Sevgili anneler ve babalar bugün ki yazımızda sizlerle kardeş kıskançlığını konuşmak istiyorum. Hepimiz bu durumu belki kardeşimiz olduğu zaman yaşadık ve o günleri geride kaldığı için çoktan unuttuk. Tamamen normal olan bu süreci travmatik olmadan, doğru ve sorunsuz atlatabilmek çok önemlidir. Bu davranış çocukluk döneminde başlar. Çocuk için önem arzeden durumlarda ortaya çıkan bir duygudur. Çocuklar için önem arzeden bu durumlar oyuncaklar, eşyalar, arkadaşlar, okul döneminde notlar, güçlü olan ve beğenilen fiziksel özellikler olabilir.  Bu duygu çocuk için yapıcı bir duygu değildir. Yani çocukları psikolojik olarak olumsuz etkilemektedir. Çocuklarda ve yetişkinlerde kıskançlık “bir şeylere sahip olmamak” ile bağlantılı değildir. Yani bir çocuk her şeye sahip olabilir ama yine de kardeşini kıskanabilir. Günümüzde çocuklar arzu edebilecekleri her şeye neredeyse sahiptirler; ama arkadaşlarının sevdikleri bir şeyleri olduğunu gördüklerinde, hemen onları kıskanırlar ve kıskandıkları şeyi isterler. Bu durum kardeşler arasında da geçerlidir.  Bahsettiğimiz bu kıskançlık hissini güven, sevgi, saygı ya da öz saygı eksikliği uyandırır. Başka bir deyişle, her zaman diğerlerine göre daha fazla veya daha iyi olmak isteyen çocuklar çoğu zaman böyle davranmazlarsa dinlenmeyeceklerine, sevilmeyeceklerine veya değerli olmayacaklarına inanmaktadırlar. Bu davranıştan çocuğu kurtarmak için öncelikle çocuklarımızı başka çocuklar ile (hatta ikiz kardeşiyle bile) asla karşılaştırma yapmayınız. Onları sevdiğinizi her daim söyleyiniz. Onları bir yetişkin birey gibi dinleyiniz. Parmak sallayarak azarlamayınız ve toplum içinde rencide etmeyiniz. Onların duyguları hakkında mutlaka konuşunuz. Güven duygularını geliştiriniz. Çocuğunuza başkalarının başarılarını anlama ve takdir etme konusunda yardımcı olunuz.

             Biraz anlayış ve doğru yaklaşımla kıskançlık zaman içinde kaybolmaktadır. Kıskançlık davranışı gösteren çocuğun aynı anda hem sevgi hem de nefret duygularını hissedebileceğini aileler bilmelidir. Yeni kardeşe karşı olan kıskançlık duygusunu dışa vurarak bağırma, bir şeyler atma, tekmeleme gibi davranışlar sergileyebilirler; fakat bu anneyi ve bebeği sevmediği anlamına gelmez. Bu durumda anne gerginliği azaltmalı, yatıştırıcı sevgi gösterileri göstermeli, böylece büyük kardeşin gerçeği görmesine olanak sağlayarak bu davranışların sönmesine yardımcı olacaktır. Yani burada annelere ve babalara büyük görevler düşmektedir. Çocuklarımızı büyütürken kıskançlığa neden olabilecek söylemlerden uzak durmalıyız. Tavır ve davranışlarımızı ona göre düzenlemeliyiz. Çünkü çocuklarımız bizim birer aynamızdır. Bu dönemlerde her şeyi taklit eden çocuklarımız bizlerin de her türlü davranışını gözlemlemekte ve taklit etmektedirler. Bu açıdan sadece kardeş kıskançlığında değil çocuklarımızın gelişim basamaklarının her döneminde tavır ve davranışlarımızda dikkatli olmamız gereklidir. Bunlara rağmen davranışlarında günlük yaşantıyı bozan ve zarar verici durum sergileyen çocuk, bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Çocuğa şiddet gösterme, çocuğu cezalandırmak bu durumu olumsuz yönde etkilemekte ve bizleri çıkmaza sokabilmektedir. Cümlemi tamamlarken hepinize çocuklarımızla birlikte keyifli günler geçirmenizi temenni ediyorum.

Dr. Ramazan Soylar

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Hürriyet Mah. Ali Okan Cad. No: 9/1     Tire-İzmir

www.drsoylarklinik.com

[email protected]

Tel: 0542 39 81 222