HABER:SÜLEYMAN GÜLEROĞLU

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ormanların geleceğini tehlikeye sokan etkenlerin başında şüphesiz yangınlar geliyor. Orman yangınlarını önlemek için alınması gereken önlemler konusunda Gölcük Orman İşletme şefi Orman Mühendisi Haldun Derecik Yerelgüç gazetesine açıklamalarda bulundu.

“YANGINI GÖRDÜĞÜNDE HEMEN  İHBAR ET”

Haldun Derecik Gölcük Orman İşletme şefi Orman Mühendisi, “Orman İşletme şefliği olarak yaptığımız çalışmalar yanan alanları öncelikle 112 veya 177 den bize bilgi geldiği zaman yangına en kısa ve en hızlı şekilde nasıl müdahale edebiliriz. Tabii bunu kulelerimiz görebilirse göremezse vatandaşlarımızın haber vermesi halinde arazöz ve su tankerlerimizi ormanın yoğun olduğu yerlerde helikopterleri de kaldıracak şekilde hem gerekli işçi personellerimizi çıkarıp bizlerde Orman işletme şefliği olarak görev yerimizden yangınları müdahale etmek için çıkıyoruz.  Bunlarla ilgili tabii Türkiye ortalaması yangının başladıktan sonra veya yangın haberi bize geldikten sonra on dakika içerisinde müdahale edebilmek bizlerde bu süreye uymak şartıyla daha erken olabilir ama geç olamaz müdahale etmeye çalışıyoruz. Yangının ve rüzgarın estiği yere de bağlı olarak kaç tane arazöz kaç tane su tankeri veya kaç tane hava aracı gerekiyorsa bunları amirlerimize bilgi veriyoruz, geçtiğimiz günlerde yanan Gölcükten bahsedecek olursam Gölcük ormanları Türkiye’nin sayılı ormanlarından olduğu için Ödemişimizin en güzel ormanlarından olduğu için oradan herhangi bir yangın ihbarı geldiğinde hava aracı kaldırarak ve Bayındır orman işletme müdürlüğüne bağlı arazöz de olabilir ya da daha büyükse yangın Bayındır orman işletme müdürlüğündeki arazözlerde yeterli olmayacaksa dış işletme müdürlüklerimizden İzmir, Salihli, Turgutlu’dan Gaziemir’den de çağırabiliyoruz.  Veya bunlarda yeterli olmayacaksa Türkiye’nin diğer yerlerinden de arazözlerimiz su tankerleri olacak şekilde gerekli araç desteğini istiyoruz.

“ÖDEMİŞ ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİNDE KAÇ ARAZÖZ VAR”

Mursallı’daki orman depomuzda 1 adet Arazöz ve 1 adet su tankerimiz, Çamyayla mahallesi içerisinde de 1 tane arasözümüz var, keldağ dediğimiz mevkii de de 1 tane kulemiz var. Bir tane de Gölcük gölünün batısında Gölcük kulemiz var. Toplamda 2 arazöz, 1 tane su tankerimiz, 2 tane de yangın gözetleme kulemiz var.  

Gölcükte çıkan yangın sırasında ben Manavgat’taki yangındaydım diğer işletme şefimiz oradaydı buradaki tüm arazöz ve su tankerlerimiz Manavgat, Milas ve Bodrum gibi büyük olan yangınlarda müdahalede bulundu. Buradan helikopter geçiyormuş dönüş yolunda mıydı bilmiyorum ama Gölcük’teki kulemizin haber vermesi sonucu Gölcük gölünden suyunu alıp ilk müdahaleyi gerçekleştiren helikopter oldu. Daha sonra bizim arazöz ve su tankerlerimiz müdahale etti ama ilk önce müdahale eden helikopterimiz oldu. Yangın böylece büyümeden söndürülmüş oldu. Orada sadece 0,7 hektarlık bir alan zarar gördü. Toplamda 60 adet karaçam ağacı yangından zarar gördü.  Şefimizden aldığımız bilgiye göre iki gece boyunca arazözlerimiz ve ekiplerimiz beklediler. Herhangi bir közlerin rüzgardan tekrar çıkıp başka bir yere sıçramasın ve yeni bir yangının çıkmasını engellemek amacıyla

“VATANDAŞ OLARAK BİZLER NELERE DİKKAT ETMELİYİZ”

