HASAN AMCA’YI (SOYEL) EBEDİ ÂLEME UĞURLADIK

Ödemiş Devlet Hastanesi eski Başhekimlerinden Dr. İsmail Soyel’in babası Hasan Amcamızı Pazar günü Ebedi istirahat ahına tevdi ettik.

Hasan Soyel ile dostluğumuz, bizim Ödemiş Türk Müziği Derneği’nde 1988 de başladı. On beş yıla yakın ayni koroda o güzelim Klâsik Türk Musikisinin nadide eserlerini beraber icra ettik. Kendisi, Keman Hocamızdı. Notayı mükemmel bilir bizlere özellikle gençlere öğretmekle yetinmez, farklı icra edilen meselâ; “transpoze” uygulama şeklini illâki öğrenmemizi isterdi. Şarkılarda notanın yerinden değil de meselâ, iki birim ince ses olarak sazların icrası olarak uygulanan bu şekli tabii ki biz solist veya koro elemanlarının öğrenmemiz çok zor bir şeydi ama kendisi, bıkıp usanmadan bu inceliğin üzerinde ısrar ederdi. Hâlbuki bizler amatördük. Neyse. Aslında Hasan Amca ile ne hatıralarımız vardı ki, bu sütun yetmez. Esnaf Kefalet Kooperatifi İdare Binasında çalışırdık. Her Pazar 12 – 15 saatleri arasındaki çalışmamızı müteakip eşlerimizle birlikte mevsimine göre Gölcük, Birgi, Bademye’ye gider piknik yapardık. Tabii ki; Türk Müziğinin eşsiz eserlerini “Fasıl Musikisi “ tarzında meşk ederdik. Hasan Amca’nın eşi bir-iki defa anca gelmiştir. Bir defasında, gecenin hayli ilerleyen bir saatinde Dernek Başkan’ımız Esnaf Sanatkârlar Kooperatifi Başkanı rahmetli İbrahim Özcü ile birlikte, Samsun Caddesindeki evine bırakmaya gittik. İbrahim direksiyonda, Hasan amcanın arabadan inmesiyle pencerede bekleyen rahmetli eşi avazı çıktığı kadar bize; ülen……..’ler yollu bağırınca İbrahim’in arabayı bir topukladığı vardı ki hiç unutmam. Hasan Amca’nın yaşlı haliyle, gençlerle ahenkli hayatını tasvib etmiyordu. Oysaki Hasan Amca’nın gönlü gençti. Yaşama arzusu vardı. Pazar günü oğlu Dr. İsmail Bey’le konuşurken şöyle dedi. Hayatı, hep pembe yönüyle gördü, pozitif oldu. öyle yaşadı. Son yıllara kadar (eşi on beş sene kadar önce vefat ettiğinden yalnız yaşıyordu)  evinde gençlerle meşk ettiğini anlatırdı. Bizi de çağırırdı ama yaşlandık (!)  mazeretine sığınırdım şahsen, gitmezdim.

Koromuzda; kimler vardı, şöyle hafızamı bir zorlayarak hatırlamaya çalışayım. Önce sazlar: Sevgili Canım Kardeşim Mehmet Esmioğlu ve değerli eşi Sevinç hanım, Mehmet, mükemmel bir Kanun üstadıdır. Kanunu kendi gayretiyle öğrenmiştir. Buralarda yazık oluyor. Bendir Sanatçımız Sevgili Kardeşim Akın Solak. Ud Hocamız rahmetli Mahmut Yeşilçay. Ritm Saz Mustafa Basmacı. Yine buralarda yazık olan harika ses Göksel Işıktaş. Koro elemanlarımız: rahmetli İbrahim Özcü ve çok genç (46 yaş) kaybettiğimiz değerli eşi kardeşim Süheylâ hanım. Sevgili Kızım, Gıda Maddeleri Odası Genel Sekreteri Hülya Çavuş. Necil Karagül evlâdım ve değerli eşi Zühal kızım. Mehmet Çay. Mehmet Esmioğlu’nun kardeşi sevgili kızım Nevin. Bankacı Çetin Tamay, Avukat Gülay, Avukat Halil Tükel, Sevgili Yeğenim Güneri Gülgen, Muharrem İnaltekin, Eczanemden son kalfam Cavit Gönen evlâdım, Halıcı Zafer, Celâl Uysal ve değerli eşi. Rabia Atayol. Ziraat Bankası’ndan Müjgân Hanım. Adliye’den Rüstem Sanlav, İcra Me. Lütfü bey, Hilmiye Güldehen Marmara, Nevra Günay, Doğan Özdinç ve daha ismini hatırlayamadığım genç kızlarımız ve delikanlılar.

Bu değerli koromuzun hemen hemen bütün konser kasetlerini ben muhafaza ediyorum (şahsıma ait). Bir de ÖRT. Radyo Televizyonu sık sık konserlerimizi yayınlıyor. İşte; hayali Cihan Değer günlerimiz.

Saygılarımla.

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }