Corona ‘ yı doğru tanımak ve onun mesajını okumak istersek , Yüce Yaratıcımızın varlığına dayanarak “ Rahmani “ perspektiften bakmamız gerekmektedir.
İnsanlık birkaç yüzyıldır büyük bir bunalım içinde. Girdiği açmazın içinde bocalayıp duruyor. İnsanları insanlığından utandıracak vahşetler , savaşlar , katliamlar , zulümler kesintisiz sürerken bir tarafta saltanat , sefahat , eğlence ve vurdum duymazlık almış başını gidiyor.

Dünya ve doğa insafsızca ve sorumsuzca tahrip edilirken , gelecek nesillerimizin hakkını hoyratça harcıyoruz. Acımasızca devam eden bencil yaşam asil vicdanları rahatsız etse de sessiz feryatlar gök kubbede çınlayarak yeni dünyanın habercisi oluyor.

Afrika'da daha fazla ürün getirmesi için zorlanan babaya ihtar için bebeğinin bir elini kesen  Belçikalı zalim sömürgecinin cezasız kalınacağı mı sanılıyor ?...

Karaya vuran Aylan Bebeğin  duymadığımız feryadını , gök kubbeden ilahi alemlere yükselmediği mi  zannediliyor ?...

Avrupa ‘nın  göbeğinde Bosna Hersek'te Srebrenitsa Katliamının acı izlerinin unutulduğumu sanılıyor ?...

Myanmar Müslümanlarının çektiği işkencelerin orada mı kaldığı mı düşünülüyor?

Uygur Türklerinin  Çin zalimleri tarafından mallarına , ırzlarına ve dinlerine yapılan tecavüzlerin sessiz kalacağı mı umuluyor ? ......

Sayfaların yazmakla yetmeyeceği zulümlerin sona ermeyeceği , zalimlerin dünyadaki saltanatlarının devamlı olacağı mı düşünülüyor ? ....

Nasıl ki çocuk terbiyesi ve eğitimi vardır. İnsanlığın da , toplumsal eğitimi ve terbiye edilişi vardır. Asırlar boyunca İnsanlık , İlahi nizam ve Kader’in  programı içinde terbiye edilmektedir. Hiç bir şey tesadüf olmadığı gibi , hiç bir hadise de başı boş değildir.

Kainatın ve bütün varlığın sahibi Allah(c.c) tır . Mülkünde daimi olarak ve istediği şekilde tasarruf eder. Şeriki yani ortağı ve yardımcısı yoktur. Demek ki işine hiçbir şeyi karıştırmaz , müdahale ettirmez ve kendi kendine oluşuna bırakmaz. O' nun ilmi ve izni dışında bir yaprak bile kıpırdayamaz. Her şey O' nu tanır , bilir ve O'nu tesbih eder. ( ayet mealleri) 

Demeķ ki;  zerreden şemse ( en küçük mikroptan en büyük gezegene kadar ) her şey , her daim Allah'ın ilmi ve bilgisi dahilinde hareket etmektedir. Büyük – küçük , görünen – görünmeyen her şey Allah'ın ayetidir ve bize Allah' ı tanıtırlar. Yaratılan her şey Allah' ın isimlerinin tecellileridir ( bize görünen yansımalarıdır.) 

Asrımızdaki büyük bir âlimin tefsirinde ifade ettiği gibi “ insanlığa Allah'ı tanıtan ve tanıttıran üç büyük açıklayıcı ve tanıtıcı vardır. Birisi Kur'an- ı kerim' dir ve kıyamete kadar ortadadır. İkincisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v ) efendimizdir ve kıyamete kadar tebliğ ettiği din ve usulleri yaşayacaktır. Üçüncüsü kainattaki görünen ve görünmeyen her bir varlıktır. Bu varlıklar yapılışlarındaki harikalar ile icraatlarındaki hikmetler ile ve görevlerindeki neticeler ile bize Allah' ı tanıtırlar. Aslında Allah bu yarattığı ayetlerin her biriyle bizlerle konuşuyor ve bizlere mesaj veriyor. Çünkü bizler yani insanoğlu şuurlu akıl sahibi yaratıklar olduğumuzdan ve halife- i arz ( yer yüzünün imarı ve geliştirilmesi ile görevlendirilmiş varlıklar )  görevi ile vazifeli olduğumuzdan bu mesajları okumaya anlamaya en yatkın ve lâyık yaratığız. 

İşte şimdi , gözle görülemeyen korona adlı bir virüs , zalim insanoğlunun sebep olduğu bir çalışma neticesinde ortaya çıkıyor ve bütün dünyayı esir alıyor. Dijital çağa adım atan ve son sürat giden hayat duruyor , korona ile yatıp korona ile kalkıyoruz. 

Evlerimize kapandık, alışkanlıklarımızdan feragat ettik , olmazsa olmazlarımız olan futboldan, spordan, eğlenceden, tatillerden vazgeçtik. Normalde devlet gücünün dahi kapatmaya cesaret edemeyeceği bazı alanlar kapatıldı, ülkeden- ülkeye , şehirden- şehire yolculuklar  kısıtlandı. Dinî faaliyetler kapatıldı. Kâbe- i Muazzam ve Mescid-i Nebevinin kapıları tarihte ilk kez Müslümanlara kapandı. Cum'a namazları iptal camilere girilemez oldu. Yani bildiğimiz dünya birdenbire durduruldu , adeta el freni çekilip kenara park yerine alındı. 

Bu rasgele bir salgın ve hastalık değil. Dijital asra girdiğimiz çağda insanlığın bir milâdı. Biz henüz farkında değiliz belki ama , insanlığa ve topluma ilâhi bir format atılıyor bu pandemi vasıtasıyla.

Birçok insan olan insan vicdanı  ile yüzleşme fırsatı buldu. 

Gördü ki ; dünya fani , hayat kısa , ecel kapıda.

Virüsün uyardığı insan düşündü ki , “ ben kimim , niçin yaşıyorum ve nereye gidiyorum.”

Bu virüsü insanlığın başına belâ edenler kimler , niçin insanlıkla uğraşıyorlar ?

Saltanatını korumak için yeni doğan bebeklere anaların kollarından koparıp öldüren Firavun kim ise , dünya insanlarını gözlerini kırpmadan yok etmeye çalışanlar da bu asrın Firavunlarıdır.

Bir müddet sonra her ne kadar hayat durduğu yerden devam edecekse de , artık vicdan rahatsız oldu ve uyutulduğu yerden kımıldadı. Uyanan vicdanın önünde hiç bir güç duramaz. 

Amerika kıpırdadı. “ NO JUSTICE NO PEACE “   ..... “ ADALET YOKSA BARIŞ YOK “..

Suskun  Avrupa , Amerika'yı takip edecek. Amerika ve Avrupa susturulmuş ve uyutulmuş vicdanların güçlü sesi. Oradan yükselecek ses , insanlığın kendini bulmasında etkili olacak.
            Dünya aslında POST MODERN ORTA ÇAĞI yaşıyor. 
            Hepimiz esirdik. Bu virüs sonrası KÖLE YAPILACAKTIK. Sihir bozuldu , oyun ortaya çıktı.
            Mana yapımız tekrar kuvvet kazandı. Örf , adalet ve ulusalcılık ,  küresel emperyalizme karşı yakın zamanda galip gelecek.
           Peki denilir ki; herkes bu mesajı niye göremiyor, niye okuyamıyor . Çünkü : burası bir sınav alanı. Hayatın her alanında yaşanan süreçte bu sınav devam ediyor. Zenginlikle, fakirlikle, makamla şan şöhretle , çocuğumuzla, akrabamızla, devletimizle , milletimizle , savaşlarla barışlarla , gençlikle ihtiyarlıkla , güç sahibi olarak zayıf ve aciz olarak , hastalıkla sağlıkla, zelzele- sel- afetlerle, bazen bombalarla bazen mikroplarla,  vel-hasıl her şeyle ama her şeyle sınav devam ediyor.
             İşte netice itibariyle şimdi de hem dünya sınanıyor , hem devletler ve rejimler sınanıyor hem de her birimiz şahsen sınanıyoruz. 
             Zalimler ve onların piyonları bir safta , mazlumlar ve ADALET SAVAŞÇILARI bir safta.
            

Zâlim zulmüne eskisi gibi eli kolu boş devam edemeyecek.  
Dünya ekonomisini tek başlarına sömürenler bu kadar rahat ortam bulamayacaklar. 
Dünya kaynakları şimdiye kadar olduğu gibi sorumsuzca birilerinin tekelinde harcanamayacak.      
Bu olay dünyaya öyle bir balans ayarı yaptı ki. 
”Dünya artık eskisi gibi olmayacak”