Yangın çıkmasını önlemek için vatandaşlarımız burada incir, kestane, zeytin gibi şeylerin para etmesinden dolayı her sene bunların temizliğini yapıyorlar. Kestanenin temizliği özellikle yaz aylarına denk gelmesinden dolayı ve hava sıcaklığının 40 derecenin üzerinde olması nedeniyle her yer kuru herhangi bir en ufak bir ateş yangının büyümesine ve bizim müdahale de bulunmamızı zorlaştıracak etkilere sahip olacak. Bu yüzden zaten İzmir valiliği tarafından alınmış bir karar var.  Diğer Manavgat, Milas ve Bodrum illerinde çıkan yangınlardan dolayı vatandaşların ormanlara giriş ve çıkışları yasaklandı. O yüzden vatandaşlarımız giriş çıkış yapmayacaklar, orman kanunda şöyle bir madde var. Ormana 4 Km mesafede anız ve benzeri ateş yakılması yasaktır vatandaşımız orman dediğimiz zaman daha çok karaçam ve kızılçam gibi çam ormanlarını algılıyor. Fakat bizim burada orman dediğimiz şey meşe de maki de bir ormandır. Her ne kadar bunlarda ekonomik bir getirisi olmasa da burada sonuç olarak hayvanlarımız yaşıyor. Bizim burada sadece ağaçlarımız değil hayvanlarımız da zarar görüyor. O yüzden vatandaşlarımız maki ve meşe alanlarını da orman olarak görüp, buralara da yine 4 Km mesafede ateş yakmaması gerekiyor. Özellikle kestane de yaz aylarında hasat yapılmasından dolayı temizliklerini yapmaları fakat ateşle yakmamaları gerekiyor. Her sene yakıyorlar ama yakılmaması gerekir. Bunların yakılması bir yerlerde toplanıp kış ayında yakılabilir. Özellikle havanın rüzgârsız olduğu zamanlarda yakılması lazım ama hava sıcaklıklarının fazla olmasından dolayı Kasım ayına kadar yakılmasını istemiyoruz. Vatandaşlarımız bazen de alkol alıyorlar, sigara içiyorlar. Bunların küllerini atıyorlar. Ondan sonrada külden ateş çıkarak ormanın yanmasını sebep oluyor.  Aynı şekilde alkol şişelerin da sıcak havada ısınmasıyla birlikte ateş çıkarıp ormanların yanmasına sebep oluyor. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor.

“YANGIN SONRASI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER NELERDİR”

Milet olarak yangınlara duyarlıyız. Yangın çıktığı zaman sadece orman idaresince veya itfaiye ekiplerince bu yangına müdahale edilmesi gerekirken, vatandaşımız kendini kaptırıp o da nereye söndürebilirim diyor. Tabii ki onun da canı yanıyor fakat yaptıkları şöyle bir hata var. Yangına söndüreceğim derken bizim orman işletmenin veya itfaiye ekiplerinin işlerini zorlaştırıyorlar. Bizim yangına müdahale ettiğimiz yerler orman yolları bu alanlarda dar alanlar olduğu için arazözün geçebileceği yerler olduğu için vatandaşlarımız yangını söndürmek için kendi araçlarıyla geldikleri zaman bizim arazözlerimiz geçeceği yerler kalmıyor.

Vatandaşlarımız yangını söndüreyim derken araçlarını oraya park ediyorlar. Gidiyorlar yangını söndürmeye daha sonrasında da araçların sahiplerini bulamıyoruz. Sahibini bulamadığımız için bizim arazözlerimiz geçemiyorlar. Arkadan yangın geliyor ve bizim arazözlerimiz ve insanlarımız yanıyor. Bunun son örneği Manavgat’taki orman yangını orada iki tane şehidimiz var İzmir’den ikisi de arazözün yanması sonucu yanarak şehit oldular. Yangın çok ciddi bir olay bu bizim savaşımız bu da sonuçta bir doğal olayı doğala karşı verilmiş bir savaş vatandaşlarımızın yangına hafife almaması valilikçe veya orman idaresince, itfaiye ekiplerince gelecek anonslara uymaları gerekiyor. Bize sadece yapabilecekleri yardım şu olur gelsinler bize bir su versinler ve bize moral versinler bu bizim için yeterli biz bu yangını söndürürüz. 

“SÖNDÜREBİLECEKSEN MÜDAHALE ET”

Yangınlar bir şekilde sönecek ama vatandaşlarımız bize bir sıkıntı çıkarmadan yardımcı olsunlar. Biz ormanda yanan alanları söndürmekle meşgulken bize gelen bir haberde vatandaşın bir tanesi orman içerisinde yanıyor deniyor. Biz bütün işimizi bırakıp vatandaşı kurtarmaya gidiyoruz. Bu da yanan orman alanının daha fazla yanmasına sebep oluyor. Vatandaşlarımız bu zor günlerimiz de mümkün olduğunca şu ateşten yaz aylarında uzak duralım”

Editör: Haber Merkezi