Buna göre açık alanlarda maske zorunluluğu sona erdi. Kapalı ortamlarda da havalandırma yeterliyse ve mesafe varsa maske takmak artık şart olmayacak. HES kodu uygulaması kaldırıldı. Okullarda da k vaka çıkması halinde sınıfların kapatılması uygulamasına artık gerek görülmediği kaydedildi.

Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Salgın kısıtlamalarının hayatımızdan büyük ölçüde çıkacağını ama Kovid 19'la bireysel mücadelenin devam edeceğine vurgularken aşıların tamamlanmasının önemine işaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz." ifadesini kullandı.

Bakan Koca, "Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse ve mesafe kuralına uyum gösterilebiliyorsa, maske takmak artık şart değil." diyen Koca, "Maskeleri hayatımızdan çıkarmıyoruz, gerektiğinde takmak üzere yanımızda taşıyoruz. Büyüklerimiz ve kronik hastalığı olanlarla beraberken vazgeçilmez olmalı. Yeni dönemde HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ve kuruluşa girişte HES kodu kontrolü yapılmayacak. Okullarda iki Kovid-19 vakası çıkması halinde 'sınıfların kapatılması' şeklindeki uygulamaya artık gerek görülmemektedir." dedi.

Sağlık Bakanı Koca, "TURKOVAC aşısını gelecek haftadan itibaren aile hekimleri dahil bütün sağlık kuruluşlarımızda başlatmak istiyoruz." ifadesini kullandı.

Bakan Koca şunları belirtti:

"Mesafenin korunmadığı kapalı alanlarda, uçak, otobüs, tiyatro, sinema, sağlık kuruluşları ve okulların kapalı alanlarında maskeleri kullanmaya devam ediyoruz." Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bugünkü buluşmamızsa sanırım ilk günkü endişeli konuşmalarına önem bakımından yakın, duygu bakımından son derece pozitiftir. Size nihayet beklediğiniz haberleri vereceğim.

Kısıtlamalardan çok onların yerini almaya başlayan serbestlikten söz edeceğim.

Huzurlarınızdaki kişi 2 yıl boyunca size kısıtlama ısrarında bulunan kişidir.

'TEDBİRLERE ERKENDEN BAŞVURDUK'

Covid-19 salgının ciddiyetini ilk kavrayan ülkelerden biri olmuştur. Koronavirüs Bilim Kurulumuz, bugün olduğu gibi gelişmeleri mercek altında tuttu ve öneriler geliştirdi. Tedbirleri ele alan salgınla mücadele edeceğimizi tanımlayan tedavi rehberlerini hazırladı.

DSÖ küresel bir salgınla karşı karşıya olunduğunu henüz ilan etmeden her türlü tedbiri planlayan bu kuruldur. Bilim Kurulunun bütün üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Salgınsürecinde gerekli tedbirlere erken başvurduk.

'EŞSİZ BİR MÜCADELE VERDİK'

Bu açıdan bakıldığında salgın hastalığın vaka sayılarına kıyasla en az etkilediği ülkeler arasındayız. Şu anda salgının toplumsal hayatımızı eskisine oranla çok daha az etkilediğini vurgulamak isterim. Teşekkür borçlu olduğumuz, varlıkları ile iftihar ettiğimiz çok insan var. Hekim, hemşire, sağlık çalışanları, kolluk kuvvetleri, ilgili bakanlıkların personeline şükranlarımı sunuyorum. En büyük teşekkürü ise aziz milletimiz hak ediyor.

Birlikte eşsiz bir mücadele verdik. Bir süredir sizlere Covid dediğimiz hastalığın gündemde kalma vasfını kaybetmekte olduğunu söylüyorum. Bu sonuca dünyanın pek çok ülkesinde de varıldığını alınan kararlar nedeniyle biliyoruz.

Ülkemizde de bazı kısıtlamalar kalkmıştı. Salgının biteceğine dair somut işaretler gördüğümüzde şartları normalleştirecek adımları attık. Karantina, izolasyon süreleri, tarama testleri, temaslılık süreleri konularında değişikliğe gittik.

Gelinen noktada hepimizin bilmesi gereken Covid-19'la mücadelenin bundan böyle bilhassa aşıyla verileceğidir. Salgın hastalıkta kullanılmak üzere geliştirilmiş bir ilaç da var. 65 yaş üzeri ve bağışıklığı baskılanmış kişilere dağıtılmasına başladık.

Şimdi sıra salgını toplumsal hayatımızın hakim unsuru olmaktan sağduyulu bir şekilde çıkarmakta, bir bakıma salgın esaretinden gerçek hayata geçmekte.

