Korkma! ....Elbette bu zalim zümrelerin  komplo teorileri gerçekleşmeyecektir. Allah (c.c) buna ( şimdilik ) izin vermeyecektir. Bu sancılar doğum sancısıdır. İnsanlık için barış, özgürlük ve adaletli günler yakındır. Ancak biz insanlığın bu düşmanlarını tanır ve Hak çizgide buluşursak , bâtıl muvaffak olamayacaktır. Bâtılın kurduğu bu düş , ancak Allah' ( c.c ) izin vermesiyle kıyamete yakın bir dönemde gerçekleşecek ve kıyamet bu kâfir gurubun başına kopacaktır.

Şimdi diyeceksiniz ki bunların “covid- 19 “ ile ilgisi nedir?*  O kadar çok ilgisi var ki. Zaten yazımızın özü ve gereği de bu. Gelecek nesillerimiz , bu komploları okuyamadığımızı görüp  “ tüh bizim gayretsiz kıt görüşlü dedelerimize “ demesinler diye tarihe not düşüyoruz.  200- 300 yıldır dünyayı sömüren zalim zümre devletleri ele geçirip  kapitalist bir ego ile dünyayı yönetirlerken , milletler uyutuldu . Atalarımızın başına farklı gaileler geçirip  olmadık dertlerle meşgul ettiler. Bizim nesilleri de uyuşturup hedef saptırıp ,  80- 90 sene kendimize gelmemizi fırsat vermediler..       
İste şimdi uyanış , diriliş ve gerçeklerle yüzleşme zamanı.    

UNUTMA !..75 yıl önce ikinci dünya savaşında pervasızca 150 bin  masum insanın üzerinde atom bombasını patlattılar ... akabinde dolar ( $ )  imparatorluğu kurdular. 

Şimdi virüsleri patlatıp korku imparatorluğu kuracaklar. 

İşte yaşıyoruz , virüs korkusu ile dünyayı evlerine kapattılar. Hedeflerinde çocuklarımız ve torunlarımız var. 

Yani milenyum nesli var.

Korku ve algı ile emir alan , sadece kendilerine itaatkâr ( ebeyinlerine ve devletlerine değil ) vatan – millet bağlarından koparılmış bir nesil üretilmeye çalışılıyor. 

Ey Dünya !....biliniz ki  gözümüz eskisi gibi yumuk değil...

Hâlâ farkında değil miyiz zannediyor sunuz?.... 

İslam'ın bahadır oğulları olan methedilmiş bu necip  milleti yıllardır birbirine düşürdünüz değil mi? 

Jön Türkler kurgusuyla çıkıp İttihat-Terakki  hayalleriyle koca Osmanlı'yı dağıtıp 2,5 milyon km2 lik coğrafyamızı kana buladınız değil mi? 

Bizim 70 li yılların yüksek öğrenim öğrencilik dönemlerimizde  sağcı-solcu ayırımıyla gençlerimizi birbirine düşman edip öldürttünüz  değil mi? 

Lâik- anti lâik diye , baş örtülü baş örtüsüz ayrımıyla  toplumu birbiriyle ötekileştirerek sınıflara ayırdınız değil mi?          

Alevi-Sünni diye mezhep çatışmasını körükleyerek , kaos ortamı projelerinin  para babalarının kim olduğunu artık biliyoruz..

Son 40 yıldır Kürt-Türk  ayrımcılığı ile PKK ‘ yı devletin başına musallat edenlerin de sizler olduğunu  biliyoruz.

Büyük Orta-Doğu projesinin bir parçası olarak planlanan , Ülkemizin bir bölümünü de içine alan kuzey Irak ve kuzey Suriye'de kurulmak istenen İsrail'in uydusu Kürt devletini sizin kurdurmak istediğini de biliyoruz. 

Serkeş Avrupa gençlerini  toplayıp PKK militanlarının arasına yerleştirip  ellerine verilen donanımlı silahlarla Kahraman Mehmetçiğimizin üzerine sizin saldırttığınızı da biliyoruz.

Buna direnen devletimize ve hükümetlerimize karşı yurt içinde patlatılan bombalar ve katliamlar ile korkutmaya çalıştınız.

Bu Milet kör değil elbet. Covid-19,   insafsız ve gaddar  zalim zümrenin dünya projelerinin  biyolojik savaşının ilk adımının bir  parçası.

Gelelim konunun komplo ve perde arkasındaki çalışmalarına. Bizi takip edenler bilirler. Daha TV’lerde evangelizm teorileri, konu edilmemişken yakın tarihimiz çalışmalarımızda bu zümrelerden bahsederek dikkat çekmiştik. 

Bilinmelidir ki, Evangelizim ve Siyonizm ortak zındıka komitesi  Osmanlı- Türk Devletinin yıkılmasında , yeni Türk Devletinin kuruluşu esnasında  Sevr anlaşmasından, Lozan anlaşmasına ve hilafetin ilgasına kadar her süreçte izleri vardır. Bu komitenin birinci ve öncelikli düşmanı İslam’dır.  Ve onun yeryüzündeki güçlü temsilcisi Türk Devletidir.

Corona’dan siyasete geçtiniz diyeceksiniz ama bunları bilmeden, araştırmadan iplerin uçları  birleşmez. Bahsettiğimiz gibi zalim zümrenin kurmak istediği yeni dünya düzenin merkezi, Kudüs ve Orta Doğu’dur. Yani Covid-19 ve sonrasında gelişecek projelerle yeni dünya düzeninde millet - devlet kavramları bugün ki gibi olmayacaktır. 

Evangelist, Siyonist inancına göre dünya temizlendikten ve dijital kölelik sistemi, yapay zeka sisteminin kuruluşu gerçekleştikten sonra kurulacak robot ordusu ile kendilerince insanlığın  kıyameti gerçekleştirilmiş olacaktır. Bu sistemde Tanrı’nın üstün ırkı olarak evangelist  , Siyonist ve zalim zümre egemen sınıf olacaklar.( pramitin en tepesi ) 

Onların altında, onların hizmetkarı elit üstün sınıflar olacaklardır. ( pramitin ikinci tabakası ) 

En Alt tabakada ise dünyanın işlerini yaptıracakları dijital köle insanlar ( dijital gençler ) ve onların kullandıkları makine robotlar olacaklardır. Hepimize saçma gelen ve ilahi nizama uymayan ve gerçeklemesi Kur’an ‘a göre de bu zamanda mümkün olmayan ve olmayacak olan bu zalimce teori maalesef dünyayı kana ve fesata boğan zındıka komitelerinin nihai hedefleridir. 

İşte zındıka komitesinin  en büyük engelleri ve düşmanları da  İslam ve Türkler’dir. Bundan dolayı toplumumuzla 200 yıldır savaş halindedirler.

Sonuç olarak ; “.....onlar tuzak kurarlar. Ama Allah' (c.c ) ta tuzak kurar. ALLAH (c.c ) tuzak kuranların en hayırlısıdır.”   Ayet meali dünyamızın bu dönemine de ışık tutmaktadır. 

Karar üstünde karar vardır. 

Sürekli dediğimiz gibi  bu zalim zümrenin komplo teorileri  olabilir ama en büyük ve son karar Allah'ındır.(c.c). 

Üstad Bediüzzamanın bir müjdesiyle sona geliyorum. 

“Şu istikbâl inkilâbatı içerisinde en yüksek gür seda İslâmın olacaktır.” 

Bu ifadenin bize göre açılımı ;  İnkilabat - yani olağan üstü değişimlerin ve yenilenmelerin ardı ardına gerçekleşmeye başladığı asırlarda - tuzak kuranlar mağlup oolacaklar. Galibiyet ve üstünlük , Hak ve Hakikat için  “ barış, özgürlük ve adalet “ ilkelerine yapışan devletlerin olacaktır. 

Demek ki Devletimize ve hükümetlerimize çok önemli görev ve duruş düşüyor. İnşaAllah yanlış adımlar  atılmadan bir ve beraber duruş sergileriz.   
“ BİZ BİZE YETERİZ “ sözünde bu derin manayı hissediyorum.

Şimdi dik durup, uyanık olup , bir olup , insanlığın bu ortak düşmanlarına karşı siyaset üstü bir duruşla aynı safta birleşmeliyiz. 

İnsanlık adına....

özgürlük adına.....barış adına.....

adalet adına....geleceğimiz adına...
Çocuklarımız adına....yek vücut olup bilinçlenmeliyiz.

Bu biyolojik saldırıdan sağlıklı ve güçlü çıkıp , medyatik saldırıları olan TV dizilerine ve 25.ci kare ile bezenmiş internet  büyülerine kapılmadan coğrafyamızın örf ve törelerine uygun duruş sergilemeye gayret etmeliyiz.

(önümüzdeki yazı; neoliberalizm ve bilinç altı işgaller.)