Tarihi kentlerin yalnızca yapılarıyla değil, sokakları, caddeleri ve zemin dokularıyla da kentin hafızasını bugüne taşıdığını belirten Karabacak, Atatürk Caddesi’nin Tire’nin köklü geçmişi açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Cadde boyunca altyapı çalışmaları nedeniyle asfaltın kaldırılmış olmasının, kentin kimliğine uygun ve çağdaş bir düzenleme için önemli bir fırsat sunduğunu dile getirdi.
Geleneksel asfalt yollar ve yüksek kaldırımların tarihi kent dokularında estetik ve kullanım açısından sorunlara yol açtığını vurgulayan Karabacak, yüksek kaldırımların özellikle yaşlılar, çocuklar ve engelli bireyler için günlük yaşamı zorlaştırdığını, aynı zamanda araç parklarında maddi hasarlara neden olabildiğini söyledi. Yol ile kaldırım arasındaki keskin seviye farkının yaya ve araç ilişkisini olumsuz etkilediğini belirten Karabacak, yol ve yaya alanlarının aynı seviyede çözüldüğü uygulamaların daha güvenli ve insani bir çevre oluşturduğunu kaydetti.
Bu kapsamda parke kilit taşların tarihi kent merkezleri için estetik ve işlevselliği bir arada sunduğunu ifade eden Karabacak, doğal görünümleri ve taş dokularıyla parke taşların Tire’nin tarihi mimarisiyle uyum sağladığını söyledi. Parke taşlı, aynı seviyede düzenlenen yol ve yaya alanlarının sürücüler üzerinde doğal bir hız düşürücü etki yarattığını belirten Karabacak, bu sayede yaya önceliğinin güçleneceğini ifade etti.
Parke kilit taşların bakım ve onarım açısından da önemli avantajlar sunduğunu dile getiren Karabacak, gerektiğinde sökülüp yeniden döşenebilmesinin altyapı müdahalelerinde kalıcı zararları önlediğini ve sürdürülebilir bir kullanım sağladığını belirtti.
Karabacak, parke taşlı ve yol ile kaldırımın aynı seviyede olduğu bir cadde düzenlemesinin Atatürk Caddesi’nin tarihi kimliğini koruyan, yaya güvenliğini artıran ve kent estetiğini güçlendiren çağdaş bir yaklaşım olacağını sözlerine ekledi.