HABER:ELİF ACUN

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasının ardından Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi öncülüğünde Ödemiş’te bulunan sivil toplum kuruluşları Atatürk anıtı önünde bir araya gelerek basın açıklamasında bulundular.

Ödemiş Atatürk anıtı önünde düzenlenen basın açıklamasına Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Ödemiş’te bulunan Sivil toplum kuruluşları CHP Ödemiş ilçe Başkanı Hamdi Halis, Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Mehmet Taşlı, İzmir Büyükşehir Belediyesi yerel hizmetler koordinatörü Hikmet Güriş ve kadınlar katıldılar.

Atatürk anıtı önünde yapılan açıklamayı Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme üyesi Nazife Özcan yaptı. Özcan yaptığı açıklamada, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla, Avrupa Konseyi tarafından 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan sözleşmedir. Bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası sözleşmedir.

İstanbul sözleşmesi 6251 sayılı yasa ile TBMM’de oy birliği ile uygun bulunarak Anayasa’nın 90. maddesi çerçevesinde yürürlüğe konulmuştur. İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olan Türkiye, Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle sözleşmeden çekilme kararı aldı.

Bu sözleşme şiddetle mücadele konusunda bir insan hakları sözleşmesidir. “Toplumsal cinsiyet” kavramının tanımını yapmakta ve toplumun, kişilere, cinsiyete dayalı olarak biçtiği rollerin varlığına ve kadınlara yönelik yapısal şiddete dikkati çekmektedir. Sözleşme, kadına yönelik psikolojik ve ekonomik şiddetin de birer insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olduğunun altını çizmektedir. Taraf devletlere, eşitlik ilkesine bağlı kalarak, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme, bu şiddet vakalarını etkin şekilde soruşturma ve kovuşturma gibi sorumluluklar vermektedir. Şiddeti eşitsizliğin bir sonucu olarak görmekte ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak politikaların geliştirilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Sözleşme, kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti önleme konusundaki girişimleri olabildiğince kapsayıcı tutmak, önlemlerden ve koruma mekanizmalarından, evli olsun ya da olmasın, şiddet gören her kadının yararlanabilmesi için, ev içinde veya kamusal alanda, kadına yönelik fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik her türlü şiddeti kapsamaktadır. Sözleşmede iddia edildiği gibi “eşcinselliği özendiren” herhangi bir ibare bulunmamaktadır. 2020 yılında 300 kadın cinayeti işlenmiş, 171 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 300 kadından 182’sinin neden öldürüldüğü tespit edilememiştir, 22’si ekonomik, 96’sı da boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürülmüştür.Hal böyle iken İstanbul Sözleşmesinden kararname ile çıkmak, şiddeti körükleyeceği gibi ülkemizin sadece kadın haklarında değil insan haklarındaki tüm kazanımlarını kaybetmesine yol açacaktır.

Kadın cinayetleri münferit değil, adli vaka hiç değil.

Kadınları güçlendirme politikaları yerine en çok kadınları tehdit etmek için kullanılan, bireysel silahlanma politikaları, kadınları güçsüzleştiren aileyi güçlendirme politikaları uygulandığı, gerekli yasal düzenlemeler yapılmadığı, var olan yasalar uygulanmadığı, uygulama için gerekli bütçe ayrılmadığı ve kadın - erkek eşitliğini sağlayacak politikalar hayata geçirilmediği için kadın cinayetleri sürüyor. Bunların engellenmesi için İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. Bir kadın arkadaşımızı daha kaybetmeye, bu konuda hiçbir adım atılmaksızın kaybedilen bir güne dahi tahammülümüz yok iken şimdi daha da geriye adım atılmasını Kabul Etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz.

Kadın Cinayetleri Politiktir argümanı ne yazık ki alınan bu son kararla doğrulanmıştır. Sözleşmeden çekilmek gerektiği savunan kitlenin dair olduğu karanlık hepimiz için malumdur. İşte biz o karanlığı istemiyoruz. Mücadelemiz bunun için; İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz.

Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi ve bu meydanda toplanmış Demokratik Kitle Örgütleri  olarak, vahim sonuçları olabilecek bu karardan dönülmesini istiyoruz. Başta TBMM, yetkili kurumlar ve ilçemizde olmak üzere her platformda bu sözleşmenin gereklerinin yapılmasını sağlamak için mücadelemize devam edeceğimizi duyuruyoruz. Şiddetin karşısında olan her vatandaşın da bizimle birlikte hareket etmesi gerekliliği ortadadır. Kadınlar Atatürk Türkiye’sinde hiçbir hakkından vazgeçmeyecektir. Ülkemizin şiddetsiz yarınlara ulaşması için “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” dedik ve demeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi ve gerçekten tam anlamıyla uygulandığında getireceği kazanımlardan vazgeçmiyoruz.

Editör: Haber Merkezi