Bilim insanlarımızdan henüz erken diyen, bekleme taraftarı olanlar da var. Birçok bilim adamı ise bizlerin sosyal gerçekleri dünyadaki benzer gelişmeleri dikkate alarak salgın baskısından kurtulmuş hayata dönüş için aldığımız inisiyatifi destekliyor.

Bakanlık olarak aldığımız kararları açıklıyorum:

1) Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz.

2) Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse mesafe kuralına uyum gösteriliyorsa maske şart

değil

3) Yeni dönemde HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ya da kuruluşa girişte HES kodu

kontrolü yapılmayacak..

4) Hastalık şüphesi olmayan kişilerde test istenmeyecek.

5) Okullarda pozitif çıkan öğrencileri izole edilmesi yeterli bulunacak ve eğitim devam edecek

Birbirimizin yüzünü, gülüşünü özledik. Az değil 2 yıl. Normale dönüşün son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Yaşam tek duygu ve tek konu ile sürdürülemez.

Alınan kararlar salgının düşüşe geçtiği realitesine dayanmakta, hayatımızın ihtiyaç duyduğu psikolojik rehabilitasyonu amaçlamaktadır.

Bakanlık adına en iyisini yapmayı, en doğru kararı vermeyi amaçladığımızdan kimsenin kuşkusu olmayacaktır.

Bir kişi salgın bitmedi ya da salgın bitti dediğinde somut gerçek değişmiyor. Salgın etkisini yitirdi, gözle görülür gerçek budur. Salgın kelimesine eskisi kadar vurgu yapmaya gerek yoktur. Salgını günlük hayatın ana kriteri olmaktan çıkarmalıyız.

Salgınla toplum olarak kısıtlamalar aracılığı ile mücadele etme döneminden hastalıktan bireysel olarak korunma aşamasına geçmeliyiz. Kişisel korunma da istersek süregelen alışkanlıklarımızı sürdürebiliriz.

Maskeleri hayatımızdan çıkarmıyoruz, maskeyi gerektiğinde hemen takmak üzere yanımızda taşıyoruz.

Özellikle büyüklerimiz, kronik hastalığı olanlarla bir arada iken maske günlük hayatımızın vazgeçilmezi olmalıdır.

Kısaca bazı grafikleri paylaşmak istiyorum. Son 1 ayda vefat eden vatandaşlarımızın yalnızca yüzde 8'inin hiç bir ek hastalığı yok. Yani vefat vatandaşlarımızın yüzde 92'sinin Covid dışında ek bir hastalığı olduğunu ifade eden önemli grafik.

Burada vefatların yüzde 92.2'sinin en az iki tanıyla vefat ettiği görülüyor. Yani Covid dışında en az bir hastalığı olan yüzde 92.2.

Sadece Covid tanısı alan yüzde 7.8. Hiç ek hastalığı olmayanların yaş ortalaması 63. Ek hastalığı olmayan vatandaşlarımızın da yaş ortalaması yine gençler olmadığını, ağırlıklı olarak 60'ın üzerinde ortalamasının 63 olduğunu görüyoruz.

13 ayrı ek hastalığı olanların vefat yaş ortalaması 77'dir. 2021 mayası ayı yani Omicron'un olmadığı deltanın ağırlıklı olduğu dönemde yaş ortalaması 68. Omicron'un baskın olduğu dönemde yaş ortalaması 77. Delta özellikle virülansı yüksek olan varyanttı. Genç yaş grubunu da etkileyen varyanttı. O dönemde yaş ortalaması 68 iken Omicron daha yaşlı ve ek hastalığı olan kişileri etkileyen varyant.

Yaş gruplarına göre vefat oranlarına bakıldığında son ay vefat edenlerin yüzde 91.5'i 60 nyaşından büyükler. Delta varyantının baskın olduğu 2021 Mayıs ayında bu oran 71,4 idi.

Sağlık kuruluşlarımızın kapasitesini ve bu noktada sağlık kuruluşlarının yükünü görmek aşısından hastane günlük yatışlarına bakıldığında, giderek günlük yatışların Covid, Omicron öncesi döneme geldiğini görmüş oluyoruz. Ortalama 6-7 hafta öncesine gelmiş olduğunu görüyoruz.

Yoğun bakımlarda da benzer şekilde son iki haftada günlük yatışların azaldığını görüyoruz, düşüşe geçtiğini, Omicron öncesine doğru hızla düşüş yaşandığını görüyoruz."

Editör: Haber Merkezi