Geçtiğimiz hafta yayınlanan yazımda bir genel - yerel tartışmasıdır sürdü gitti. Konunun, yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar hesabına gelmemesi için üzerinde bir kez daha düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim.
Üçgen kafalarla küçük bir ilçe bile doğru düzgün yönetilemezken, nasıl oluyor da aynı üçgenin içindeki kafalardan koca koca dünya ve ülke politikaları ile ilgili kurtarıcı görüşler çıkar? ‘Siyasetin artık çok değiştiği, eskiden olsa idi yerel politikaların daha öne çıkacağı, ancak yaşadığımız süreçte genel politikaların yerelden daha çok önem arz ettiği’ görüşleriyle karşılaştım. Bu görüşü savunanlar, Bütünşehir yasası ile birlikte ilçe belediyelerinin yetkilerinin yüzde elli oranında azaldığını iddia ediyorlar.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum; küçücük bir ilçede yaşayıp, ülkenin içinde bulunduğu genel politika mevzularına duyarsız kalınmasını hiçbir zaman önermedim. Aksine, ülkenin içinde bulunduğu durumlar ile ilgili her zamankinden çok daha fazla bilgi edinilmesi, uyanık olunması, ülkenin nereye götürülmek istendiği ile ilgili insanların her zamankinden daha fazla bilinçlenmesi gerektiği görüşünü savunuyorum. Ancak bu bilincin nasıl ve ne şekilde kullanılacağı konusunda bazı okuyucular ile görüş ayrılığına düşmüş gibiyim.
Bir insan düşününün; ülkenin içinde bulunduğu genel politika mevzuları hakkında okuyor, dinliyor, öğreniyor ve inançları doğrultusunda çevresini bilinçlendirmeye, görüşlerini anlatmaya devam ediyor. Konular da güncel olsun örneğin; yeni anayasa curcunası, sağlık, eğitim, tarım politikaları gibi… Veya İmralı macerası… Yani kimine göre barış için yapılması gereken girişimler, kimine göre de ülkenin bölünmesine atılan haince adımlar… Kaldı ki benim görüşüm her fırsatta anlatmaya çalıştığım gibi, İmralı macerası hükümetin iddia ettiği gibi olumlu sonuçlansa bile bu ülkenin temeline konulan birer dinamitten başka bir şey değildir.
Peki, bu konularda konuşurken ne yapıyoruz? Herkes hararetli bir tartışmanın içinde, dilinin döndüğünce görüşlerini, endişelerini ya da umutlarını ortaya koyuyor.
Ya sonra?
Sonrası malum… Kimine göre bu hükümet; yoluna devam edecek ve etmeli, kimine göre de bir an önce gitmeli, yerine başka bir hükümet gelmeli.
Sanırım genel politikaları yerelden daha çok önemseyenlerin tamamına yakını, bir ihtilal yapmaktan ya da elimize silahı alıp hükümeti devirmekten bahsetmiyor. Sonuç belli. Daha fazla bilinçleneceğiz ve genel seçimlerde kendi görüşümüze uygun iddiaları olan bir partiyi iktidara getirmeye çalışcağız. Durum bundan ibaret yani…
Peki, Tire’de yapılan bu genel politika mevzuları ile ilgili tartışmalarda, kişiler düzeyinde üzerimize düşen gündelik sorumluluk veya yine Tire’de yarından tezi yok yapmamız gereken iş ve eylemler ne ola ki?
Cevap yok!
İşte tam burada yerel mevzular ile ilgilenmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Genel politikalar hakkındaki görüşlerimizi yerelde uygulayabilmenin yolu öncelikle; temiz, dürüst ve seviyeli bir siyaset anlayışının önünü açmak değil midir?
Siyasi duruşu, ahlakı ve istikrarı iyi tanımlayıp bu tanım içerisinde olanların genel politika anlamında hangi siyasi görüşten olursa olsun desteklenmesi değil midir?
Bu uğraşıların hemen yarın bizlere uygulamamız gereken sorumluluklar yüklediğini bildiğimiz için acaba genel politikaların geniş arazilerine yelken açıyor olabilir miyiz?
Ola ki Bütünşehir yasası, belediyelerin yetkisini daraltmış durumda olsun. Bu durumda da bir İzmirli bilinci ile aynı sorumluluklarla yerel sorunlarımızla ilgilenmek ve daha duyarlı olmak zorunda değil miyiz?
Bana göre yerel bilincin yokluğudur başımıza gelen bu genel sorunlar. Herkes kamarasının tabanını delmiş, sonrada gemi kurtarma peşine düşmüş. Hiç kusura bakmayın kendi küçük havuzunda yüzmeyi bilmeyenlerin, okyanusta filikalar ile kurtulması mümkün değildir.  Genel konularda birçok insan fikrini beyan edebilir,  ama yerelle ilgili konularda her nedense kimsenin gıkı çıkmaz.  Akılları sıra zülfü yâre dokunmayacaklar, akılları sıra içlerinden küfür ettiklerinin, yüzlerine bakıp gülmeye devam edecekler. Bu nedenle ben, genel sorunlarımız ile ilgili bir görüşe bakarken, o görüşün yerel temsilcilerinin durumuna da bakarım. Ve hiç yanılmam.  Mesela bakın bu gün ülkenin siyasi haline ve gelin Tire’de bir fotoğraf çekin. Fark göremezsiniz. Çünkü Tire’de de Tayyipler, Kemaller ve Bahçeliler görme şansımız oldukça yüksek… 
Buyurun siz de bir şeyler söyleyin.
Yerel mi geneldir, genel mi yereldir?