Tire’de mera alanlarında patlayıcı madde üretim tesisine kesinlikle karşıyız. Bu konu tüyler ürpertici bir olay. Yatırım değil yıkımdır. O, yöremizde azalan meraların en kısır yeri. Geçimini yüzde 65-70 oranında küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkla sağlayan halkımızın sonu demektir.

Tedirginlikler bu günden itibaren başlamıştır. Dolayısıyla hayvancı, mera dışında üretimini daha pahalı girdilerle yapmak zorunda kalmakla hayvancılığa bırakmak zorunda kalacaktır. Bu da hayvan ithalatına sebep olacaktır.

Hayvancılık yok edilecek, doğa yok olacak, belki de ileride can kayıplarına meydan verecektir.

Toprak üstü kayıplarımız kadar yer altı sularının kirlenmesine sebep verecektir. Kimyasal atıklar derelerimize dolayısıyla Küçük Menderes nehrimize kısacası toprak, su ve havaya kirlilik yaratacaktır.

Bu seferde hayvancılıkla et ve süt verimi düşecektir. Bunu öncede daha kurşun fabrikalarında yaşadık, hayvan doğumları olmadı yüzde 90 ölü ve sakat doğdu. Yöreden kaldırılan işletme sonrası doğa kendine geldi.

Amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacı ile yapılan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir. Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümler uygulanır. Kuraklıkla yok olma tehlikesinde olan meralarımızı iyileştirme yerine tamamıyla yok etme çevre halkında tedirginlik oluşturmuştur.

Sürdürülebilir bir yaşam için doğal varlıkların ve ekosistemlerin korunması gerekmektedir. Mevcut doğal varlıklarımızın sürdürülebilir olması, bu alanların ıslah edilmesi ve korunmasıyla mümkündür. Yasal düzenlemeler; mera alanlarının belirlenmesinde, yani tespit ve tahdidinde ortaya çıkan sorunlara çözüm getirememekte ve teknik yetersizlikler de bu sorunu büyütmekteydi.

Biz bölge halkı ve çevreciler olarak hukuki hakkımız arayacağız. Bu direnişimiz Başköy’deki JES’te başarımız gibi bu kuruluşa da engel olacağız.

Editör: Haber Merkezi