MHP’nin önümüzdeki seçimlerde bölgemizde hangi tavrı takınacağı gerçekten merak konusu olmaya başladı.

 İzmir geneline özellikle de bölgemizin yer aldığı 2. bölgedeki son anketlere bakılacak olursa MHP bu bölgeden önümüzdeki seçimlerde de en az 2 milletvekili çıkaracak gibi görünüyor. MHP’liler ise bu rakamın en az iki katını elde edeceklerini düşünüyor.

 Ancak ben işin başka bir yönüne dikkat çekmek istiyorum. MHP yıllardır İzmir’deki mevcut potansiyelini, İzmirli olmayan siyasetçileri ön safta tutarak korumayı başaran bir parti olarak da oldukça dikkate değer bir pozisyonda duruyor.

 Diğer siyasi partiler hiç olmadığı zamanlarda bile,  birkaç aday ve yönetici ile İzmir’de “İzmirli” olmayı önemserken, MHP’nin bu ilginç ve pek anlaşılamayan tutumu seçmenleri açısından da sorgulanır bir noktaya gelmiş durumda.

 Örneğin, bölgemiz mevcut milletvekili Oktay Vural Diyarbakırlı, eski sanayi bakanımız Ahmet Kenan Tanrıkulu İstanbullu, yine İzmir milletvekilimiz Erdal Sipahi Ankara’lı , Şenol Bal Bursa’lı ve MHP eski il başkanı ve bölgemizden milletvekilliğine soyunan Musavat Dervişoğlu ise Fatsa’lı…

 MHP söz konusu olduğunda, İzmir’de ön planda olan ancak; İzmir’li olmayan daha bir çok isim sayma durumunda kalabiliriz ama, biz şimdilik isim saymayı bir kenara bırakıp kendimizce durum tespitlerine devam edelim.

 MHP açısından durum gayet normal. Zira bu durumu MHP yöneticilerine sorduğumuzda milliyetçi kimliğe sahip olan herhangi birinin Türkiye içinde memleketi olamayacağını ve vatanın her karış toprağını memleket olarak algıladıklarından yola çıkarak bir Sinop’lunun pekala Antalya’lı kabul edilebileceğini, bir Edirne’linin de her şekilde kendini Kars’lı hissedebileceği yönünde cevaplar alırız.

 Aslına bakacak olursa çok da itiraz edilecek bir durum değil bu…

 Ancak seçmen açısından farklı reflekslerin de söz konusu olduğunu siyasetle ilgilenenlerin bilmesi gerekiyor. Çünkü seçmen bazen kendi içinde yaşayan, kendi sorunlarını paylaşan, yaşadığı şehirde çocukluk hatıraları olan ve bu özelliği ile de sorunlara o anki durumuna göre değil de yıllara dayanan birikimi ile bakabilen, genel merkezler tarafından atama usulü ile değil de bizzat tabandan yetişen kişileri tercih edebiliyor. Hatta bu bazı seçmenler için en önemli tercih nedeni bile olabiliyor.

 Bu bilgiler ışığında insan sormadan edemiyor. Mevcut oy potansiyeline ve müstakbel seçmen kitlesine İzmirli adaylar ile hassasiyet gösteren bir MHP’nin İzmir’deki durumu ne olurdu acaba?

 Bana kalırsa İzmir Türkiye’de hemşehriciliğin en az yapıldığı kentlerden birisidir. Ancak bu demek değildir ki, İzmirliler, kendi içlerinden yetişmiş, İzmirli olma kültürünü ve ruhunu hayatının ’büyük bir bölümünü İzmir’de yaşayarak tüm yaşantısına sindirmiş bir siyasetçi özlemi içinde değiller… Bilakis İzmir’li seçmenin uzun yıllardır özlemini çektiği bir şey bu… Kaldı ki, İzmirli seçmenler son yapılan birkaç seçimde kendi içinden çıkan adayları daha fazla destek vermeye başlamış durumdalar. Bu da az önce söylemiş olduğumuz içsel özlemin kaçınılmaz bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

 Nihayetinde önümüzdeki seçimlerde İzmirli seçmenlerinin karşısına İzmirli adaylar ile çıkacak olan bir MHP’nin kendisinin bile tahmin etmediği bir oy patlaması ile karşılaşacağını düşünmek oldukça gerçekçi bir tahmin olur.

 Buradan MHP genel merkezine sesimiz gider mi bilinmez ama en azından bazı uçan kuşlara güvenerek İzmir il teşkilatına şu mesajı vermek istiyorum.

 Gelin bu sefer “İzmirli” adayların önünü açın, bulun buluşturun. İzmir’de gündeminizdeki isimlerden çok daha fazla sayıda ve kalitede İzmir’li siyasetçi ve MHP’li bulma şansınız her zaman mevcut.  

 Hatta ve hatta biraz daha akıllı olmak isterseniz; mutlaka ve mutlaka Küçük Menderes bölgesinden bir adayı size güç verecek bir sıradan aday yapın..!

 Aksi halde yerel olamayacaksınız.  Yerel olamazsanız da “milli” olamayacaksınız..!