Uzun yıllar önceydi. Bir yaz günü, akşam üstü Damadımız Baki Bey’in arabasıyla Ödemiş’ten Gölcük’e gidiyoruz. Yanımızda aile dostu esnaf şimdi rahmetli olan bir ağabeyimiz de var. Maalesef “çok konuşma hastası”. 20-25 dakikalık yolculuğumuz esnasında, tesbihimle saydığım için biliyorum 33 konuya değindi ve bunlarla ilgili fikirlerini dinlemiştik. Meğer bu bir şey değilmiş. Geçen hafta,   İzmir’de misafir olduğumuz eve karı-koca bir aile akşam oturmasına geldiler. Bu hastalıktan muzdarip bey, beni esir aldı. Abuk-sabuk yaşına yakışmayacak konu ve sözlerle sinir sistemimi perişan etti. Akşam 8 den, gece 01’e kadar. Kalbime batarlar girdi, gece 3 e kadar uyuyamadım, ev ahalisine söz etmedim. Tedavi olmasını tavsiye ettim, öğüdüme uyacağını sanmıyorum. 78 yıllık ömrümde edindiğim tecrübeye göre söylüyorum, bunlar konuşurken karşısındakine söz hakkı vermezler, onun için tedavi öğüdümü belki hakaret olarak algılamıştır, ben hasta mıyım yahu, dediğine eminim. Eşi hanımefendiye Allah sabırlar versin.

Psikologlar, “Çok konuşmak, gelişigüzel konuşmak, her konuda malûmatfuruşluk yaparak konuşmak akli ve ruhi dengesizliğe işaret eden bir hastalıktır.” diye tanımlıyorlar.


Az yemek, az konuşmak, az uyumakla ilgili Hz. Peygamber Efendimizin tavsiyeleri olgun insanın tarifi değil midir? Ruhi melekelerin gelişmesinde, insana tavsiye edilen ilk şeylerden birisi de diline hakim olması ve lüzumsuz ve münasebetsiz sözlerden sakınmasıdır.


İnsanın her yerde ağzını açıp, çok konuşması dimağından, düşüncelerinden, kalbinden daha büyük bir dili olduğunun göstergesidir.


Çünkü, düşünceleri derin, kalbi melekeleri ulvi olan insanların sözleri, sakin, yavaş, ciddi, anlamlı ve özdür.


Çok konuşan insan dili dolayısıyla çok belâyı davet etmek gibi durumlarla da karşılaşır.


Böyle insanlar, hem bu dünyada, hem öteki alemde kayba uğrayabilirler.


Saygıdeğer okurlarım! Bilirsiniz, büyüklerimiz “ Dilin kemiği yok.” Diyerek, insanın ağzına gelenleri konuşmamak konusunda bizleri uyarırlardı. Ne kadar haklıymışlar.


İlim Adamları da, bir insanın, kalbinde darlık ve üzüntü, vücüdunda bitkinlik, rızkında eksiklik olursa, bilsin ki; bu durum, yersiz ve malâyani konuşmalarından olmuştur. Demişlerdir.


Çok konuşmak, çok hatayı getireceğinden, bu durum olgun insan özelliği değildir.


Bilirsiniz, insan çok söz söylemekle değil, söylediği sözlerin yerinde ve faydalı olmasıyla değerini yükseltir.


Özetle, çok konuşmak, nefsin serkeşane hareketlerinin göstergelerinden biridir. Çok konuşan çok gıybet eder.


Saygıdeğer okurum! Çevrenizde bu tür insanlar varsa, yakınlarına (kendilerine kabul ettiremezsiniz) mutlaka tedavi olması gerektiği hususunu ısrarla söyleyin, sevap olur kanaatindeyim.


Saygılarımla.