Adam gibi adam olmak! nasıldır bilir misiniz?
Adam olmak için…İki göz, iki kulak,
Ağız burun değil konu…
Adam olmak! başta insan olmak,
Özünde de, sözünde de insan olmak.
Oturduğu koltuğa güç katacak,
Bulunduğu mevkiye yakışacak,
Güce güç ve şeref katacak,
Güçsüzle alay edip,
Güçlüye çanak tutmayacak.
Üst mevki, makamlarda, diz çökmeyecek amaaa
Karşısındakinin de insan olduğunu bilecek,
Diz çöktürtmeyecek…
Ne adamlar gördüm, üzerinde giyim kuşam yok,
Ne giyim kuşamlılar gördüm, ama içinde adam yok.
Ne mutlu ki bu vasıfları taşıyanlara,
Sorumluluğunu bilip, adam gibi adam olanlara
Adam dediğin…Adam gibi olacak işte!
Yukarıdaki karalamaları, İdris Naim Şahin, yazdırttı bana. Hani, Hükümetin İçİşleri Bakanı olacak zat-ı muhterem!
Bakan beyefendi, herkesin kan ağladığı bir günde; hayatını kaybeden beş Tedaş işçisinin, olay nasıl cereyan ettiğini araştırmak için gittiği Erzurum-Pasinler’de…Kendisinin gelişine sevindiğini söyleyen saf ve temiz yürekli Mustafa Boğaçayır isimli vatandaşa davul zurna çaldırıp, “hadi sevindiğini takla atarak göster ve oyna!göreyim öyleyse.” sözleri; bırakın bir devlet adamı vasfını, normal bir insana dahi yakışmayacak sözlerdir, insanı insanlığından utandıran. Kendisini şiddetle kınıyorum. Sayın Başbakan, bu zat-ı muhteremi (!) Bakanlığa tayin ederken, 325 mebuslu Meclis Grubunda çok aramış olmalı. Hem de ustalık dönemi diye vasıflandırdığı AK Parti iktidarının onuncu yılında.
Başbakan acaba Bakan Şahin’i, AK Parti Hükümetine yönelik bütün tepkileri kendisinde toplasın da hükümetin tenkit edilebilecek hatalarını göz ardı edilsin diye paratöner olarak mı seçti kendisini. Adamın hayatı gafmış. Adını yazıp girin bakın internete ne cevherler yumurtlamış, kaç senedir, ben şahsen yeni farkına vardım, son densizlikle. Başbakan da halâ bu mevkide tutuyor, garip bir durum.
Hem biz sade vatandaşlar olarak, bu bakanın, terörle mücadele gibi en hayati görevi yürüten İçişleri Bakanlığı’nda hangi başarılara imza attığını görmek isteriz. Ben böyle müsbet bir şey görmedim duymadım, konuyla ilgili.
Beyefendinin, davranışlarıyla ortaya çıkan imaj şık olmadığı kadar hükümete de zarar verir. Hem özrü kabahatinden büyük. Nerde görülmüş cenaze evinde davul zurna çalınması. Belli ki, milleti siyasetten, siyasetçiden soğutan bu tür saçma işgüzarlığı yapan yerel siyasetçilerdir. Biri bunlara ne yapıyorsunuz demediyse, ayıp değil mi beyler demek bakana düşmez mi.
Olmuyor…Ne jestler, ne mimikler ne de espri diye ettiği trajik ve dramatik sözler.
Ben şahsen, böyle durumlarda içimde insani zaaflar adına eziklik duymuşumdur hep. Hiç kimsenin böyle bir duruma düşmesini asla istemem. Bir de o insan, böyle göründüğünün farkında değil gibi umursuzca duruyorsa, durum daha da dramatik hal arz ediyor demektir. Zaten pişkinlik gösterip hiçbir şey olmamış gibi göreve devam etmesi de bırakın kendisini, Başbakanı, diğer hükümet üyelerini, Meclis Grubunu ve de partisini çok güç duruma düşürmüş olmuyor mu?
Çoktan istifa etmesi gerekirdi. İstifa etmediğine göre şerbetli politikacı görünümü arz ediyor.
Derhal azledilmesi gerekir.