Takdirname!

“Aman işim düşmesin!” dediği yerler/kurumlar muhakkak ki vardır. Öyle ki, kimi zaman bu kurumlardaki beş dakikalık işimizin beş saati bulduğu anlar bile olur. Bir açıklamadır beklediğiniz ama ne çare… “Üf, püf!” derken bir açıklama gelir. Ya sistem çökmüş ya da bağlantı kesilmiştir. Eğer problem bunlardan biri değilse de muhtemelen, ya kayıt yapan ya da imza atan personeli bekliyorsunuzdur.
 
Alttan kayıt, üstten havale, sağdan mühür, soldan imza derken işler uzar da uzar. Bizse sabrımızın zorlandığı bu yerlerdeki işimizi bir an önce bitirip gitmek isteriz.
 
Şüphesiz kurumlar ve çalışanlarının da haklı olduğu kısımlar vardır. Örneğin her kurumun kendine göre iş yükünün fazla olduğu dönemler vardır. Bu dönemlerdeki yoğunluk anlaşılır ve anlayış gösterilebilir. Fakat, en az 1 yönetici ve 5-10 personelin bulunduğu bir kurumda 3-4 kişinin işlemler için saatlerce bekletilmesinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Vatandaşın, işçi ise işini, esnafsa dükkânını, anneyse çocuğunu bırakıp geldiği unutulmamalıdır. Bu yüzden işlem yaptıran/yaptıracak kişinin acelesi ve merakı anlayışla karşılanmalıdır. Eğer işi uzayacaksa da bunun nedeni işlem yaptıran/yaptıracak kişiye güzel bir dil ve üslupla anlatılmalıdır. Karşılıklı anlayış ve hoşgörünün sağlanması açısından diyalog olmazsa olmazdır.
 
Yazımda, bu aslında kendisi küçük ama etkisi büyük sorunları bir tarafa bırakarak hayalî de olsa bu işi bir adım daha öteye götürmek istedim. Yani bu temel diyalog sorununu halletmiş olduğumuzu varsayarak bu işi çok ama çok küçük insani süslemelerle her iki tarafın da memnun kalacağı bir hale sokmak istedim.
 
2008’in Ağustos’uydu. Evlenme hazırlığı içerisinde, nikâh dairesi, aile çocuk sağlığı, verem savaş, nüfus müdürlüğü gibi birçok kurumu eşimle birlikte dolaşmıştık. O vakit, onca kurumun içinde tek bir kurum dikkatimi çekmişti. Ödemiş İlçe Nüfus Müdürlüğü’nde müdür bize “Hayırlı olsun!” diyerek o işlemi sadece makamı, mührü ve imzası ile değil kalbiyle de tasdiklemişti. Hiç tanımadığım, karşılaşmadığım bu insanın bu güzel temennisine hayran kalmıştım. Geçtiğimiz gün kızımın kimliğini çıkartmak üzere yine aynı kurumdaydım. Daire çalışanları tarafından işimin hallolmasına müteakip imza için kapısını çaldığım müdür “Ömürlü olsun!” diyerek yine benim takdirimi kazanmıştı.
 
Bana göre nüfus müdürü, mühür basıp, imza atmanın da ötesine geçerek böylesine küçük ama son derece insani temennilerle vatandaşın gönlüne akarak o makamı dahası devleti yüceltmiştir. Gergin bakışlar ve gergin cümlelerle zaten gergin olan yaşamımızı daha da germektense çevremize daha duyarlı davranarak içinde bulunduğumuz anı anlamlı kılmak size de mantıklı gelmiyor mu? Denemesi bedava… En azından bir gün, belki de bugün yaptığınız işe kendinizi verip karşınızdakinin “insan” olduğunu unutmadan biraz daha insani davranmayı deneyebilirsiniz. Göreceksiniz, böyle yaparak ne gerecek ne de gerileceksiniz! Benden söylemesi…      
 
 
 
{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }