iktisadi ilişkileriyle, toplum modeliyle, ahlakıyla ve kültürüyle Avrupa'da ortaya çıktığından beridir önünde katı olan her şeyin buharlaştığı bir felaket seli gibi ilerledi... Konunun can alıcı olan önemi, gündelik hayatımıza yansıyan boyutu iledir. Çünkü sinsice alıştığımız, onay verdiğimiz ve hatta yeniden ürettiğimiz bir hayatı yaşıyoruz.
 
Kitlesel olarak içinde bulunduğumuz bu zillet, içinde her şeyin bir fiyatının olduğu, ama hiçbir şeyin değerinin olmadığı tüketim kültürünün ta kendisidir. Tüketim kültürünün değirmeninde öğütülmeyen, onun tecavüzüne uğramadığı hiçbir değer, hiçbir ilke, hiçbir ulvilik, hiçbir mahremiyet yok; dolayısıyla bu öğütülebilirliğin bir sınırı da yok! Peki, bu sınır tanımazlık nereden geliyor? Kimin ahlakı ile ahlaklaşıyoruz?
 
Bireysel hırsların ve hazzın biricik değer olduğu kapitalizmin ahlak anlayışında, diğer manevi değerler artık bertaraf olmuştur. Her şeyin kıblesi ve ölçüsü bu olduğunda, güzellik, doğruluk, iyilik, erdemlilik, ahlak adına olan her ne varsa işte bu nihai "değer"ler uğruna feda ve istismar edilebilir hale gelmiştir. Sürekli yeni hazlar ve yeni kazançlar uğruna motive olan veya oldurulan bireyler, birbirleriyle ölesiye yarışıyor. Ve bir maddi zevkten başka bir maddi zevke doğru oradan oraya savrularak, hep madde için çalışır hale geliyor.
 
Peki, bu çılgınlığa nasıl dahil edilebiliyoruz? İşte bu noktada karşımıza devasa ve şeytani bir mekanizma çıkıyor. Görsel ve işitsel araçların gücüyle, sistemin kitleler nezdinde yeniden üretimi için devasa bir zihin mekanizması oluşturuluyor. "Reklam ve Pazarlama Sektörü" olarak başlı başına bir profesyonellik sahası bu mekanizmanın önemli bir organıdır ve bu yönde seferber haldedir. Bu sektörün temel mantığını mümkün olan her şekilde ve ne pahasına olursa olsun bir ürüne yönelik talep inşası ve o talebin sevk edilmesi oluşturmaktadır. Kullanılan yöntemler ise doğrusu "şeytanın aklına gelmez" dedirtecek cinstendir. Televizyonla, gazete ve dergilerle, şehirlerin her köşesini kaplayan ve görsel algımızı kuşatan reklam panoları ve alanlarıyla ve hatta en akla gelmedik görsel objelere yerleştirilen mesajlarla kitlesel bir hipnoz mekanizmasının kurbanı edilmekteyiz. Farkında olmadan, bilinçaltımız ile etkilenebiliyoruz. Gözümüzle göremediğimiz, kulağımızla duyamadığımız fakat beynimizle algılayabildiğimiz mesajlarla karşı karşıyayız.
 
Ramazan ayının içimizi ısıtan manevi atmosferi bir kola markasının iftar sofrasındaki rantı için, ya da çocukluğun masumiyeti bir deterjanın temizleyici gücünü ispat için aldatılabiliyor. Bu mekanizmanın oluşturduğu yanılmaca sadece insanları bir marketten diğerine, bir mağazadan başka bir mağazaya sürüklenen niteliksiz bir yığın haline getirmiyor. Saptırılan her anlam, her değer ile birlikte maneviyatımız da gittikçe ıssızlaşıyor, boşalıyor. Böylece tüketilen sadece mal değil, aynı zamanda kendi ruhumuz, ahlakımız ve insani ilişkilerimiz oluyor.
 
Ahlaksızlığın ahlak, değersizliğin değer, batılın hak olarak sunulduğu, gerçekliğin tersyüz edildiği bu düzende, insan maddeleşiyor. Trajiktir ki insanoğlu, geçmiş bütün zamanlara nazaran doğaya ve çevresine en hakim, en teknolojik çağını yaşıyorken, aynı zamanda kendisini anlamlandırmada ve değer üretmekte en aciz çağını yaşamaktadır. Madde ve eşya için oradan oraya savrulan kitleler bir var oluş buhranına duçar olmuş vaziyettedir. Kapitalizmin eseri ve esiri olan insan maddeye bağımlı hale gelip, inançlarından zamanla uzaklaşıyor. Bu tağuta direnmenin ve onu alt etmenin tek yolu da ölü bir metin haline sokulup duvarlara asılan Kur'an'ın o duvarlardan indirilmesi, bizi baştan ve yeniden inşa etmesine imkan sağlamamızdan geçmektedir. Bu, Müslümanın kendisine ve insanlığa karşı olan en önemli görevidir.
 
izzetozturk63@gmail.com
{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }