-          Mehmet emmi, 12 Haziranda seçim var. Duydun mu ?
-          Duydum be kızanım. Geçen dağ başında davar güdeeken dört beş gıravatlı geldiydi onlar dedi. Hangi partiydi bilmiyom emme. İlla bizim partiye oy ver davarların rahat etsin dediler. Ordan bilirim yani.
-          Anladım Mehmet emmi. Peki sen ne yapacaksın. Vericek misin oyunu o partiye.
-          Valla yiğenim, seçim var, sandık var , oy kullanıcem emme, bene göre iki mesele var. 
-          Hmm neymiş o iki mesele Mehmet emmi ?
-          Şindi bu seçilmeden sonra Angara’ya bizim istediğimiz adaylar gidese mesele yok. Emme Angara’dakilerin istedikleri adamlar gidese iki mesele var.
-          Mehmet emmi. O mesele çoktan kapandı. Listeler açıklandı. Ankara’da üç beş kişi oturup liste yaptı. Alın bunları seçin dedi. Yani listelerde senin benim istediğimiz içimizden çıkan derdimizi bilen çok vekil edayı yok. Olanlar da zaten seçilmeyecek sıralardan listeye konmuş. O nedenle biz kimi seçersek seçelim gene Ankara’dakilerin istediği kişileri seçmiş olcaz. Ama merak ettim neymiş bu iki mesele. Anlat hele.
-          Anlatam anlatam da dinleyive gari. Angara’ya bizim istediğimiz vekiller gitmez ise ya vicdanlı davranıla, memleket meselelerinde eyi garar verile. Ya da başkanları ne dediyse onu yapala. Anlıcan halimiz vekil olcek olanların insafına galır.
-          Anlıyorum Mehmet emmi haklısın.
-          Ha bununla galıyo mu? Galmıyo elbeteee. Seçilen mebuslarımız insaflı olulasa mesele yok. Emme başkanlarının dediğini iki etmezle ise iki mesele var.
-          Neymiş o iki mesele ?
-          Şindi bunla başkanlarının dediklerinden dışarı çıkmazla ise gözleri, gulakları hem onlada olu. Vatandaşı duymazla, gömezle, bilmezle gari. Unutuverile bizi bu dağ başlarında. Böle olunca da ya başkanları böyük böyük devletlerin dediğini ülkemizde ahanda bu guzula gibi yapmaya kalkışıla, ya da bütün başkanlarlan birlikte oturup düşünüle. Ne yapalım ne edelim. Vatanımızı nasıl daha güzle edelim diye ortak karar verirle. Beraber düşünüp taşınılasa, ille de benim dediğim demezlese mesele yok. Emmeee en çok vekil bende, benim dediğim olur öteki partilere bu mecliste gerek bilen yok delese, iki mesele var.
-          Mehmet emmi gene mi iki mesele var ?
-          Var evlat var tabii. O zaman bu seçimlede meclise en fazla iki partiylen bide şu pkk’lılar girmesi lazım geli ki, işte o zaman birisi istediği gibi at koştursun demi ? O sebepten ben diyom ki, seçimleden sona meclise en az üç parti girese mesele yok. Emme girmezseee iki mesele var.
-          Neymiş o meseleler ?
-          O vakit ya birinci gelen parti her bi şeyi ötekilere de sorar , ya da kimseyi görmeden her bi şeyi kendisi yazar çizer. Ötekilere de sorasa, onları da dinlese mesele yok. Dinlimezse iki mesele var…
-          Yanlış mı ederler Mehmet Emmi.
-          Yanlış ederle elbette. Kim her şeyi bilir ki tek başına. Nasıl ki ben her şeyi bilmiyosam, benim bildiğimi de bilmeyenle olabilir. Ya her şeyin eyisini ben bilirim demeye galkışı bunla, ya da ben bilmediğimi biliyom derle.
-          Anladım Mehmet Emmi.
-          Demem o ki evlat, ben bilmediğimi biliyom derlese mesele yok. Emme en çok oyu ben aldım ben bilirim her bi şeyi derlese işte o zaman yandık..
-          Neden ki Mehmet Emmi.
-          Nedeni var mı kızanım. Sen o gadan okumuşun bilmen lazım gari bunları. Gırallıklan yönetilceksek neden seçelim ki bunları biz. Hep gendi çıkarlarını, gendi istediklerini yapanlarla bu iş olu mu heç? Bu vatanın sahibi hepimiziz. O nedenle o mecliste vatandaşı da  düşünenler olmalı. Sen ne istiyon, nasıl istiyon onları demeli orda. Onları yapmalı.
-          Nasıl mesela ?
-          Mesela vatanı bölmemeli, bayrağı tek bilmeli. Bu topraklada başka bayraklara izin vermemeli. Bu toprakların asıl sahiplerini koruyup kollamalı. Her bi şey para pul demek değildir evlat. Bu vatanı bizim dedelerimiz ayağında bir çarık bilen olmadan sahip çıktıla. Şimdi süslü püslü çarığımız olsun deye vatanımızın hakkında hayırlı şeyler düşünmeyenlelen kucakleşmelere dikkat etmeli. Bize daha dün neler ettile. Şindi Irak’a, Libya’ya neler ediyola bilmek anlımak lazım. Anledin mi ?
 
-          Anladım Mehmet emmi. Bir de ne anladım bilyor musun? Senin benden de Ankara’dakilerden de daha çok şey bildiğini anladım.